- 465 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
EYVAH SINAVA GEÇ KALDIM!..(2)
Koştura koştura sınava gireceğim salona, öyle bir dalış yapmıştım ki, içeri girince "zınk," diye dona kalmıştım. Koca salonda sessizlik hakimdi. İçeri hızla girişimle tüm başlar bana doğru çevrilmişti. Nefes nefese kalmıştım. Göğsüm kömürcü körüğü gibi sık sık inip kalkıyordu. Ağzımın içi zehir gibiydi. Koşturmaktan dilim damağım kurumuştu. Tükürüğümü yutkunmak istedikçe boğazım yapış yapış oluyor, yutkunmakta zorlanıyordum. İki de bir, “Özür dilerim hocam….Şeyy…Ben….Saatim…” Soluk bile alamıyordum….
Bir türlü söylemek istediğim sözcükler dudaklarımdan çıkmıyordu. Sanki her bir sözcük dilime tutkal gibi yapışmıştı.
Sınav görevlisi halimi görünce hiç de şaşırmışa benzemiyordu. Hoca şöyle bir yüzüme bakıp pek de önemsemedi. Anlaşılan daha fazla yorulmamı, zaman kaybı yaşamamı istemiyordu ki, kimliğimi aldıktan sonra masasındaki test kağıtlarını bana uzattı.
“Geçin oturun sıranıza,” bu üç sözcüğü duyar duymaz; dünyalar benim olmuştu.
Yerime geçer geçmez çantamdan kurşun kalem ve silgimi çıkarttım. Önce İngilizce sorulara yanıtlayıp kaybettiğim zamanı kazanmaya çalışacaktım. Ama ne mümkün! Heyecandan mı, yoksa koşturmaktan mıdır ne, şimdi de başka bir sorun yaşıyordum. Mesanem beni sıkıştırmaya başlamıştı. Kasıklarıma yayılan sancı, öyle bir basınçla kıvrandırıyordu ki beni. Oturduğum yerde kıpır kıpırdım. Ayy, bıraksam gidecekti!
Dikkatimi test kağıdıma vermek istedikçe, aklım mesaneme koşturuyordu. Did’ler, Do’lar, does’lar, present tense’ler resmi geçit yapmaktaydı gözlerimin ufuk noktasında. Beş on dakika da böyle geciktim. Artık dayanamayacaktım, mesanem patladı patlayacaktı.
“Aman sınıfta kalırsam kalayım! Lanet olsun!” dedim ve sıramdan kalktım.
Doğruca kürsüye yöneldim. Sınav sorumlusu hocanın kulağına eğilip, “Yanıma birini verir misiniz hocam, idrar yollarımı üşütmüşüm de…” fısıldadığımı anımsadıkça hala yüzüm kızarır.
Allahtan hoca insaflıymış ki, anlayış gösterdi:
“Gerek yok… Tamam, siz gidin.” Der demez sınıfa girişim gibi kendimi dar attım dışarı. Tuvaletlerin olduğu bölüme doğru koşturdum. İşimi bitirince lavaboda ellerini yıkayan bayana, gülümseyerek “Günaydın,” dedim. Meğerse İngilizce öğretmeniymiş. Saatimin azizliğini anlatınca, hoş bir kahkaha attı:
“A mı, B misin?” diye sordu. Ben “B” olduğumu söyler söylemez , “Dur bir dakika!” der demez cebinden “B Testinin” sorularının yanıtlarını bana uzatıp, “ Belki bu yanıtlar zamanı sana kazandırır!” demez mi! O gün melekler benden yanaydı; çünkü ikinci kez bir mucize daha yaşamıştım.
Rahatlamıştım. Geç kalmamdan dolayı üzüntülerim de yok olmuştu. İngilizce testlerimin yanıtlarını işaretledikten sonra diğer dersimin sorularına odaklanmıştım. Sorular çok basitti: Çok kısa bir sürede yanıtlamıştım. Sınav saatinin bitmesine, daha 15 dakika vardı. Onu da son kontrollerle geçiştirdim.
Üzerimden öyle bir yük kalkmıştı ki, üniversitenin bahçesine çıktığımda yüzüm, mutlulukla günün ışıklarıyla buluşmuştu.
Şimdi düşünüyorum da, eğer bugün sınava aynı şekilde gecikseydim, aynı hoşgörüyle karşılaşmayacaktım. O gençler içeri alınsaydı, kayıp onların kaybıydı. Bu kadar katı bir tavır hoş değildi. O gençler kim bilir koca bir yıl nasıl emek vermişlerdi, başarmak için…
Yazık ki ne yazık!
Sahi, şu an aklıma takıldı:
Suriyelilere sınavsız üniversitelere girme hakkı tanıyorlar da neden bizim Türk gençleri aynı haktan yararlanamıyorlar? Kapılarda yaşanan o dram neydi öyle?
Emine Pişiren-2017
YORUMLAR
Yıllar yıllar önce...
O yıllarda tercih yok. Puanın nereye tutarsa oraya kayıt yaptırıyorsun.
Üniversiteler kayıt günlerini radyodan ilan ediyorlar.
Puanıma göre Bursa Uludağ Üniversitesine kayıt olacağım.
Farkında olmamışım. Kayıt tarihi geçmiş.
O günlerde Hava Kuvvetlerinin bir tatbikatından söz ediliyor.
Hazırladım bir yazı; imza mühür. "Tatbikatta görevliydi" diye...
Gittim yaptırdım kaydımı. Birde tatbikat nedeniyle beni tebrik ettiler.
Hani derler ya"her şerde bir hayır vardır" diye
Anınız beni o günlere götürdü.
Teşekkürler.
Selam ve Saygıyla...
emine pisiren
Anılarımız öykü tadındaydı bizim.
Sayfamda sizi görmekle mutlandım.
Sağ olun.
Selam ve saygıyla