- 500 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
VE TANRI DEDİ Kİ
…
Ve tanrı dedi ki:
“her canlı ölümü tadar”
“Ölümü sevdanın ölümsüzünü yaşadığım sende,
Bekayı, ölümün korkuttuğu tek coğrafya, yüzünde,
Yaşadığıma
Ve seni karşıma çıkarıp cari zamanın faniliğini bana tekrar hatırlatan Rabbime hamt ederim…”
Diye sevgilisine yanarken, tanrıyı cevapladı insan…
Ölümü heybemizden çıkaralı kırk yıl oldu. Gelen, giden, soran, bilen, açan, saran hep memat değil mi zaten? Daha evvel dememiş miydi şair; “kisvesini değiştirir ölüm sadece” diye. Hangi kılık altından karşına çıktığı çok fazla önemli değil diye düşünüyorum. Neticede siyah, beyaz, dost, düşman, yaren… Nasıl rastlarsan rastla, gelen ölüm olduktan sonra giden her şekilde “sen” sin…
Ölüme üzülmemeli insanoğlu. İlla ki bir şeylere üzülmek istiyorsa doğuma üzülebilir örneğin. Her doğum bir ölümün müjdecisidir çünkü. Ve doğum günlerini kutlamak demek, ölüme biraz daha yaklaşılıyor olduğunu kutlamaktır aslında. Doğum günleri, aleni bir kandırmacadır.
Ölüme sevinebilmeli insanoğlu. Bunun kendine özgü durumları zuhur eder hayatta. Mesela, hayatı boyunca ilaçlara, doktorlara, makinelere bağımlı olarak yaşamış olan bir insanın ölümü, o insana çok da fazla üzüntü vermez zannımca. Dahi ölüm döşeğinde aylardır can çekişmekte olanın da yakınlarına.
Kaygı altında yaşamlar. Kaygı ürkekliği, ürkeklik çekingenliği doğurur. Ve çekingen bir insan olmak demek bir nevi hayattan beklediğin hiçbir şeyi alamaman demektir. Boşu boşuna bir yaşam. Ve yaşama hakkı elinden alınmış kardeşinin boynundaki borcu…
Ölümün bu kadar zamansız ve kati olduğu bir dünyada, insan nasıl çekingen ve hantal olabiliyor? Ölümü aklından bir an çıkartmadan vermeli kararlarını insanoğlu ve aynı acele ile uygulamalı. Zira sonsuz bir hayata sahip olduğunu düşünen insan, hayatını da “sonra” lar üzerine kurar. Fakat yarın ölecekmiş gibi yaşayan insan, bir güne yüzlerce fikir, düşünce, eylem ve girişim ekleyebilir. Ölüm bilinci ile yaşayan insan, bir ömre birden fazla hayat sığdırabilir. Zira “ölüm düşüncesi, insanoğlunun ruhuna ve günlük hayatına çeki düzen veren tek şeydir” der Don Juan.
Bu bilinç altında yaşanmalıdır hayatlar. Ve kararlar aynı kaynaktan beslenmelidir. Bu bilinç düzeyine çıkarmalıdır insan zihnini. Bu düzeyde, kendi niyetinin saflığından emin olarak birey olmanın getirdiği sorumlulukları almalı ve yaşamının hemen biteceğini unutmadan vermelidir kararlarını.
“ürkek ve çekingen olmak, insan olarak yapmamız gereken şeyleri yapmamızı engeller…”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.