- 976 Okunma
- 5 Yorum
- 2 Beğeni
PERDE!
Shakespeare’in ünlü “As You Like It” oyunundaki bir monologda yer alan bu cümle, belki de hayatlarımızın ve bizlere dayatılanların bir özeti: Tüm dünya bir tiyatro sahnesi ve biz insanlar sadece birer oyuncuyuz.
Gelin bakın hayatımız nasıl Trumanvari, nasıl etrafı kameralarla (gözlerle?) çevrili bir ortamda bizden istendiği şekilde yaşıyoruz...
O da aramızdan biriydi. O da bu koskoca dünya sahnesinin bir oyuncusuydu. Kendisine verilen bu rolü sonuna kadar oynamak zorundaydı. Ama sahneyi bırakmanın oyuncunun elinde olmadığı da bir gerçekti. Perdenin ne zaman nasıl kapanacağı ise büsbütün bir sırdı.
Çünkü her oyun sürprizlerle doluydu .
O güne gülümseyerek başlamıştı adam. Arkadaşlarıyla birlikte yiyip içecek gülüp eğleneceklerdi. Hayata bir kez geliyordu insan tadını çıkarmalıydı elinden geldiğince her günün.
“Kemençeni unutma baba” diye seslendi küçük oğlu. “Ancak öldüğüm zaman elimden bırakırım ben onu” diye cevapladı oğlunu babası da.
Mangalın üstüne mis kokulu taze balıklar dizilecekti sıra sıra. Yanında taptaze yeşillikler. Kat kat lavaş ekmekler. Yanı sıra belki aslan sütü belki başka içecekler. Üstüne tahin helva da ne güzel gider diye düşündüler muhtemelen.
Gelsin ardından sohbetler. Askerlik anıları. Varsa çoluk çocuk sorunları ve olmazsa olmaz memleket meseleleri! Horonoynamadan noktalamak çıkmazdı bu güzel günün tadı.
Ve o gün akşamın karanlığı çökmeden Gölyaka’nın üstüne… Dünya tiyatro sahnesinde rol alan bu elindeki kemençesini büyük bir aşkla çalan oyuncunun üstüne perdenin açılmamak üzere kapanacağını kim bile bilirdi…
Onun da son bir tiradı kemençesi eşliğinde söylediği çok güzel bir ezgi oldu...
Ne güzel bir ölüm insanın gönül verdiği sevgilinin elini tutarak ölmek…
Cumhuriyet Türkiye’sine kuşaktan kuşağa kalan bir replikti Osmanlı Ermeni’si büyük tiyatrocu Tomas Fasülyeciyan’ın o tiradı...
“Zaten aktör dediğin nedir ki?..
Oynarken varızdır, yok olunca da sesimiz o boş kubbede, bir hoş sada (seda) olarak kalır...
Olsa olsa eski program dergilerinde soluk birer hayal olur kalırız...
Görooorum hepiniz gardroba koşmaya hazırlanıyorsunuz...
Birazdan teatro bomboş kalacak...
Ama teatro işte o zaman yaşamaya başlar...
Çünkü Satenik’in bir şarkısı şu perdelerden birine takılı kalmıştır...
Benim bir tiradım şu pervaza sinmiştir...
Hiranuş’la Virjinya’nın bir diyaloğu eski kostümlerin birinin yırtığına sığınmıştır...
İşte bu hatıralar, o sessizlikte saklandıkları yerden çıkar, bir fısıltı halinde yine sahneye dökülürler...
Artık kendimiz yoğuz...
Seyircilerimiz de kalmadı...
Ama repliklerimiz fısıldaşır dururlar sabaha kadar...
Gün ağırır, temizleyiciler gelir, replikler yerlerine kaçışır...
Perde...”
YORUMLAR
bir solukta okumuşum farkında olmadan tüh, dedim bitmiş, keşke bu hazzı anlatacak kelimeler bende olsaydı,selamla yoldaşım.
Bir insan tiyatroyu bu kadar güzel resmeder insan benliğine...İçtenliğinize ve kaleminizin sadeliğine ama bir o kadar da kıvraklığına tüm hastaliğim.Yüreğiniz üşümesin ve kaleminiz kurumasın efendim.saygılar...
DEVRİM DENİZERİ
Gönül dolusu sevgilerimle.
İnsan için en büyük devrim sanatın ve felsefi akımların aradığı insanı kamil bilincine ermesidir, kısaca insan olabilmek en büyük devrimdir, Marks dahi iyi okunursa bu insanı aramaktadır, tiyatro da bu amaca hizmet etmektedir, esenlikler dileklerimle...
Açılım, insan dalgalar aleminde yüzmektedir düşünce ışık ses deniz dalgası gibi deniz olamayacağına göre dalgaların keyfini çıkar, mesela bir beste yapmak, bir şiir yazmak gibi...
DEVRİM DENİZERİ
Sevgiler saygılar.
Ahh ruhunun safiyeti güzelliği yüzüne yansımış çok çok değerli dostum. Sen olmasan ben ne yapardım buralarda..O gülen yüzünü gördükçe güller açıyor yüzümde benim de..
Evet Tiyatroya gerçekten emek ve gönül verenler insanüstü varlıklardır.sözü boşuna söylenmemiş sanırım.
Seni seviyorum USTA.
Dilek USTA
Bende seni seviyorum Devrimcim
"Tüm dünya bir tiyatro sahnesi ve biz insanlar sadece birer oyuncuyuz."
Canımm ne kadar doğru bir söz..
Hepimizin eline hayatın değişik replikleri verilmiş ve bizler rolümüz ne ise onu oynamaktayız. Rolümüz biter ve bizim için perde kapanır..
Bu söz gerçek tiyatroya gönül verenler için biraz daha farklı sanırım.Onlar diğer insanların rollerini aleni bize sunan gerçek sanatkarlar.. Bizler figüranız,hatırlamaz kimse bizi.. Ama bir tiyatronun tozuyla yaşayıp ölenleri asla unutmaz seyirci...
Yine çok güzel bir konuyu ele almışsın meleğim. Vefalı yüreğinden öpüyor,sevgilerimi yolluyorum Devrimcim..
Dilek USTA tarafından 3/28/2017 1:22:46 AM zamanında düzenlenmiştir.