- 896 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kalbe Vurulan Neşterler
Türlü derde ben deva buldum elimle çok zaman
Kimse bilmez bir tabibe bende muhtacım bugün
Anlatılmaz, anlaşılmaz hal hazin mevsim hazan
Nevcivan mâsum melekten bir peri tâcım bugün
Makam: Hüzzâm
Beste: Şerif İÇLİ
Güfte: Dr. Rahmi DUMAN
Edebiyata dolayısı ile şiire en yakın ve yatkın meslek grubu hangisidir? Deseniz bana hiç tereddütsüz “Hekimler” derim.
Onlar hem öyle ünlü-ünsüz şairler gibi uçarı daldan dala konan aşkla beslenen vefasız gönül avcıları da değildirler.
Ve onlar daha çok ölümsüz ve gönüllerde derin izler bırakan şarkıların güftelerine –bestelerine imzalarını atmışlardır neşter yerine.
Benim dikkatimi çeken bir durum var ki o da onca ağır sorumluluğun heyecan telaş ve yorgunluğun içinde nasıl oluyor da böylesine yoğun bir duygu ve hissiyatla hemhal olmuş eserler vücuda getirebiliyorlar.
Yeri geldiğinde söz ettiğim gibi ben, bir sanatçıyı bir ustayı ya da mesleğinde çok başarılı olmuş bir kimseyi yalnızca ürettikleri ve imza attıkları değerli çalışmalarıyla değil, karakteri kişiliği ve toplumdaki konumlarıyla da değerlendiririm naçizane.
İkisi birbirlerine uyum gösteriyor ise değmeyin o zaman benim keyfime. Tedaviye cevap vermiş hasta bir organın hızla iyileşmesi gibi sevindirip mutlu eder beni.
Bilindiği gibi dünyada musikiyle tedavi yöntemi bizde uygulanmıştır.
Batı’da tedavi yolu basitti: Akıl hastası ateşte yakılır, işkenceye uğrarken, Türklerin akıl hastalarına şefkati, bizimle iç içe yaşayan Rumlara tesir bile edememişti.
Hatta öyle ki Türklerde ilk ciddi müzikle tedavi Osmanlı devleti zamanında görülmekle beraber,bir Selçuklu Türk`ünün yaptırdığı Şam`daki Nurettin Hastanesi’nde İbn Sina, müzikle akıl hastalığının tedavisinin yanı sıra hangi makamın hangi hastalığa iyi geldiğini çözdükleri tıpta belgelerle ispatlanmıştır.
Ee bunca sözden sonra Türk Musikisine hem emek hem gönül vermiş olan çok kıymetli doktorlarımızdan aklıma ilk gelen isimleri minnet şükran özlem ve sevgiyle yad etmemek mümkün olabilir mi üstelik içinde bulunduğumuz Tıp Bayramı hepimizi coşkuyla sarıp sarmalamışken.
Çünkü onların malzemesi bire bir insandır.
Prof: Rahmi Duman
Prof: Alaeddin Yavaşça
Dr: Nevzat Atlığ
Dr: Şerif İçli
İnanması zor belki ama ölüp bittiğim bestekar ve güftekarlardır.
Makam olarak da “Hüzzam” başımın tacıdır.
Kalbime koy başını doktor, nabzımı bırak
Gülen gözüme değil, ağlayan gönlüme bak
Bir an yaşa ruhumda, gör çaresi ne uzak
Gülen yüzüme değil, ağlayan gönlüme bak
Uzun boyu endamına uygun, güleç yüzünü pırıl pırıl aydınlatan gözler, dolgun kırmızı dudaklar, ameliyata ihtiyacı olmayan estetik bir burun, kuğu boynu misali boyun, mütenasip ölçüler içinde ince beden, uzun bacaklarını daha uzun gösteren yüksek ince topuklu ayakkabılar üzerinde nazlı nazlı salınan bu sevecen, genç kızın adı Cemile.
Cemile çok genç, etrafında bir sürü delikanlı dolaşıyor, ama onun gözü Dr. Rahmi Duman’dan başkasını görmüyor.
Dr. Rahmi Duman Bakırköy’de akıl ve sinir hastalıkları özel hastanesinin sahibi, güzel sayılmaz ama güzel hitabetiyle herkesi kendine hayran bırakan tanınmış bir hekim.
Doktor, aşkı evlilikle noktalansın ister, yakınları bu evliliğe sıcak bakmazlar çünkü aralarında büyük yaş farkı vardır. Herkes başka başka yakıştırmalar yaparak Dr. Rahmi’yi bu evlilikten vazgeçirmek isterler. Oysa Dr. Rahmi Duman kararlıdır. Hissiyatını şu dörtlükle yansıtır.
Ne günah etse açılmaz iki gönlün arası
Ne gün âh etse kanar dildeki firkat yarası
Dilerim bin beter olsun kim ayıplarsa beni
Arıyor ruhum onu olsa da bir yüz karası
Bu güzel güfteyi Prof. Dr. Alâeddin YavaşcaHicaz makamında bestelemiş, işte o günden bu yana sevilen şarkının hikâyesi.
______________________________________
Dr. Rahmi Duman’ın Cemile hanımla evliliğinden bir oğlu olur. Anarşinin kol gezdiği günlerden, bir gün, anarşistlerin oğlunu kaçırmasıyla, büyük üzüntü yaşayan aile, anarşistlerin istediği o zamanın 250 lirasını vermek suretiyle oğluna tekrar kavuşur.
Dr. Rahmi Duman yaşadığı bu üzüntülü günlerini dile getiren bir güfte yazar ve bu güfteyi Yavaşca‘ya verir. Yavaşca’da bu güfteyi Hicaz humayun makamında besteler;
Kimseyi böyle perişan etme Allahım yeter
Uyku tutmaz bir ümit yok gelmiyor hiçbir haber
Ağlamaktan gözlerim etrafı artık görmüyor
Hazreti Yakuba dönderdi beni hükmi kader
Rahmi Duman, evlâdı çoktan eve dönmüş olmasına rağmen bu şarkıyı ilk defa dinlediğinde, hüngür hüngür ağlamış ve Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca‘ya; “Yâhu! En az benim kadar o acıyı hissetmişsin” diyerek memnuniyetini dile getirmiştir.
YORUMLAR
Devrimcim,anlamlı yazının nezdinde öncelikle tüm tıp dünyasının bayramını kutluyorum.
Yazını okuduktan sonra biraz araştırdım.
"Musiki tedavisi, Türk tabiplerinin icadı değildi' fakat bu tedavi
tarzı, Türk tabiplerinin nezdinde inkişaf etmiştir" denilmekte.
Bu konuda tıp doktorlarının en büyük dehalarından İBNİ SİNA musiklnin tıpta oynadığı
rolü şöyle ifade etmektedir:
"Tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden
biri, hastanın akli ve ruhi güçlerini artırmak, ona hastalıkla daha iyi
mücadele için cesaret vermek, hastanın çevresini sevimli ve hoşa gider hale
getirmek, onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir"
Ünlü besteci Cemal Reşit Rey, damar tıkanıklığı hastalığı nedeniyle,
22.3.1985 Cuma günü, İstanbul-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kalp-Göğüs
Damar Cerrahisi servisinde ameliyat olmuştur ..Besteciye lokal anestezi ile yapılan ameliyatı sırasında, eserlerinden bölümler dinletilmiş ve ameliyat ekibi alışılmışın dışında bir operasyon yaşamıştır. Burada yapılan
musiki yayını, ameliyattan önce, hem hastanın hem de operasyonu gerçekleştiren ameliyat ekibinin morallerini yükseltme bakımından faydalı olmuştur.
Hatta kaynaklarda musiklyi tedaviye ilk uygulayan, Hz. Lokman ve
onun çağdaşı Hz. Davud'un (M.Ö. 1055-974) olduğu belirtilmektedir.
Hz. Lokman, hastalarını ilaçla tedavi ederken, Kur'an-ı Kerim'de sesinin
güzelliği övülen Hz. Davud'un, çok defa hastalara güzel sesi ve sazı
ile şifa kaynağı olduğu ;hatta yine sesi ve sazı (harp) ile şifa duası okuduğu
ve bu güzel yolla "Saul" adlı hükümdarı iyileştirerek onun himf!-
yesine girdiği nakledilmektedir
Devrimcim bende müziksiz yapamam. Gece uykusuz kaldığım zamanlarda uyumak için dinlediğim huzur veren müzikleri dinler mışıl mışıl uyurum.
Yine çok güzeldi canım yazın..
Kocaman sevgilerimle
Dilek USTA tarafından 3/15/2017 2:49:18 PM zamanında düzenlenmiştir.
DEVRİM DENİZERİ
Evet yazılıp çizilenlere pek güvenilmeyeceğini bir kez daha anladık diyebiliriz sanırım. Ne çok eksik yanlış ve doğruluğu tartışılacak bilgilerle karşı karşıya kalıyoruz.
Örneğin ben de bu ufak bilgileri hem araştırma hem de yıllar önce radyo programı ve bir dergiden edinmiştim.
Öyle sanıyorum ki bu konuda öncülük bize ait olmalı zaten. Ancak ne tür olursa olsun müziğin öncelikle ruh sağlığı üzerindeki derin etkisi tartışılamaz.
Engin bir deniz örneği kulaç attıkça daha da derinleşiyor.
Zaten Ses dediğimiz anda her şey belirginleşiyor. Kuran sesi ezan sesi çeşitli
enstrüman sesleri ve doğadan gelen seslerin insanların üzerindeki etkileri malum.
Hatta günümüz anneleri hamileliğin daha ilk haftalarında bebekleine müzik dinletiyorlar bir şekilde. Boşuna "Müzik ruhun gıdasıdır " dememişler.
Benim de en büyük aşkım ve kalp ilacımdır MÜZİK.
Tabii uyku ilacı da:)
Kulağınızdan müzik gönlünüzden iyilik ve güzellikler eksilmesin dilerim