- 920 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ölümün adı varsın "kalleş" olsun
bir ateş topu gibi düşer evin tam meydanına
sonra ev halkını çepeçevre sarar, sarar ve yakar
hemde öyle sinsice yaklaşmaz eve neye uğradığını şaşırtıverir...
ve nedense piyangodan hep sevilenler çıkar, sevilenin göçeder
sende öyle arkasından baka kalıverirsin
gidenin ardından baka kalmak zor olsa da en acısı
daha dün "seviyor" dediklerimizin arkasından, ertesi günkü göç sonucu
"seviyordu" demek yada "yapıyordu" demek kelimlerin yanına o "du" "dü" "dı" "di" leri
eklemek işin en cam kesiği yarası olsa gerek...
dedimya piyangodan hep istinasız en çok sevdiklerimiz çıkar,
varsın ozaman ölümün adı kalleş olsun...
ölüm için hep bir son değil, aslında bir başlangıç deriz
doğruda deriz belki,
ama ölüm bir başlangıçsa peki ozaman bağrımız neden niçin bukadar sıkıntılı ve alevdir...
neden göğsümüz olduğu yere yığılıverir. sorgulamak ve isyan etmek haddimiz değil tabiki ama beynimizin yüreğimizin ve hatta tüm hücrelerimizin ağrısına katlamakda zor.
ölümden kaçış yoktur herkesin gideceği yer bellidir elbet,
ama sevilense giden
"keşke ben ölseydimde o yaşasydı" dememek mümkün mü?
insana en çok koyanda beklentisiz gelen ölümlerdir,
hani hasta olur ve beklersin o günü
peki dağ gibi olupta devrilen çınarlarımızın o ani o elvedasız gidişlerine nasıl katlanacağız? işte ölüm kalbe bukadar yakınken adına kalleş dememek mümkün olmuyor.
babamın ölümünü hatırlıyorum;
dün gibi gözlerimde...
annem, yetim kaldın oğlum dedi ya işte o çok dokundu...
devlet bile anası olmayana "öksüz" babası olmayana "yetim" diyor
işte bu çok koyuyor,
ozaman ölümün adı varsın kalleş olsun.
ölüm ne soğuk birşey,
hani insan kendine ölümü yakıştırıyorda sevdiklerine hiç mi hiç yakıştıramıyor...
hele birde ölüm haberlerini vermek gidenin en yakınına, canına, cananına
o cümleyi kurmamak için evin içinde atılan o voltalar
tam söylecekken boğazının düğümlenmesi ve cümleleri dökemeden geriye yutmak, keşke ben ölseydimde şu haberi vermek zorunda kalmasaydım diye iç geçirmek işin acı yanının bir parçası...
ozaman ölümün adı kalleş olsun.
sevdiklerimizin arkasından bir maskeye bürünmek,
o güçlü pozisyonları çizmek yana yana
iç kan ağlarken "başın sağolsun" diyenlere "eyvallah sağol" demek, diyebilmek
boğazımız düğüm düğüm ve aslında içimizden geçeni haykıramamak,
"CANIM ACIYOR, PERİŞANIM EN SEVDİĞİM GİTTİ, DEĞERLİM KIYMETLİM BENİ BIRAKTIDA GİTTİ" diye haykıramamak insanın içinde bastırdığı en can yakan cümleler olsa gerek...
hırsından yoldaki çakıl taşlarını ayakkabılarının ucu delinene dek tekmelemek
gidenin adını anarken önce sesin titremesi ve hemen akabinde gözlerin doluşu,
son yolculuğa uğurladığın o an ın gece gündüz gözlerinin önünden gitmeyişi
hani biri bana çatsada ağzını burnunu patlatsam ve şu içimdeki volkanı patlatsam diye bakmak...
bunlarda işin bir parçası olsa gerek,
ozaman ölümün adı varsın kalleş olsun...
ÖLÜMÜN ADI VARSIN KALLEŞ OLSUN
GİDENLERİMİZİN MEKANI ÖLÜME İNAT CENNET OLSUN.
09.09.2008
cumali efe