2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1007
Okunma
Tam 27 oldum. Şaka değil, koca karı oldum
Birkaç yıl önce neler çıkmış dilimden, o çocuk neler demiş, nasıl da gıybet yapmış öyle. Okudukça bir kez daha özlem duydum eskimiş anılarıma. Kadın ruhum hiç değişmemiş, hala dik başlı hala otoriter hala doludizgin…
Hastane koridorlarındayım hala, yerim hiç değişmedi. Ruhum büyüdükçe kelimelerim toylaştı buralarda. İç karartan, umut yitiren, boğazı düğüm düğüm yapan şeyler gördüm, yaşadım. Çok şükür, nefes alıyorum.
Elime kağıt kalem almayalı epey olmuş, pas tutmuş parmaklarım. Mürekkep yutmuş insanlarız neticede, mola vermemek lazım. Ne maceralar geçmiş üstümden… Yorgunum laf aramızda.
Birkaç hafta kadar şeker mi şeker stajyerlerimiz vardı. Kendimi gördüm birlikte çalıştığım öğrencimde. Hastalarla konuşurken üstünden atamadığı çekingenliği, parmaklarındaki titreyişi, yüzünün kızardığı zamanları da alırsak birkaç yıl içinde pire gibi bir hemşire olacağı böylece çıktı ortaya. Tüm tatlılığı ve sıcaklığıyla dolu dolu zamanlar geçirdik birlikte. Hiç üşenmemiş, bana hediye almış. Burdaki yazılarımdan çaktırmadan alıntılar eklemiş, aldığı hediyenin içine. Bu yazım da onun tombul suratına ithaf olsun.
Geçmiş diyordum… Özledim.
Üniversitenin kalabalık partilerini, esmeyi, coşmayı, kahkahalar atmayı, ölümlere değil doğumlara şahit olmayı, hesap vermemeyi, havalarda uçmayı çok özledim.
Biricik anamın lafı hala kulağımda; ‘’Öğrenciliğinin kıymetini bil, ararsın.’’ Erken mezun olmakla halt ettim. Keşke çift dikiş gitseydim
Bir tek evin duvarları aynı. Azıcık dökülen saçlarım var, belirginleşen yüz kemiklerim, sürekli ayakta durmaktan ara sıra ağrı yapan zıkkım varisim bir de. Yüksek lisansımın 2. yılında başlamaya üşendiğim bir adet projem, değiştirmem gereken hayatım, evim, kararlarım, bulanıklığım, içim var.
Söylenebilecek ve yıllarca değişmeyecek tek bir gerçek var; ‘Büyümek aptalca…’
Halıya kırmızı şarap dökmeye bile vaktim yok lakin o kırmızı şarap şişesini kafasında patlatmak istediklerim var. Vakit bulsam güç bulsam onu da yaparım.
İçimdeki çocuğu herkese gösterirdim önceleri. İnsan büyüdükçe içindeki çocuğu da herkesten gizlermiş. Büyüdükçe insanların güvenilmez, tuhaf, değişmesi mümkün olmayan yaratıklar olduğunu anlarmış. Hepimiz yaratığız. Çevreye duyarlı, nazik dost canlısı yaratıklar olmalıyız vesselam. Bize kötü naralar attıran insancıklardan uzak durmalıyız.
Bir kadın nara atıyorsa haklı bir sebebi vardır der konuyu kapatırım.
Geçmiş dedik, konu nerden nereye geldi. Ayol tutamıyorum kadınlığımı! Çok da gurur duyuyorum bu halimden. Kadınlığımdan, çenemden, dik duruşumdan, dik başlılığımdan…
Tek derdinizin halıya dökülen şarap lekesi olması temennisiyle…