Seydişehir Alüminyum Tesisleri; kurulurken, ben de 1972 senesinde aynı yerde
Bimkal Müşavirlik firmasında Teknik Emniyet Mühendisi olarak çalışıyordum. Bir yaz günü aldığımız duyuma göre; şantiye alanına malzeme sandıklarını indirmekte olan bir vinç operatörü elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetmişti. Derhal olay yerine gittiğimizde işi durdurmuşlar, bizi bekliyorlardı. Olayın nedenini araştırırken; vincin yüksek gerilim hatlarından uzakta olduğunu, lastiklerinin izlerinden olduğu yerden tellere doğru gitmemiş olduğunu ve yüksek gerilim hatlarının birinin vincin uzağına düşmüş olduğunu gördük. Kopmuş ucuna baktığımda yanık olduğunu gördüm.
Vinççi ise mahallinde cansız yatıyordu. Arkadaşları alev alan ayakkabılarını çıkartmışlar, ayak tabanları patlamış bir şekildeydi.
Vinç bomunun en kötü ihtimalle tellere yaklaşımı 5 metre civarında olabilirdi. Bu durumda akımın atlaması olanak dışı idi. Çevreye baktığımda başka teller de yoktu. Vinççi ile çalışan işçilere olayın nasıl olduğunu sorduğumda; şok içindeki işçiler ani bir şekilde duman çıktığını ve sebebini anlamadıklarını söylediler. Peki, bu olay nasıl meydana gelmişti?
Yönetime ve Savcılığa olayı telefon ile haber vermek için yakındaki bir şantiye binasına gittim. Durumu şantiye şefi ile konuşurken, çaycı servis yapıyor ve konuşmalarımızı duyuyordu. Kapıdan çıkarken çaycı birden
Durdu ve "Bir şey söyleyebilir miyim"? diye sordu.Şefi "Tabii,tabii" dedi.Bunun üzerine "Efendim!..O hatlar kışın gergin bir şekilde çekildi.Şimdi ise sıcaktan sarktı.Vinççi malzemeyi tellere doğru indirirken ani ve kuvvetli bir rüzgar
Esmiş, telleri boma doğru savurmuş, atlama olmuştur." dedi. Söylenen en uygun ihtimaldi. Olay yerine gelen savcıya bu şekilde bilgi verdiğim gibi, kaza raporunu da bu bilgiye dayanarak yazdım.
Sarkık yüksek gerilim tellerinin vinç bomuna yaklaşma olasılığı aklıma hiç gelmemişti.
Yakacık,10.12.2008