kendime mektuplar: pencere önü çiçeği
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
sabahları uyanan ilk halime...
her hayat bendir vurulan garip bir vezindi
alkol dolu akvaryumlarda alınan nefes
karaciğerinde kaptan ahabın
albinolu bir kara kuştu
güliverin burnunda
hayat integrali alınamayan bir türevdi
ruhumsa karmaşık bir bakkal hesabının veresiye defteri
çekip yatağanımı bir tutam tütünü
böldüm buzullardan
içimdeki mezar, eski dillerde kalmış bir fosildi
duvarlara çizdiğim resimler nesli tükenen
o hasta geyikti vurdum onu
evet , yalnızdım bir başıma söyledim bunu
sevgili m.
güneşli bir şubat gününden sana yazıyorum. pencere önü çiçeği dinliyorsan şu an benim gibi sen de demek ki yine hüzünlüsündür. seninle zaman içinde yazışmalı bir satranç oynamak isterdim. gece ve gündüz farklı insanlar olup, kendiyle savaşan o adamın hikayesini bitirdin mi? dün gece rüyamda 2.70 metrelik bir dev klasik arabasıyla ayçiçeği tarlalarında kaza yaptı ve öldü. bunu sana mı yoksa bana mı anlatıyorum şimdi bilemedim. şu an bozkırdayım ve duygusal açıdan nötrüm. belki sen doğunun bir kasabasında öğretmenlik yapmaya başlamışsındır. okulları sevmediğini biliyorum. yanlış meslek seçimi yaptın. hayatımda senin kadar tezatlıklar içinde yaşayan ve kendine sahip çıkmayan birini görmedim. bilmiyorum sonun nereye varacak. yoksa yine kendini odana kapatıp tuğla kalınlığındaki kitaplarına mı gömüldün. şiir yazmaya çalışıyor musun yine? buğday tarlaları yerel rüzgarlarla sallanırken huzur doluyor musun yine? sana şimdiki zamanı anlatmalıyım. o zamanı sen de bana anlatırsın. dedim ya güneşli bir şubat var dışarıda, balkanlardan yeni bir yağışlı hava geliyormuş. güvercinlerin soyu kurudu. arsız bir gelincik dadandı beyazlığa. şehirler arası otobüslerde yine cam kenarına oturuyor musun? arka sıralardaki koltukları mı tercih ediyorsun yine? tütün içmeye devamsa, ne olur biraz azalt. arada kafayı çekebilirsin, biliyorum bu hayat kafan dönerken daha iyi çekiliyor. hayat bir karagöz oyunu bunu farkettim. mukaddime, muhavere, fasıl ve bitiş. şu an muhavere bölümündesin. karagöz müsün? hacivat mı?
sevgili m. hamlem d2-d4 hadi satranç oynayalım.
YORUMLAR
Yazıyı okuyunca aklıma Lamartine geldi.Bir gün postanede yazdığı mektup zarfı memurun dikatini çeker.
-Efendim,bu mektubun göndereni ile alıcısı aynı,sakın bir yanlışlık olmasın...
Lamartine hemen söze girer.
-Hiç yanlışlık yok,bana mektup gelsin,isterse kendimden gelsin deyiverir...
Bu çağrışım hoştu bence.
sehran
iyi tarafı pullar bana kaldı:)
Kimileri çok uzun yaşar veya yazar fakat yaşadığı, anlatığı anlamsızdır; anlatamamıştır. Kimileri de kısa yazar ama çok şey anlatmıştır işte ben bu kısa ama çok şey(dünya dolusu) anlatan yazılara bayılırım...
Ve şiir hem güne hem mektuba çok uymuş; müthiş bir ikiz...
Hangimiz düşmedik hangimiz vurmadık ki bu geyikleri! yazmak veya söylemek ferahlanmaktır bir bakıma...
Satrancı iyi bilirsen hayatı da o kadar iyi bilirsin....
Yüreğe tekrar selam bırakıyorum ve kocaman bir teşekkür de...
DemAN
sehran
Mektuptan öte bir şiir gibi algıladım çokça şiirsel ve günlük, taptaze öykümsüydü. farklı betimlemeler çok şıktı ve inan benim bir film hikayesini anımsattı....
Aslında ben hayatı dörde bölerim; doğum(bebeklik), gençlik, olgunluk ve yaşlılık...
Anlatım çok sıcak bir sohbet gibiydi ve okuncak bir mektuptu.
Şimdilik bu kadar fakat zaman bulursam tekrar dönerim...
Günüme düşen en iyi eser....