- 440 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ÇOCUKLUK DEYİP GEÇMEM ASLA
Arkadaşımla ben sekiz yaşlarındaydık bahar yeni gelmişti
Evcilik oynamak için evimizin biraz ilerisindeki kırlara giderdik, kırmızı gelincikler çarşaf serili gibi toprağı örtmüştü, birde aralarına serpilmiş papatyaları seyreder durur gelincikler ve içinde serpilmiş papatyaları şanlı bayrağımıza benzetirdik, gururlanırdık aralarına girmeye onlardan toplamaya kıyamazdık bayrağımız bozulur korkusuyla çünkü babalarımız bize Türklüğün ve bayrağın özelliklede Atatürkün yüceliğini anlatıp dururdu.
Evimizden getirdiğimiz kilimi onların kenarına açar bolca izlerdik renkli kelebekler çoktu o zaman güneşin yansımasıyla yan tarafta ekili buğday başakları ışıl,ışıldı
Ya tepelerin dik yamacından kekik kokusunu bize getiren rüzgarlar saçlarımızı okşardı hiç unutmam sen baba olurdun bende anne, hayali kardeşlerimiz ve çocuklarımız olurdu.
Biri bakkala gider biri manava sende işe giderdin hayalden ama o,an her şey bizim için gerçek gibiydi, ben ev işlerine koyulur ardından yemek yapardım diğer arkadaşlarımızı çağırır onları misafir ederdik onlarla körebe çelik çomak yakan top oynardık.
Televizyon yoktu o zaman, şehirlerde vardı belki ama biz bilemezdik annelerimizin eski elbiselerinden yaptıkları el bezlerinden alıp bez bebek yapardık küçüktüm ama elim yatkındı iğne işine makas tutmaya, ablalarımızın işlediği kanaviçe ipliklerinden ister bizde bebeklerimize kaş göz burun işlerdik.
Beş yüz metre ilerde pamuk tarlalarımız vardı ilk açan kozaları toplar bez bebeklerin içini doldururduk onlara yatak yorgan yapar bebekleri yatırıp ayaklarımızla sallar ninni söylerdik.
Pamuklu şeker satan amcadan biraz ister bebeklerimize yedirdik
Bir ara tavuk ve horozların bayrak gözüyle baktığımız gelincik tarlasına
Kendilerini saldıklarını gördüm, eyvah düşmanlar bayrağımızı yiyecek dedim arkadaşıma eve koştum annemin yıkayıp ipe astığı beyaz çarşafı toplayıp bir sürü bez asker yaptım bayrağımızı düşmanlardan korumaktı amacım, birkaç bez asker dizdik kenarlara arkadaşımla çocukluk bu ya içimiz rahatlamıştı artık bayrağımız rüzgarla dalgalanıyordu hafiften biz huzurluyduk.
annelerimiz bizi çağırdığında bez askerlere sanki gerçekmiş gibi bayrağımıza sahip çıkın biz yarın size yemek getireceğiz derdik sonra annelerimizin bize seslenişleriyle hayal dünyasından sıyrılıp ev dünyasına dönerdik,
Sabahat Çelik
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.