- 872 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
AMBULANCE. -2-
Ambulans artık dönüş yolundaydı ama sadece yolundaydı. İlerlemesi, hatta kıpırdaması bile neredeyse mümkün değildi. E-5 Kararayolu trafikte öncelikli araçlarla dolmuştu ki bu araçların başında dabakhaneye bok yetiştirme telaşında olan hafriyat kamyonları gelmekteydi. İkinci sırada elbette ki ticari taksiler..Hemen peşi sıra yolcu minibüsleri ve servis araçları, müteakiben özel araçlar ve son olarak belediye otobüsleri...Ambulanslar trafikte öncelik bakımından her zaman en son sırada yer alırlardı.
İsmail başladı küfretmeye.
- Hay bendeki şansın, talihin, kaderin...Ulan ne güzel tombalacılık yapıp yolumuzu buluyorduk. Neymiş efendim helal kazanç kutsalmış. Al sana helal kazanç. Haydi şimdi çık çıkabilirsen bu trafik keşmekeşinin içinden.
Cenap hoca tam ’ Söylenme..Allahın gücüne gider’ Diyecekti ki telefonu çaldı. Arayan Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dahiliye servisi doktorlarından Metin Beydi. Hastaya ameliyatı o yapacaktı.
-Alooo. Cenap Hocam! Ne oldu? bayağı geciktiniz? Hastanın durumu nasıl?
Cenap Hoca arka tarafa baktı. Hastanın gözlerinde bariz bir kaykılma söz konusu olsa da gidici olup olmadığı hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değildi.
-Hocam ! Hastada yer yer yamulma ve gözlerinde kaykılma olsa da hali hazırda sıhhat ve afiyette diyebiliriz. Ama bu trafik açılmazsa vaziyet vahim. Yani siz isterseniz çam fıstıklı irmik helvası olayını başlatabilirsiniz.
Efendim! Hastanelerde müthiş bir değişim ve ve gelişim meydana getiren hükumet, nasıl ki acil servisleri kız isteme, görücü gelme merkezleri olarak da kullanıyorsa, nasıl ki hastaların morallerini takviye yanında cenaze ve defin işlemleri için her hastenede imam ve hafızlar bulunduruyorsa aynı şekilde hastanede ebedi hayata irtihal edenler için çam fıstıklı irmik helvası servisine de başlamıştı. ( başlamadılarsa da bu yazdan sonra başlayacaklarına adım gibi eminim)))))))
-Tamam Cenap Hocam. Ben Rahime Hanım’a söyleyeyim başlasın helvaya. Sizin getireceğiniz hastaya nasip olmasa da mutlaka birilerine nasip olur. Siz de acele etmeye bakın.
************
Trafik resmen kilitlenmişti. Tuncay anons yaptı.
- Lütfen ambulansa yol açın. Heeeeyy 34 JĞQ..Sana diyorum. Sağa yanaş da geçelim.
34 JĞQ nun değil sağa yanaşmak, kıpırdayacak durumu yoktu. Bu arada ambulansın tam arkasında bir hafriyat kamyonu şoförü zart zart korna çalarak ambulansdan yol istiyordu.İnanmayacaksınız ama evet, zart zart korna çalarak ambulansdan yol istiyordu bir hafriyat kamyonu.
Tuncay ’ la havle vela kuvvete, illa billah’ dedi. Kamyon hâla korna çalmaya devam edince bir kez daha ’ la havle vela kuvvete illa billah’ Dedi. Bu durum üçüncü kez tekrarlanıp kamyonun şoförü bir de ’ Ulan yol versene hırbo’ demez mi? Cenap Hocanın ’ Evladım sakinnn’ demesine aldırmadan ambulansdan indi.
Tuncay’ın ambulansdan indiğini gören kamyon şoförü de elinde bir levye demiri ile kamyonundan indi.
İki dakika sonra Cenap Hoca, Metin Hocayı aradı telefonla.
-Alooo. Metin Hocam. Yolda bir hasta daha aldık.
-Allah Allah. Durumu çok mu acildi? nesi varmış?
-Hocam ! vatandaşın g.tüne levye demiri kaçmış.
Metin Hoca başını salladı.
-Yahu kardeşim ne oluyor bu millete böyle. Birinin boğazına döner bıçağı giriyor, ötekinin g.tüne levye demiri kaçıyor. Daha neler göreceğiz bakalım.
Evet..Şimdi ambulansda iki hasta vardı. Doktor Cenap, Hemşire Aysel’e ’ Kızım ! Bu hastaya da bir dekstroz tak. ’ Diye talimat verdi. ( Maksat gıcıklık değil mi. Deniz’e inat tansiyonuna mansiyonuna baktırmadı )
Tuncay ve İsmail’in KANEPEYE Uzattıkları hafriyat kamyonu şöförünün ( kanepe işte. Sedye değil. Bu ambulans bildiğiniz ambulanslardan değil zaten ) başının altına bir oya kırlent yerleştirdi hemşire Aysel...Kırlent üzerindeki oya tam bir sanat harikasıydı. Bunu gören Hülya Hanım atıldı hemen:
-Kız o ne güzel dantel öyle. Gözün kör olmasın e mi? Bunu nasıl ördün? Dur da örneğini alayım.
Aysel bir taraftan elindeki ören bayan dantel kukasından aldığı ebruli ip ile dantelin örneğini çıkartırken öte taraftan Hülya Hanıma cevap verdi.
-Valla ben de Ezgi Deniz Ablamdan öğrendim. Bu işin asıl ustası odur. Ameliyat yaralarına bile dikiş yerine böyle teyel çeker ya da üzerine danteller hazırlar. ( Kehh kehhh keeeehhhhh )
Bu arada ambulans bir kaç metre ilerleyebilmiş ama sonra tekrar durmak zorunda kalmıştı. İsmal ana avrat küfürleri saydırdırken Tuncay yine anons yaptı.
- 34 WQX Lütfen sağa yanaşır mısın kardeşim.
34 WQX Plakalı araç hiç mi hiç oralı değildi. Tuncay bir kez daha anons yaptı.
-Heeeyy sana söylüyorum angut. Sağa yanaş.Görmüyor musun arkandaki amulansı ?
34 WQX Plakalı BMW den her halinden Mafya elemanı olduğu anlaşılan bir vatandaş indi. Elinde bir beyzbol sopası vardı. Anonsun ambulans şoförü İsmail tarafından yapıldığını sanmış, İsmail’i de ufak tefek görünce yanındaki Tuncay’a hiç dikkat etmemişti.
Öfkeyle ambulansın kapısına yapışıp çekmeye başladı.
-Ulan dürzü ! Sen kime angut diyorsun bakayım? Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
İsmail, bu ayının kim olduğunu bilmiyordu ama aldırmadı. Zira Tuncay ambulansdan inmeye hazırlanıyordu ve az sonra öğreneceklerdi kim olduğunu.
Yine iki dakika sonra Doktor Cenap , Doktor Metin’i aradı.
- Alo hocam. Bir hasta daha aldık yolda.
- Ohoooo. Korum böyle işin içine. Kardeşim siz Hızır acil servis misiniz yoksa E-5 de servis yapan yolcu minibüsü mü? Bunun nesi varmış?
-Hocam! Bu hastamızın da g.tüne beyzbol sopası kaçmış vaziyette. Yalnız hemen söyleyeyim: Bu hastamız oldukça saygın bir vatandaş. Kendisi Baba Osman’ın adamıymış.
-Baba Osman’ın adamı mı? Baba Osmanın adamları sapıktır ama böylesi değil. Yani onun adamları kıçlarına beyzbol sopası sokmazlar.
-Ha ha haaaa. Hocam o kısmı hastaneye gelince anlatırım. Kısaca bu gün bizim Tuncay fazla mesai yapıyor diyeyim sen anla.
Bu arada Kamyon şoförü ’ oy gözüüümmm’ diye inleyince BMW li eleman dayanamadı.
-Gözünü boş ver de g.tüne bak sen. Koskoca levye demiri girmiş vaziyette.
Kamyon şoförü alaycı bir bakış attıktan sonra cevap verdi.
-Dinime dahl eden bari Müslüman olsa? Oğlum sen kendine baksana. Herif sana da beyzbol sopası monte etmiş ne haber.
Cevat bey de gözlerini açtı ve bir şeyler demeye çalıştı:
-ahdfğjuyyt mığğğfadcızz görrttt.
Diğer iki hasta birbirlerine bakarken Hülya Hanım tercüme etti.
-’Siz yine iyisiniz. Bana üstten girdi, alttan çıktı diyor.’ ( Bu da Deniz’e inat yazıldı. Neymiş efendim döner bıçağı öyle üstten girip alttan ucu çıkmazmış. Adamın anatomisi bozuksa ben n’aapıyım. )
Onlar böyle konuşurlarken ambulans zar zor Yenisahra geçidine kadar gelebilmişti. İsmail az bir boşluk bulup gaz pedalına dokunduğu anda yaşlı bir kadın -orada koskoca bir üst geçit olduğu halde- birden kendini caddenin ortasına atmasın mı? Zavallı İsmail ani bir frenle kadına çarpmaktan son anda kurtulsa da kadın hiç bir şey olmamış gibi yürümeye devam edince Tuncay dayanamadı artık.
-Heeey Teyze ! Nereye gidiyorsun?
Kadın yolun ortasında durdu. Başındaki ehramı az bir şey düzelttikten sonra cevap verdi:
-Vışşşş sene ne çi? Eltim cile cidirem.
Cenap Hoca ’ Ah şu Erzurumlular’ dedi.
***************
Efendim, gelişmiş ve insan haklarına saygılı ülkelerde ambulansların hiç bir engele takılmaksızın rahatlıkla ilerleyebilmesi için fermuar modeli denen bir model uygulanır. Soldaki resimde gördüğünüz beyaz arac ambulans. O ortadan gidecek. Diğer araçlar da fermuar misali sağa ya da sola kaçarak onun ortadan rahat rahat gitmesini sağlayacaklar.
Bu tabii ki olması gereken... Soldaki resimdeki arabalar arasındaki mesafeye de dikkatlice bakın. Şimdi bir de bizdeki duruma yani sağdaki resme bakalım. Böyle bir trafikte herhangi bir aracın sağa ya da sola yanaşıp orta şeridi boşaltması diye bir şey söz konusu olabilir mi? Dikkat edecek olursanız emniyet şeridi bile dolu. Yani vatandaşımız genelde şöyle düşünüyor: ’Ben bir an önce evime ulaşayım da herhangi bir yer yanıyorsa yansın, herhangi bir hasta, varsın gebersin. Yeter ki ben evime beş dakika daha önce varayım.’ Bu saygısızlığı bir başka şekilde izah etmek mümkün mü?
Hani okullara trafik dersleri kondu. Hatta biliyor musunuz? Liselerin 12. Sınıfında zorunlu bir derstir Trafik ve İlk Yardım. Ancak, bana kalırsa Zorunlu Trafik ve İlkyardım dersinden önce ’Çok Çok zorunlu Saygı Dersleri’ konmalı okullara. Konmasına konmalı ama öyle baştan savma da olmamalı. Zira biraz sonra okuyacağınız üzere Zorunlu Trafik ve özellikle de bu dersin İlkyardım konusu tam bir fiyaskodur.
****************
Ambulans, harala gürele santim santim de olsa ilerleyerek tam Göztepe Köprüsü civarına gelmişti ki yol bir kez daha tam anlamıyla kapandı. Bu sefer yolda oldukça büyük bir kalabalık vardı. Belli ki bir kaza olmuştu.
İsmail Mecburen ambulansı durdurduğu anda Hülya Hanım yılların alışkanlığı ile seslendi.
-Şöfor Bey lütfen başka yolcu almayın. Ayol nefes alacak halimiz kalmadı.
Ambulans ekibi Hülya Hanıma aldırmadan arabadan indi. Gerçekten de yerde bir genç boylu boyunca uzanmaktaydı. Bu bir motosiklet sürücüsüydü ve gayet doğal olarak(!) ne kaskı, ne de ehliyeti vardı. Ona bindiren taksinin şöförü ise anında yakalanmış ve motosiklet şoföründen beter hale getirilmişti çevreden yetişen hamiyyetperver vatandaşlar tarafından. Hatta öylesine bir dayaktan geçirilmişti ki damarlarında 220 Promil alkol olduğu halde bir tek promil bile kalmamıştı. Neredeyse tüm promiller yerlere dökülmüştü burnundan ve ağzından akan kanlarla.
Ambulansın geldiğini gören hamiyyetperver vatandaşlar yaptıkları ilk yardımın (!) gurur ve heyecanı ile ambulansa yöneldiler.
-Ulan nerede kaldınız o..spu çocukları. Çocuk ölüyor. Size telefon edeli bir saat oldu. İki adımlık hastaneden bir saatte mi gelinir?
Ambulans ekibi daha ’ Biz bu hasta için gelmemiştik. Başka hastaya gitmiştik oradan dönüyorduk’ Diyemeden İçlerinden biri direkt İsmail’in üzerine, bir diğeri Cenap Hocaya yöneldi. Biri de ’ Vurun .mına godumun gavatlarına ’ Diye gaz veriyordu.
Her zaman olduğu gibi iş yine Tuncay’a kalmıştı.
Beş dakika sonra Tuncay, İsmail, Cenap Hoca ve Aysel’de yer yer mevzi hasarlar olsa da Tuncay’ın cansiperane gayretleriyle karşı taraftan dört kişiyi daha ambulansa almak zorunda kaldılar.
Doktor Cenap Bey son kez bir daha aradı Metin Hocayı.
- Hocam altı hasta daha aldık. Birisine araba çarpmış, birisine hamiyyetperver vatandaşlarımız çarpmış geri kalan dördüne de Tuncay çarptı. Haa bu arada Aysel’in kahramanlıklarını da unutmamak lazım. Biber gazı ile yaptığı o müthiş savunma neticesinde Tuncay’ın işini bayağı kolaylaştırdı.
Metin Bey alışıktı ambulansların uğradığı saldırılara.
-Cenap Hocam ! Sizlerde bir hasar var mı?
-Var hocam ama önemsiz. Bende bir sol göz morarması ve patlamış bir dudak, İsmail’de iki diş eksilmesi, Aysel’de yolunmuş bir tutam saç...
-Peki Tuncay?
-Hocam ! Onda bir iki hafif çizik dışında hasar yok.
*******
Ha pardon...İlk yardım dersleri demiştik değil mi?
Ambulance oraya gelene kadar o zavallı kaza geçirmiş çocuğa soğan koklatmaktan, ağzında biriken kanı kussun diye tuzlu su içirmeye, sırtlayıp hastaneye taşıma girişiminden, sol göğüs kafesi kemiklerinden birini çatlatıncaya kadar kalp masajına kadar her türlü ilk yardımı yapılmıştı bunca ilk yardım dersi gören hamiyyetperver vatandaşlarımız tarafından.
Ve tabii ki unutmamak lazım en önemli ilk yardımı: Bol bol selfi çekmişler hatta canlı yayın yapmışlardı face bookta.
*************
Ambulance, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinin önüne yanaştıktan yaklaşık bir saat sonra acil serviste tüm sağlık personeli ve hasta yakınlarına çam fıstıklı irmik helvası ikram edildi. Maalesef Cevat Abi Hakkın rahmetine kavuşmuştu.
Böbrek rahatsızlığı sebebiyle acilde yatmakta olan Sami Biberoğulları adlı yaşlı hasta ’ Ulan Allahınız yok mu sizin? Bir lokma irmik helvası da bana verin’ Dese de zavallı adama ’Amca kolunda serum var. Hem sen yaşlı adamsın. Şimdi şekerin yükselir, tansiyonun fırlar’ Diyerek bir gıdım bile vermediler. Oysa onun -söz konusu tatlı olunca- ruhunu bile satacak kadar tatlı delisi olduğunu, hiç bir tatlı türünün onda en küçük bir rahatsızlık yaratamayacağını bilmiyorlardı. Zavallı hastanın tüm yalvarmaları boşa gitti. Ve dahi bu öykü bitti.
YORUMLAR
Sami hocammmmm....iyiki varsın vede iyiki bizler sizlerden mahrum değiliz..çok şükür..iki cihandada gülmen dileklerimle..güller diyarından kucakkk dolusu selamlar
sami biberoğulları
İyi ki sizler de varsınız. Sizlerle paylaştıkça güzelleşiyor dünya.
Allah yüzünden tebessümleri eksik etmesin.
Güller diyarına dünyanın incisi İstanbuldan gönül dolusu sevgiler, selamlar...
hocam,
ilk kez bir yazinin yayinlamasini bekledim. Ilk firsat okudum... Is arkadaslari, bu turk ne guluyor boole kendi kendine diyecekler diye de cekindim. Hocam, sabah sabah ilac gibi geldi bu oyku. Buradaki ambulans soforlerine tercume edip okutmali, adamlar da ara sira yardim edecez diye cok iyi niyetli vatandaslarin hismina ugrayip bir guzel dayak yiyorlar. Isi birakiyorlar, baze grev bile yapiyorlar. Durum vahim yani... Her ambulansa biber gazi, Tuncay gibi biri, guzel fikir. kalemine saglik hocam.
selamlar,
abdullah konuksever
sami biberoğulları
Bence biber gazı ya da Tuncay gibi bir eleman yerine Çok zorunlu Saygı Dersleri konulmalı okullara ve tüm kurumlara. Tüm vatandaşlar için zorunlu olmalı bu ders.
Selam ve sevgilerimle.
Değerli hocam ;
Hadi Deniz'e inat tansiyon ölçme diniz. Yazık değil mi hastaya dekstroz dayadınız. Ya hasta şeker hastası ise ...? Bol şekerli serum şeker ölçümü yapılmadan verilir mi ? Bakın size bir tüyo : en risksiz serum İsolyte 'dır. Çünkü dengeli içerikli bir serum dur. Yeri gelir bebeklerde bile korkmadan kullanırsın . Acil vak'alarda genelde bu serum tercih edilir. Bilgi olsun diye yazdım. :))
Kırlent işinde koptum yine .. Ama eksik olmuş ben kanaviçe yaparım dikiş üstüne . Öyle sıradan işlerim yoktur :)))
Otobüse dönmüş ambulansın neresinden tutayım.... pesssss ...
Ama hocam acilde kız isteme söylemiyle acil çalışanlarının işiyle dalga geçer gibi tavır takınılmasına, Sağlıkçıya şiddete değindiğiniz için çok teşekkür ederim.. Yazınızda beni önemseyip adımı geçirmenizde çok mutlu etti. Çok mersi :)))
Yazının her cümlesinde güldüm hiç abartısız. Allah'da sizi güldürsün hocam ..
Sevgilerimle....
sami biberoğulları
Asıl anlatmak istediğim zaten sağlık personelinin, özellikle de acil ekibinin ve ambulans personelinin yaşadıkları sıkıntılardı. Bunu öyle kuru kuru anlatamazdım. Mizahla karışık bir şeyler yapayım dedim.
Bu arada Dekstroz ve İzotononik neden girdi bu yazıya dersen: 1990 yılında bir mide ameliyatı oldum. Ameliyat öncesinde ve sonrasında işte bu iki serumdan toplamda tam 94 adet yarım kiloluğu koluma takıldı.
Evet dediğin İsolit de vardı ama sanırım ondan az taktılar bana ki adını hiç hatırlamadım.
Ama yine de yorumun sayesinde yeni bir şeyler öğrenmek güzeldi.
Selam ve sevgilerimle.
otobosta okudum levye cümlesiyle birlikte ben iptal...
Allah iyiliğini versin :-) :-) :-)
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler.
Filiz Şahin.
sağ olasın