- 746 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Akıllı Keçim...
Seni hep yazmak istedim
Her kurbanda içimi çekerek
Seni hatırladım
Çocukluğumda
Yaz tatilinde
Köyümde
Upuzun bembeyaz tüyleri
Fincan fincan
Kıvrık kıvrık
Sanki kulağının içine girecek
Boynuzları
Süt dolu göğüsleri
Boynunda zili
O çok güzel biri
Biliyor musun
En çok seni özlerdim
Yaz tatilini iple çekerdim
Seni görmek için
Seni özlediğimde mektup yazar seni sorardım
İlk mektubumuda sana yazdım
Ne güzel oynardık kırlarda
Azatların altında
Hiç bırakmazdın beni
Duyar gelirdin sesimi
Hatırlar mısın
Kimseler görmeden
Gizlice
Arpa, buğday keletesinden
Sana verdiklerimi
Sen benim
En özlediğim
En sevdiğim
En iyi dostumdun
Uzun yıllar birlikte olduk seninle
Hediyelerin en güzeliydin
Sonra yıllar geçtikçe
Yaşlanmaya başladığını
Usul usul söylediler bana
Dişlerinin döküleceğini
Artık verdiklerimi yiyemeyeceğini
Ama yine direndim
Sonuna kadar
Kurbanda kesilmemen için
Ama kaçamayacağın son
Seni de buldu
Haberim inan ki yoktu
Kesmişlerdi seni
Göndermişlerdi etini
Ben yine mektuplarda sorardım
Hep iyi derlerdi
Saksıdaki çiçekleri yine yediğini
Söylerlerdi
Yaz tatili geldiğinde
Göremedim seni
Yok olmuştun sanki
Söylediler gerçeği
Neşeyle koşamadım kırlarda
İşte o günden sonra
Uzunca bir süre et yemekten tiksindim
Hep sen geldin gözümün önüne
Kurban kesilirken
Cesaretli olmamız için
Tutardım kurbanın bacaklarından
Bu bir görevdi
Direnişlerini
Debelenmesini
Son nefes alış verişini
Ve can verişini
Kokusu çıkmazdı ellerimden
Yiyemezdim
Kızardım
Ağlardım
Sonra
Bu görevden neyse ki alındım
Uzun yıllar et yemekten uzaktım
Ta ki
Senden kilometrelerce uzakta
Londra’ya çok yakın
Southampton adlı
Küçük şirin bir kasabada
Gri bulutlar altında
Yeşillikler içinde
Yeşil kurbağaları gördüğüm
O dere kenarında
Dolaştıkça
Sakin yağan yağmurun altında
Islandıkça
Biraz da üşüyünce
Oracıktaki
Bir restauranta giriverdim
Şömine yanan odun çıtırtıları
Yüzüme vuran ateşin sıcaklığı
Tahta nostaljik masalar etrafta
Etrafa yayılan nefis kokularla
Acıktım
Hem de çok
Ve epey süredir
Yemediğim eti özledim
Sanki yılların acısını çıkarırcasına
Oldukça fazla yedim
Senden çok uzaklarda
İnan ki
Köyümü hatırladım ama
Doğasını
Toprağın kokusunu
Ama itiraf edeyim
Sen gelmedin aklıma
Unutmuştum
En sevdiğim dostumu
Sonra alıştım
Ama senin yerini
Hiç kimse alamadı
Bana bıraktığın yavrular
Beni anlamadı
Peşimde sen gibi dolaşmadı
Bana sen gibi bağlanmadı
Ve hiçbiri sen gibi olmadı
Senden başkada hiç mi hiç
İnatçı mı inatçı bir keçim olmadı
Sevgili akıllı keçim
Her kurbanda aklımdasın
Seni ben hiç unutmadım
Yerine kimseleri koyamadım
Bu görseli ikimiz için seçtim
Mutlaka hatırlarsın
Her zaman aklımın ucundasın
YORUMLAR
Çok hoş bir şiirdi. Kutlarım. Beni de aldı köyüme çocukluğuma götürdünüz. Peygamberlik mesleği çobanlık günlerime. Ben en çok kuzusunu kurda kaptırmasına engel olamadığım koyunların günlerce artık geri gelmeyecek yavrusuna gözyaşı dökerek ağlamasına (melemesine) üzülürdüm.
Emeğe ve sanata saygımla esenlikler.
Dedemler kurban keserken erkek çocuklara tuttururlardı kı alışsin ögrensin ilerde kurban kesmesi gerekince bilsin diye.biz kizlara bakmayin eve gidin derlerdi. Hayvanı da doğayıda çok seviyorum lakın Allah emri yerine gelecekse kabulleniriz onlar bize yememiz için gönderilmişler üzülürüz tabiki ama isyan etmeyiz bende köyde büyüdüm hayvanlarimiz vardi severdim hiç korkmadim en aksisinden bile sadece kendim sevip büyüttügüm hayvanların etini yiyemiyorum oda ona olan sevgim ve bağlılığımdan.hüzünlü bir anı.saygılarımla...