- 1292 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MESELE KÖPRÜYÜ GEÇMEK DEĞİL…
MESELE KÖPRÜYÜ GEÇMEK DEĞİL…
Allah cc. der ki: Kimi benden çok seversen onu senden alırım. Ve ekler: Onsuz yaşayamam deme seni onsuz da yaşatırım. Ve mevsim geçer gölge veren ağaçların dalları kurur sabır taşar canından saydığın yar bile bir gün el olur aklın şaşar. … Dostun düşmana dönüşür düşman kalkar dost olur öyle garip bir dünya. Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. Düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın. En garibi de budur ya Öldüm der durur yine de yaşarsın…
Hz.Mevlana
Hayatta sevdiklerimizin değerini bilmek çok önemlidir. Mesele köprüyü geçene kadar aşık olmak değil, köprüden geçtikten sonra da aşkı devam ettirmektir. Telafisi olmayan hatalardan kaçınmaktır aşk. Çok hassas kırılgandır. Sevebilmektir bir ömür boyu. Aşkı ömüre yaymaktır. Aşağıdaki ibretli hikayede böyledir. İntihar ne olursa olsun yanlış bir olaydır. Mevzu aşk’da olsa ‘Allahın verdiği canı Allah alır.’ Böyle durumlarda rabbimize sığınmaktır en güzel olan. Geçelim hikayemize:
Bu kadar mı? Diyorsun. Bu kadar mı sevgin? Ya sen ne sandın, seni sevdiğimi mi? Kız yıkılmıştı telefon başında. Bir şey söylemedi. Ağlıyordu sessizce. Bir ara delikanlı kızın hıçkırığını duydu. Ne o, niye konuşmuyorsun? Değer mi? Olsun buda geçer. Senin ayrıldığını söyleriz, benim için fark etmez dedi. Bardağı taşıran bu son sözlere kız dayanamadı.. “anlamadın mı serserim ?” “sen ya da ben ne fark eder, ayrıldığımıza ağlıyorum, sana, senin acınacak haline” Delikanlı sustu. Oysa genç kız bunları söylerken hala seviyordu. Daha öncede sevmişti, sevecekti. Ama yapacak bir şey yoktu. Bu sözlerin karşısında direnen gururu sandı. Gurur ve sevgi ne kadar ters iki kelime. Ve sonunda sevgi ağır bastı. Telefonu kapatırken, delikanlı soğuk bir elveda, genç kız ise gururunu ayaklar altına alarak son bir defa, “seni seviyorum” dedi. Telefonu kapatınca delikanlı düşündü. Niye yapmıştı. Oysa seviyordu ve sevdiğini itiraf etmek için tekrar telefona sarıldı. Ama geç kalmıştı. Telefon cevap vermeyince, koştu genç kızın evine gitti. Kalabalıktı, şaşırdı ve acı sala sesiyle irkildi. İçeriden ağzının kenarından kan akan soğuk bir ceset çıktı. Delikanlı yıkıldı göz yaşlarını tutamadı “elveda” demedim. Uyan!!! Dediyse de kız uyanmadı. Bir ara kızın elindeki buruşmuş kağıt ilişti gözüne. Buğulanmış gözlerini silerek okudu. Şunlar yazıyordu (1)
‘SEVİPTE AYRILANLARA İBRET OLSUN…’
KAYNAK
(1) serapyy.blogspot.com.tr/2008_05_01_archive.html
YORUMLAR
İnsan intihar edince canını kim almış oluyor? İntihara karar vermek cuzi irade, neticeyi tayin eden külli iradedir dersek kabaca, canı alan daima Allah'tır. Kişinin cüzi iradesi hiçbir zaman Allah'ın iradesini aşıp kendi başına eylemde bulunamaz. Kaza ve kader çizgisi içinde özerk bir irade ölüm gibi bir olayı nasıl gerçekleştirebilir?