SÖYLEMEZSEM OLMAZ #
_____________________________

Yılmaz ÖZDİL ve Uğur DÜNDAR isimlerini bilmeyen olduğunu sanmıyorum. Bu isimleri diline dolayıp, televizyon ekranlarında yalananları yakaladı gözlerim bu sabah. Yalanan ve bu vesileyle biryerlere yamanma gayretiyle zırvalayan garip bir üçlü.!

Ekranın solunda, büyük abdesti henüz Kasımpaşa lağımına ulaşmamış 29 yaşında olduğunu söyleyen kıt bir kadın, ortada dini bütün, kişiliği ve karakteri bozuk sütün emaresi bir başarısız türkücü, en sağda ise ömrünü dedikodu ile kadınlar arasında geçirmiş, var-olma savaşında ilk önce saçlarını kaybetmiş bir karıştırıcı..

Televizyon kanalı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan’ının kimsede olmayacak kadar engin Vatan sevgisiyle nefes alan oğlu Osman’ın.!

Programın ismi; "söylemezsem olmaz" içeriği magazin ve dedikodu.!

Türkülerin bile kabul etmediği ortadaki eğrinin ezberledikleri;
Amma velakin,
Emperyalist güçler,
İsrail,
Sayın Cumhurbaşkanımız,
Gazze,
Filistin,
Fetö.
Bu ezberledikleri ile programda golcü bu dımbıl!

29 yaşında olduğunu söyleyerek usta gazeteci Uğur Dündar’a gazetecilik dersi vermeye çalışan dünkü sidikli kız konuşuyordu. Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil’in halk arenası programındakı konuşmalarını çürütmek için şöyle dedi sidikli; ben 29 yaşımdayım Uğur abiiii ve bu konuşmanıza şaşırdımmm. Şaşırdığını, şaşkın olduğunu haykırdı sidikli.

Hemen ortadaki, o türkülerin bile kıçına vurup kenara attığı esasoğlan girdi ezberlediği kelimelerle söze. Bakın dedi. Bu adamlar şirazesi kaymış insanlar. Bunlara acıyorum.
Bunlaaaar ve bunlar gibilere insan bile dememek lâzım.!

Gaza gelmiş bu sidikli, ezberlediği kelimelerden ilk önce amma velakin olanı aldı. Niyet çeken tavşan gibi baktı ki olmadı, bu defa emperyalist kelimesini aldı. Onuda hemen bıraktı. En güzel ve en ağır olan ezberini aldı sevimli olduğunu zanneden ortadaki tavşan. Sayın Cumhurbaşkanımız diye bir başladı çığırmaya ki, aman Allah’ım.
En sağda oturan var-olamamış keltoş hemen araya girip bir daha izleyelim isterseniz diyerek iki usta gazetecinin konuşmasını başa aldırdı.

Şöyle diyordu Uğur Dündar; onlarca senaryo denediler her seçim arefesinde. Bu kez yurt dışından ithal bir mağduriyet senaryosu ile Hollanda kurgusu sahnelendi dedi.

Yılmaz Özdil ise; Şubat ayında bir Stadyumda çekilen ve bu ay vizyona girecek reklam filmine dikkat çekti. Hollanda’nın h harfi yokken çekilen bu reklam filmide mi tesadüf dedi. Ve yazmıştı köşesinde de.

Türkülerin bile kabul etmediği Esasoğlana var-olma savaşında kel kalmış olan pas attı yeniden. Esasoğlan ben bunlara insan bile demiyorum dedi.! İnsanlıktan nasibini almamış bu üç sidikli, patronlarına itaat edebilmek için neye itiraz ettiklerini bile bilmiyor ve saçma sapan konuşuyorlardı.

İçimden şöyle dedim bu gökçek tiyatrosuna; "Her adımlarında bu üçü kadar birikim ve tecrübe sıçacak insanlara, insan demiyorum diyebilecek kadar gözü dönmüş bunlara söylenecek söz, olsa olsa bencillik olur.

Bencillik ise, en belirgin aptallık örneğidir. (Anderson)

Ve bu üç sidikliye en güzel nasihat, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözü olsun;

" İnsanların art düşünceleri yoksa, onlara istemedikleri hiçbirşeyi yaptıramazsın."
(Mustafa Kemal Atatürk )

Ramak kaldı / ( Samim İĞDE )