- 482 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
9 Martı beklerken,geldi 12 Mart!
Tam 46 yıl önceydi.
Bizim gençliğimize denk gelen bu yıllarda,sivil hükümete karşı "sol darbe" yapılacaktı tam 9 Mart 1971 ’de.
Başlarında Devrim gazetesini çıkaran ve kendilerini "MDD"ci yani "Milli Demokratik Devrimci" olarak adlandıran ama cuntalardan medet uman grup /gruplar çekiyordu.Aklımda kaldığı kadarıyla mealen de olsa "Ordu-Gençlik El Ele" sloganı revaçtaydı.
Bu arada Cemal Madanoğlu,Doğan Avcıoğlu bu "darbeden" medet umanların başında gibiydiler.Lakin hayat hiç de öyle olmadı.
"Sol darbe" beklerken,üç gün sonra 12 Mart geldi.
MDD’ciler önce olayı anlamadıkları için "alkışladılar" ama tutuklanan da yine kendileri olunca "ayakları suya erdi" fakat geçti artık.
Bu arada gençlere küçücük bir tavsiyem var bu konuda.
Erol Bilbilik ile İrfan Solmazer arasında geçen diyalogları okumalılar,internette bütün sitelerde yazılar var bu konuda.
Gençlere "mısır patlatır gibi bomba patlatan/patlattıran" İrfan Solmazer’in 12 Marttan bir gün önce Almanya’ya gönderilmesi de önemli,sonra üç gencin "darağacına" gitmesi de.Üç genç "bedelini" canlarıyla "öderken",İrfan Solmazer de "tır filosu "sahibi olmaktaydı Almanya’da.Yakında ölünce basında da yer aldı tırlar!
Hani insan aklı unutmakla vardır türünden eski bir sözümüz var ya"Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldur" diye.
Bunun doğru olmadığını düşünüyorum toplumsal hafıza yönünden.
Bazı olayları/ tarihleri iyi bilelim ki,aynı hatalar tekrar yapılmasın."Aynı suda iki kere yıkanılmaz "sözü bir kerecik de olsa doğru anlaşılsın ki "cuntalardan "değil,halkın rızasından "güç "alalım toplumca.
Böylece düşe kalka da olsa demokrasi nedir,ne değildir daha iyi anlamış oluruz/olacağız.
Çünkü "tecrübeler "en önemli öğrenme yollarından biridir de ondan!
Ama hayat işte.
Ne beklersin,sana ne sürprizler sunar.
Meselenin özü,halka güvenmek ve onun rızasından güç almaktan geçmekte,beğenilmeyen hükümetleri de "devirmek" değil,"değiştirmek" esastır demokrasilerde.
Doğru yaşlarda "yanlış yerde durduk" diyebilirim;doğruyu bulduk derken de "yaş yanlışladı" desem sanırım yeterli olacaktır/ olur.
Belleğimizde şu sayılara da yer açabilirsek,geçmiş daha iyi görülebilir sanırım.Denizlerin "idam kararı" Meclis’te oylanırken,iktidar partisinin 256 milletvekili vardı,"idamlara karşı çıktık" diyen muhalefet partisinin de 144.
Açıklamalar doğru ise en az 144 "hayır" çıkmalıydı idamlara değil mi? Oysa sadece 48 hayır,2 de çekimser oy vardı.
Galiba yüze yakın oy yitik!
YORUMLAR
Değerli Hocam.
Geçen senenin 12 Mart'ında Kadıköy'de bir şiir etkinliğindeydik. Şairlerin ve yazarların %99 u o bahsettiğiniz 12 Mart'ı çok iyi hatırlayacak yaşta insanlardı. Ama o gün 12 Mart 1971 hiç hatırlanmadı.
O hatırlanmadığı gibi 12 Mart 1921, Yani İstiklal Marşımızın TBMM Tarafından kabul edilişi de hiç hatırlanmadı. Hatırlanan tek şey vardı: 11 Mart Berkin Elvan'ın öldürülüşü...
Yani hocam yine de yabana atmamak lazım '' Hafız-i beşer nisyanla maluldür'' Sözünü. Beşerin hafızası İstiklal Marşını bile unutur ondan sonra da '' Bize İstiklal Marşımızı unutturmaya çalışıyorlar'' Diye yaygara yapar.
Selam ve sevgilerimle.