- 898 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
0045 - GECEDİR - GECE ve UMUT
GECEDİR
"gecedir
durdum ortasında hüznün
yağmur mermi gibi iniyor sabrıma
bu dar havadan bıktım artık..."
Türkan İLDENİZ
GECE ve UMUT
Önce imgelere bakalım. Onları açıklayalım. Sonra şiirsel bir metinle, bir öykü bütünlüğü içinde olayı ve duyguları ortaya serelim.
Gece yazılan bir şiir değil bu. Bunun ispatı da mümkün değil. Gündüz de yazılmış olabilir. Fakat martta yazıldığı kesin…
Gecenin ortasında değildir şair. Gece, mutsuz günlerdir. Hüzün dolu günler… Üç ay öncesi kahredici bir ayrılık sonrasında ruha çöreklenen, kalbi sıkan… Havanın dar olması mümkün değil. Daraltan bir atmosferde ruhu daralan bir insanın sıkıntısını anlatış tarzı o.
Hava yağmurlu falan da olmayabilir üstelik. Çünkü yağmurdan kasıt gözyaşlarıdır. Çünkü mermi inmekte, sabrı zorlamaktadır.
Aralık, yola mayın ekerek gitmiş ve pusuda beklemekte… Aralık düşman… Aralık, ayrılığın başladığı zaman dilimi… Pusuda beklemekte… Öldürmeye kastetmiş. Belki bir yıl sonra yine karşısına çıkacak. Giden sevgili, en az bir yıl, belki de hiç gelmeyecek.
“Yumruğum, kendi avucuma…” “Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben halime…” Ne kadar kızarsa kızsın, karşısındakine olmazmış zararı. Suçu kabullenir, kendisini suçlar, kendi derdine yanarmış. Onun için yumruklamaktaymış avuçlarını.
“Öylesine sürüldü ki yüreğim buzullara!” Öylesine sevgisiz kalmış ki! Yüreği buz tutmuş.
“Öğrendim ateş yakmasını suda…” Su, gözyaşı… Ateş, ıstırap… Derdini, kederini, acısını ancak sessizce ağlayarak dışarıya çıkarmayı öğrenmiş. Ağlamasa, bu ıstırap ateşi, içinde kalacak ve onu yakacak!
“O hırçın nehir köprüleri yıkmış…” Bir öfke anında olmuş, ne olduysa. Ayrılık, aradaki bağlantıyı, iletişimi kesmiş. Hırçınlaşarak terk edip giden, sevgili…
“Bahar karşı kıyıda…” Yer İstanbul’sa, sevilen karşı yakadaysa, mutluluk onunla mümkün ve gönül oradadır. Orası güllük gülistanlıktır. Bahar oradadır. Yani karşı kıyıda… Sevgilinin olduğu yerde… Aradaki köprüyü yıkarak giden hırçın nehrin elinde birden havanın ısınıvermesi, ağaçların yapraklanması, çiçeklerin açması… Fakat köprüsüz kalmış. Ne gidebilir, ne gelmesini umabilir. Kesin dönmeme kararıyla gitmiş giden.
“Gün olur bir şiir açar…” Yine de Allah’tan umut kesilmez. Belki tekrar barışabilirler, kavuşabilirler.
“Gökyüzü büyür…” İşte o zaman içi açılır. Daralan ruhuna bir ferahlık gelir. Dünyası cennet olur.
“Tat gelir acıya…” Istırabı biter. Hayatı tatlanır. Eskisi gibi… Aralık öncesi…
***
Onur BİLGE
ŞİİR FISILTILARI - 0045