suretin golgesizligi
zamansız ve aniden gelen herseyin o tesadufi buyusu insanı sarar bir kuraklıkta. duygusal gocler baslar baska ruh kıtalarına. kimse kendine kendini anlatamazken baskasına nasıl aktarabilir herhangi bir buyuyu?
mutluluk; bir yazgı baslangıcı mıdır? bir kader ayrıntısı mı? bilinmez...
bilinmeyen ne varsa alır bizi ve goturur baska semalara. o gogun renkleri olur bir sure sonra mevsimlerle birlikte icimiz. tesadufun baslangıcı biz olur ki; icimizde bizden baska ne varsa karısır biz’in golgelerine.
golgeler...
arsız ve tutkulu sevismeler gibi peter pan ın o cocuksu hayaleti gibi mucizelere bular cocuklugu ve yetiskinligi. aynaların suretleri aldıgı an baslar bir suret yarışı. dunyaya kafa tutar tum ikilemler.
biz bir suretin aynadaki golgesizligiyiz...
hani demiş ya şair mutluluğun resmini yapabilir misin ? diye, mutsuzluğun portresini resimleyecek biri de yoktur sanırım. iki farklı tual arasında boyanıp gitmiştir guaj bir dalgada, o incecik fırça darbesi. suya indirilmeyi bekleyen o renksiz kayık hangi renge boyansa da , kurtulsa tahtalığından. ortasından geçen o hat iki ayrı yarım küreyi yüzdürür kimsesiz açıklarda.
uçurumun üstündeki o asma köprüdür, ve ortasındasındır, korkarsın yüksekten , yüksekten düşmekten, korkarsın derinlikten, derinlere batmaktan.
araftır, ruhunu kabzetmiş bir boş salon, voltasına çark ettiren bir avlu , mapushane.
incecik bir jilet kesiğidir, kan pınarı gibi akar sadece.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.