- 1323 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ters Yüz
Ters Yüz
Yüz: Yüzey, satıh; düzlem, alan, levha, 2. Boyut, data, yazılım, tasarı, ruh, soyut.
Ters: Gerekli olan duruma karşıt, zıt; bir şeyin içe gelen yanı, arkası. Kabul edilmiş olanın zıddı! Bu da kabul edilmiş olana görecelidir!
Ters yüz: Göreceli olarak yapılan bir belirlemenin sonucu, yansıması! Kabul edilen ya da esas alınanın tersi! Yani aslında aynısı!
Bir şeyin tersi ile yüzü tamamen göreceli oluşuyor. Yani tersi veya yüzü, hangisi esas kabul edilir ise diğeri ona göreceli “Ters” kabul ediliyor!
Saatin ilerleme yönü “Yüz” kabul edildiğinde, diğer yön “Ters” olarak düşünülür. Bu tamamen kabule görecelidir! Teorik olarak uzayda “Yön” bir şeye, kabule görecelidir! Güneş esas alındığında “Doğu-batı-güney-kuzey” göreceli olarak belirlenir! “İyi” olarak kabul edilenin tersi ise “Kötü” olarak belirlenir. Bu mutlak manada neyin “Yüz”, neyin “Ters” olduğunu belirlemez! Göreceli bir duruma dair belirleyici, “Kabul” olur! Saat örneğinde, sayıların mevcut kabule göreceli “Ters” belirlendiğini düşünelim. Yani saat, mevcut yönünün tersine dönsün; rakamları da ona göre değiştirelim. Saat tersine döndüğü için “12 yani 00” dan sonra gelen “1,2,3…” yeni yönde sıralansın. Yani “11” yerinde “1” olsun. Bu durumda saatin zamanı doğru göstermediği söylenemez! Saat belirlenmiş kabule göreceli “Ters” işler ama zamanı “Doğru” gösterir! İkinci durum yerleştiğinde zaten diğeri “Ters” olarak düşünülecek. Yani “Ters-Yüz” birbirinin aynı sonucu verecek.
Evrenin başlangıcı, “Hiçlik, sonsuz ve sınırsız kaynak” olarak düşünülür ve 1. Boyut yani “Tercih edici ben” ile hiçlikten çekilenlerin 2. Boyutta yani “Ruhsal yüz, düzlem alanında tasarlandığı düşünülür! Bu tasarıların maddi alanda “Zaman-mekan; önce-sonra” görecesi başta olmak üzere “Büyük-küçük, az-çok, güzel-çirkin, iyi-kötü” görecesinde maddi hacimde yansıması da 3. Boyut, madde hacmi olarak düşünülür! 3. Boyutta, “Hacim”; 2. Boyutta, “Alan yani yüz” 1. Boyutta Hacim ve alan söz konusu değil, sadece “Tercih-potansiyel” söz konusu. Hiçlik ise zaten sonsuz ve sınırsız kaynak! Bunu mevcut kabulün “Tersi” olarak düşünelim. Yani her şeyin hiçlikten boyutlara yansıması, dağılması olarak değil de boyutlardan hiçliğe doğru toplanması gibi düşünelim. Durum değişir mi? Saat örneğinde olduğu gibi her iki kabulde de “Esas” değişmez! “Evren, hiçlikten çekilen bir noktadan boyutlara doğru açılıyor” kabulü ile “Boyutlardan hiçliğe doğru kapanıyor” kabullerinin ikisi de aynı esası gösterir! İsteğe göre ya da kabule göre kişi “Yüz” veya “Ters” belirlemesi yapar. Bu belirlemenin esası etkilemesi sadece kişiye göreceli olur. Kişi “tercih” ya da baktığı noktadan tümü ya da gerçeği anlamaya çalışır! Bakış dahi kişiye göreceli olduğundan algılamanın “Ters” veya “Yüz” kıyasında her ikisinin de aynı “Esas” ekseninde olduğunu bilerek yapılması gerekir! Yani göreceli olan bakışı, esasa çevirmek için ikili kabuller içinde kısır döngü sarmalına kapılmak yerine tüm belirlemelerin esas gösterdiğine odaklanmak gerekecek! “Yüz-ters” veya “İyi-kötü” ikilemlerinde boğulmak yerine her iki göreceli belirlemenin gösterdiği esas nedir? Ona bakılmalı!
Saat örneğinde, her iki yönde seyrin esas olan zamanı göstermesi sorun çıkarmıyor! Evrenin başlangıcından beri saat kaç defa tur attı? Bilinmiyor! Evrenin başlamasına esas olan noktanın yani tercihin, kaç defa yapıldığı yani bu kaçıncı “Patlama”? Bilinmiyor! Mevcut durum ise görünenden esasa gitme çabası! Bunun için “Bilinen”, “Yüz” olarak kabul edilir; kabule göre “Ters” olanla göreceli kıyaslamalar yapılır! Saat tur sayısı ve patlama sayısı “Devamlılığa” işaret ediyor! Yani “Esas” olan, devamlı, göreceli olan ise “Döngü” halinde! Döngü ve devamlılık aynı mı? Elbet değil! Zamanı gösteren saatin, tur alanı, belirleme ve kabule göreceli. Devamlılık ise göreceli kabuller ve döngülerin kaynağı! Kabullerin veya döngülerin devamlılığa tabi olması söz konusu!
Evrene boyutlardan bakalım; bir noktadan dağılıyor ve kritik bir durumda da aynı noktaya toplanacak! Gibi düşünülür! Bu genel kabule göre “Yüz”! Şimdi tersten gidelim. Evrendeki 3. Boyuttaki maddi mevcut işleyiş, levhada 2. Boyutta kaydediliyor! Bu kayıtlar 1. Boyuta tercihe sunuluyor ve hiçliğe dahil oluyor! Evrendeki bu işleyişin esası değişmiyor! Tüm işleyiş, sonuç veriyor ve bu sonuç, kişiye ya da tercihe göreceli. Yani gözlem, esası kapsamıyor ama esas gözlemi ve gözlemciyi kapsıyor!
Son tahlilde; “Yüz” ve “Ters”, bir birine göreceli belirleniyor ve birbirini “Kıyas” ile gösteriyor! Esası anlamak için kıyaslama yaparken, ikili bir kısır döngü söz konusu! “İkiyi bir edenler” yani “Yüz” ve “Ters” belirlemelerinin aynı hakikate ulaştıracak göreceli kıyas araçları olduğunu bilenler, kısır döngülerde fazla oyalanmadan esasa ulaşabilir!
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.