Deli Kanlı Dediğin

• 8 Mart 2017 Çarşamba 20:30:42

Gençlere bu kadar yakışan, bu kadar iyi anlatan bir ifade Türkçe’den başka bir dilde yoktur herhalde.
Delikanlı…
Dünyanın hiçbir yüzünü tanıyamamış, kendini dünyanın merkezi sanan, gücünü nereye harcayacağını bilmeyen bir varlık, o.
En yakını olanı, kendini tanımaya çalışıyor. Kendini tanırken dünyayı da tanıyacak. Tanıdıkça da şaşkınlıklar içinde kalacak.
Dünyayı tanırken en çok da yasaklananlar celp edecek onu. Deneyecek, eli yanacak, ama yine de vaz geçmeyecek.
Kendini çok güçlü bilecek, en güçlü olduğu anlarda bile daha tam oluşmamış şahsiyetiyle ve yön bilmezliği ile şaşkın şaşkın dolaşacak.
İsyankar görünecek, ona akıl veren, yönlendiren büyüklerine isyan edecek, düzene isyan edecek. Haksızlıklara isyan ederken kendini çok güçlü görecek, haksızlıkları ortadan kaldıramadıkça da hırçınlaşacak.
Gücü arkadaşları arasında arayacak, onlarla birlikte olduğu anlarda mutlu olacak, yanlış işlerle meşgul olunsa bile sesini çıkarmayacak.
Damarlarında dolaşan cinsine ait hormonlarının etkisin yaşayacak. Arzuları onu yönlendirecek, o, bunu çoğu zaman aşk sanacak, yanılacak. Aşk sanacak yine yanılacak. Sonra aşka olan güveni sarsılacak. Vurdumduymaz olacak en sonunda. O da aşkın olmadığına kanat getirip aşk maskesi altında menfaatlerine yönelecek.
Kendini tanımaya fırsat bulamadan karşı cinsi tanıyacak. Istırap çekecek, aldatılacak, istismar edilecek. Onun peşinden de tüm insanları ve onların iki yüzlülüklerini tanıyacak. Ardından insanlara olan güveni de bitecek.
Eğer yeterince manevi yönü yoksa, verilmemişse; bu bocalama sırasında kendini tamamen bir boşluk içinde bulacak. Kimi zaman alkole sarılacak, bazen de uyuşturucu ona cazip gelecek.
Bu kadar bunalım sırasında eğer ailesi, arkadaşları, sevdikleri de ona yüz çevirirse bir kat daha çökecek. Çünkü o kendini en büyük kabul ettiğinde bile itiraf edemediği aile sevgisine muhtaç olacak.
Daha birkaç yıl önce babasının kucağında sevilen, okşanan delikanlı, o günlerini için için özlerken sevgi gösterilirse de elinin tersiyle itecek, yakıştıramayacak kendisine, bu sevgiyi, sevilmeyi güçsüzlük kabul edecek.
Çoğu zaman tüm dünya onu olgunlar arasında görürken, aslında iri bir bebek olduğunu kimse fark etmeyecek.
Ve…
Ve gün gelecek, o, dünyayı düzeltemeyeceğini fark edecek, yıllardır büyük bir gayretle yokuş yukarı akıtmaya çalıştığı suyun akmayacağını anlayacak. İşte o gün olgunlaşacak. İşte o gün, delikanlı olurken kaybettiği saflığının yanı sıra hırçınlığını, belki dürüstlüğünü, hatta enerjisini kaybedecek. İşte o gün dünyanın düzenini değiştiremeyeceğini anlayacak ve o gün olgun, hem de çok olgun bir insan olacak.