- 714 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEN 18 YAŞIMI ÖZLEDİM
Kulagımda bir müzik yankısı gözümde canlanan dertsiz tasasız umut dolu mutlu insanlar beliriyor,
Grup alzaymır tutuşur dizlerim çalıyor sanki yine Ankara sokaklarında yagmur altında yürüyormuşçasına kendimi anlatılmaz bir duygunun içerisinde buldum..
Söverken bakiye taksiye binseydik edasıyla içten , içimdeki bir başka seste yürü oglum mehmet bu büyük anı kaçar mı diye konuşuyordum kendi içimden..
İçtigim orta türk kahvesinin tadı hala etkisini yitirmiş degil.. Hatrıysa hatrı diyelim ama gittigin yerde misafir degil gibi ev sahibi gibi oldugun yerin havasından olsa gerek..
Efkarımızı Ankara’nın hışımla yagan yagmuru söndüremedi , söndüremezdi.. Hepimiz içimizde birikmişlerimiz olsa da birlikteyken sanırım hayatımızda hiç unutmayacak şeyler yaşadık yaşayacagız..
Dershane koridoru arasında uzun havalar söyledigimiz günler geliyor aklıma bolşevik çariçe geliyor anlamlı anlamsız..
Kaygısızlar çift soganlı olsun abi diyişlerimiz geliyor.. Efkarımız olsa da üstesinden gelinemeyecek bir efkarımız yoktu kendimizce..
Bir ÜÇLÜ ittifak gibi adeta göze gelmeye açık bir kardeşligin başlangıcıda aşikar ; nevale doluu bir okul çantası..Belki de bu biraz daha enteresan bi başlangıçtı bizim için..
Ankara’nın soguk havasının yagmurun çamurun içimize işlemeyişinin sebebi bariz belli bir sebebi var sadakat..
Kaç bira ya da ne kadar rakı içtigimizin önemi olmadıgı zaman dilimleri bizi biz yapan sohbetlere hayatımızın gerçeklerine sürükledi..
Ama görüyorum ki farklı şehirler farklı hayatlar farklı insanlar (istisnalar hariç) bizlere yaramadı.. Basireti baglanmış birileri haline dönüştük..
Birşeyler daima boka sarmaya , birşeyler hep birikmeye başladı..
Hayatımıza girenlerin izlerini silmeye çalışırken , kendimizi kandırışlarımızla başbaşa kaldık bir başımıza dört duvar arasında..
Ben üzülüyorum Baki , Onur ve benim aynı şehirlerde olmamıza görüşmesekte yine o birlikteligin ruhu yeter diye inanıyorum..
Hayatımız 18 yaşında güzeldi ve belki de birçok şeyden habersizdi..
Ben külahcıoglu holdingde içtigim bi biranın izledigimde o videoları şelpeleri, (arı inler bal içinde) bir duuygu bulutu topşanıyor gözümde sagnak yagmaya hazır..
Ben en çok 18 yaşımızı özlüyorum son paramıza kazı kazan oynamalarımızı..
Hayata bakış açımızı degiştiremesekte anlamlı anlamsız, başkalarının etkisinde hayatlarımız bir çıkmaza ya da bahtsız sonuçlarla dert babası yaptı birer bizi.. Üstesinden oturup kendi kendimize konuşmayla çıkar yol aradık , uzak kaldık..
Ben en çok 18 yaşımızı özlüyorum sizinle gidemedigim yerlere , yaşayamadıgım o ufak tefekte olsa hatırladıgımda hep tebessüm bırakacak dedigim şeyleri yaşamamanın üzüntüsünü yaşıyorum..
Eve siyah poşetle girdigimiz günleri, yaprak testleri uçak yaptıgımız, tebeşirle adamları vurdugumuz günleri özlüyorum..
Ben 18 yaşımı özlüyorum hayatımızda birilerinin olmadıgı o zamanları, bizim biz oldugumuz zamanları , saçma hayallerimiz olsada cahil davranışlarımız olsa da üç valideyi bir araya getirip mantı dolduramamalarına üzülüyorum..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.