- 1219 Okunma
- 11 Yorum
- 1 Beğeni
Yaza Doğru
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
-“Dünyanın yoli biter derdi bitmez uşaklar” diye hayıflandı Hanım Hala. Derin bir nefes alıp ot biçmeye ara verdi. Bahardan yaza doğru taze çimenlerin kokusu köyün her tarafına huzur dağıtma görevini üstlenmişken ormanlar canlanıyor, kahverengi dallar rengârenk dallara dönüyordu. Kuşlar neşeyle cıvıldarken yeni ekinler toprak anayı bağrından öpüyordu.
-“Hey kurban olduğum rabbum. Gene gelduk bugünlere, nesipte varsa demek” diye iç geçirdi Şüküfe. Kahverengi gözlerini gökyüzüne dikip o derin mavilikte kaybolmayı arzularcasına gülümsedi.
-“Aha, yakında dağlar çiçek açar yaylalara göçler başlar.”
-“E kız hiç sorma, bu sene kaynanam diyi ki beni köyde birakma patlay canım. Dedım sen da hâklisin, yaylada pofur pofur eser adama rahatlar. Geçen sene rahatsizidi yaylaya gelma dedım oğa. Bu sene da mudaradır da gönlüm el vermiy.”
-“İlaçlarini kullanıysa bişe olmaz oğa.”
-“Ama sade ilaçlan olmay ki, 7 günun 5 güni yağmurli oluy, soğuk oluy biraz da. Evde da durmay biliysin, dolanı duracak. Ya siğır beklicek ya gidecek bi yerlere. Yılların keyvani senca durur mi evde?”
-“Ne diyeyim kardaşım sen da haklisın. Dikkat edecek kendine, uşak değildır.”
Kadınların, rüzgârın ve yaprak hışırtılarının eşliğinde muhabbeti yaptıkları işin gidişatını ve zamanı hızlandırıyordu. Hanım hala konuşmanın başında ettiği tek cümle dışında ağzını açmayıp derin düşüncelere dalmıştı. Yeşil gözleri ara ara nemleniyor biçtiği otlara dalıp gidiyordu. Dinç görünse de hem uykusuzdu hem yorgundu. Yaşı ilerledikçe gece uykuları yavaş yavaş kalkıyordu.
-“Nenee!” diye seslenen torununun sesiyle irkildi hayal dünyası toz oldu o an. Torunu arkasından sarılıp gerdanını öptü. Bu nine-torun sevgisini izleyen konu komşu bir süreliğine de olsa kalplerinde sıcacık mutluluk huzur hissettiler.
-“Hayde nene gidelım daa yorulduk. Benım yukum hazır.” Dedi torunu.
-“Tamam Ayşem ben da geleyim.” Deyip yükünü düzeltip dilmaçla sırtına alıp birkaç komşuyla birlikte ormandan ayrıldılar.
Ayşe; orta boylu, beyaz tenli, tıpkı ninesi gibi yeşil gözlü, zayıf bir genç kızdı. 25 yaşını doldurmuştu Ocak ayında. Kalandar’ın ilk gecesi yani Ocak ayının 13’ünde dünyaya açmıştı gözlerini. Alnına yazılı olan kaderden, başına geleceklerden haberi varmış gibi ağlamıştı bu bebek. Annesinin babasının biricik kızıydı. Ama daha fazla doyamadan kızına gözlerini sonsuza dek yummuştu. Babası haksız yere suçlanıp hapse girmişti. Fakat bu haksızlığa daha fazla tahammül edemeyen babası gururu için canına kıymıştı mahpus damlarında.
Bu acılar için Ayşe çok küçüktü ve aklı kesmezdi. Tabi yaşı ilerledikçe her şeyi yavaş yavaş anlıyor, kabulleniyordu. En başında ağlamıştı zaten doya doya.
Babaannesi onun her şeyiydi.
Annesi, babası, ablası, ağabeyi, kardeşi. Bu koca dünyada birbirine sımsıkı sarılmıştılar. 2 tane inekleriyle beraber yaylaya da çıkarlar mesireye de giderler. Ormana bağa bahçeye ve düğüne cenazeye.
Çok kez şahit olmuştu ninesinin geceleri gizli gizli ağladığına. Çok kez şahit oldu korkularına.
-“Ben ölünce torunum ne yapacak?”
***
Eve vardıklarında ikindi okunuyordu. Parlak güneş köyün batısındaki koca ormanın üzerinden gülümsüyordu tabiat anaya.
Beraberce inekleri sağıp yedirdiler ve eve çıkıp akşam yemeği hazırladılar.
-“Ayşem” deyip yutkundu Hanım hala. Ayşe bir şey demeden ninesine sarıldı ve kırışmış yanaklarından iki kez öptü.
-“Nenem kurban olurum.” Deyip daha da sıkı sarıldı.
-“Hayat bu kızım, tozpembe değildır. Sevduklerın her zaman değişir. Yaşın hep aynı kalmaz, bu şartlar hep değişir. Her zaman güneş vurmaz, ya da kar yağmaz. İnsanlar değişir.” Deyip öptü sevgili torununun alnından. Gözleri nemlenmişti. Ayşe şaşkındı.
-“Nene sen ne diysin? Sen böyle konuşmazdın hayırdır?” diye sorunca ninesi gülümsedi ve:
-“İçimden böyle geldi.” Diye cevapladı torununu. Ayşe’nin yeşil gözleri kızarmıştı. Burnu yanıyordu.
-“Bi daha böyle konuşma beni korkuttun!” deyip odaya geçti.
-“Deli kız nolacak.” Diye fısıldadı yılların yürek yorgunu Hanım Hala.
Aradan beş dakika geçtikten sonra Ayşe içeriden seslendi:
-“Ben yattım nene.”
Yatsıyı kılmak üzere abdestini almaya giderken bin türlü düşünceler denizinde kulaç atıyordu. Dışarıya çıkıp bir süre gecenin sessizliğini dinleyip bir anlığına düşüncelerin gürültüsünden kaçmak istedi. Yapamadı.
YORUMLAR
Eminim Karadenizli olmayanlar okurken zorlanmışlardır. Ama ben bir Trabzonlu olarak çok severek beğenerek gayette annemle konuşur gibi okudum. Arada bizim şiveyle yazmaya çalışanlar olur, çakma durur yazılanlar maalesef. Bu çok iyiydi bu anlamda da.
Kutluyorum, sevgiler.
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Hemşehri çıktığımıza sevindim Akçaabat'tan selamlar :)
Birgün şiirlerle kitaplarla dolu bir muhabbet eşiliğinde çay içmek nasip olur :) Çokça teşekkürler efendim :)
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
O zaman gelmeden birkaç gün evvel bana yazarsınız haberlesiriz
:))
Aynur Engindeniz
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Çok teşekkür ederim
kutluyorum kaleminizi ve sıcak yazınızı.
bir terennüm aslında yürekte saklı olan ve en zaruri ihtiyaç.
tüm güzellikler sizinle olsun.
sevgilerimle.
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Kesinlikle size katılıyorum.
Mutluluk huzur sizinle olsun
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Ve Aleyküm Selam :)
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Kıyısından olmasa da , ortasından bir kara denizli olarak severek okudum neneyle ,torunun hüzünlü sevgilerini.
Çok duru ve öylesine hissedilerek yazılmış bir öyküydü ki okurken o duyguyu geçirdin yüreğime.
Başarıların daim olsun Ayşegülcüm.
Sevgilerimle canım..
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Çok teşekkür ederim. :)
Yeşille mavinin bir farklı güzellikte bütünleştiği sevgili Karadeniz Bölgemizin yeşil ormanlarının nadide temiz havasını soluttun sevgili kalem dost Ayşegül AKDAĞ hanımefendi. Benim altın kalpli insanlarımın yıllarca sürüp giden naküs talihini ne güzel betimlemişsin. Kutlarım zengin algı gücünü ve eşsiz güzel betimlerinin farklılığını.
Dilerim yurdumun insanlarının garip hallerinin iyiden,doğrudan ve refahtan yana değişiminin öykülerini yazmak senin gibi değerli kaleme kısmet olur.
Emeğe ve sanata saygımla esenlikler.
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
İnşallah dediğiniz gibi de yaparım. Çok isterim tabi ki ama kendimi daha iyi geliştirmem gerektiğini düşünüyorum :)
müthiş bir anlatım.....filmini seyrediyor gibiyiz......takibindeyim bilesin saygılarımla
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Zengin tasvirler.
yöresel bir dil,
yaşamdan canlı kesitler ve
gürül gürül bir anlatım...
Devam edecekmiş gibi geldi bana.
Selamlar sevgiler.
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Devam ettirmeye çalışacağım :)
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Çok teşekkür ederim değerli dost :)