kendine alışmak
bir insan, kendine alısamamıs kac kisinin katili olur kendini tanıyıp, alısana degin? kırgınlık ve bilinmezlik zanaatının, iyilik-kotuluk minvalinde ’’bir baska buyuk hata’’dan o kabullenilmiş kişilik uslubuna giden dogrultusu cok da bir sey kazandırmaz arkada bırakılan gecmis rollere. role sıkısıp kalınır celişkilerle dolu bir monologun golgesinde. iste o zaman sufleler gelir kentlerden, kitaplardan, asklardan, dostlardan...
dunyayı degistirecegini sanır aptal limbik bir aldatmaca ve integral turevlerine meydan okuyan akıl.
insan? o, mitoslasacagını sanarak somurur tum milattan onceleri, sonraları , degdiklerini, degemediklerini, ıskaları, amacları, masumiyetleri, kirlenmislikleri... o ve oteki, otekileri...
o kadar uzun biatlardan ve kavgalardan sonra bir tek sey kalır geriye: sen.
sen ve artık verebileceklerin kalan zamana.
gunısıgı ile uzlasmıs her kimse, evini terketmeden once aynalardaki sime ve sıra soyle bir yan gozle bakıyorsa; onca seyden artakalan bir bagımlılık baslamıstır. artık esya ile tum iliskisi yasallasır kendi kacak oykusunde. bir zerre dol ile gezegenleri surukleyen milyarlık oykuler bagdastırabilir. kendiyle kalmıstır.
o zaman onca cinayetten sonra baslanabilir yeniden, herhangi bir yerden.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.