- 490 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
KIRIK BİSİKLET
KIRIK BİSİKLET
"İnnemâ emvâlüküm ve evlâdüküm fitnetün =
Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız bir imtihan ve ibtilâdır..."
Küçüklüğümde hep bisikletimin olmasını isterdim. Mahallemizin zengin çocuklarının bisan marka bisikletlerini ne özenirdik, anlatamam! Elbet bizimde oldu bisikletimiz ama eski, kırık ve sanayiden çıkmayan bisiklet. Çocukluğumuzda o kadar enerjimiz büyük ki; tabi eski bisiklet en fazla üç ay dayanıyor. Çok dua ederdim rabbime… Çabuk büyüyüp sıfır bisiklet alma gücünü elde etmek için. Hakikaten çocukluğumuzun fazla enerjisinden olsa gerek ‘çocukluk’ bize bir numara küçük geliyordu. Ama babamı çok seviyorum! Çünkü sıfır bisiklet alamasa da bize bir gün ‘sıfır bisiklet’ alacağını söylerdi. Hep bu hayaller ile büyüdük. Birde babam Bursa Gemlik taraflarında bir ev alacağımızı ve orada bizi yaşatacağını vaat ederdi bize. Babamın vaatleri hep hayallerimi süslerdi. Aylar geçti, yıllar geçti ve büyüdük. Meğer babamız bize hayal vaat ederken ‘Hayal kurmayı’ öğretmiş. Allah nasip ederse sıfır bisikletimiz olamadı belki ama şimdi sıfır arabamız var. Tek hayalim var inşallah. Bu yaz babamı da alıp ailecek Bursa Gemlik taraflarına gezmeye gitmek. Babam bize yaşatamadı belki ama inşallah biz babamı son dönemlerinde yaşatacağız inşallah. Hayallerimiz bir bir gerçekleşecek inşallah. Babam vefat ettiğinde pişmanlık duymak istemiyorum. İçimizde uhde kalsın istemiyorum. Keşke babamla şunları yapsaydık diyerek keşke denizinde boğulmak istemiyorum. İnşallah rabbim nasip eder… Babamın dünyadayken değerinin bilmeyi, onunla güzel vakitler geçirmeyi nasip eder.
Küçüklüğümüze geri dönersek; arkadaşlarımın ekmek arası köfte yeme davetlerine katılamadığım günlerde aklıma geliverir. Arkadaşlarımın davetine şöyle cevap verirdim: - Ben köfte yemeyi sevmem. Siz gidin güzelce köftenizi yiyin derdim. Kim sevmez köfte yemeyi… Elbet herkes sever. Fakirlik böyle bir şeydi aslında. Canınız ister ama gidemezsiniz. Çaresizlikten, parasızlıktan… Adını siz koyun işte.
Hamdolsun ki şikâyetçi değilim tabi… O zamanlar belki de hiç beton evimiz olmadı, hep ahşap evlerde kaldık ama huzurumuz vardı, mutluyduk. O fakirliği görmeseydik bugünün değerini anlayamayacaktık belki de… Kendimle özdeşleştirdiğim bir hikâyeyi anlatmak istiyorum size: ‘ Bill Gates’in oğlu kız arkadaşıyla bir mekâna gider, yemeğini yedikten sonra garsona 200$ bahşiş bırakıp çıkar, ertesi gün Bill Gates aynı mekâna gelir ve yemeğini yer. Hesabı ödeyip tam çıkmak üzereyken garson seslenir;
"Efendim dün oğlunuz buradaydı ve bize tam 200$ bahşiş bıraktı, fakat siz bunu bile yapmadınız?" der. Bill Gates hiç istifini bozmadan; "Onun babası milyarder ama benim babam inşaat işçisi" der..’
Benim babamda inşaat işçisiydi. Her gün beton kazar, terler ve üç atlet değiştirirlerdi. Derdi babam; - ‘Oğlum biz oturduk mu bir koyunu yerdik’ Şimdi nerde böyle bir nesil. Bir taşı şuradan alıp şuraya taşımaya üşenen bir gençlik var şimdi. Fakirlikte günümüzde şöyle oldu artık: ‘ Zengin bir aile çok kavga edermiş. Bir gün zengin aile hanımefendisi kocasına demiş ki; - Ya bey bizim paramız var ama huzurumuz yok. Alt kattaki komşularımız fakir ama huzurlu ve mutlular. Ve çocuklarını neşeyle seviyorlar. Bey demiş ki; - Hanım hanım ben o fakir aileye bir miktar para vereyim de bir de öyle bak o aileye. Fakir aileye para verilir. Aile çocuklarını sevmeyi bırakır ve başlar ‘ araba alacağız hangi model olsun, eve yeni eşyalar alacağız hangi marka olsun’ vs.. ‘
Aynen hikâyedeki gibi artık fakir ailelere de maddiyat girdi. Maneviyat zayıfladı. İlişkiler azaldı. Çocukluğumda büyümek hedefimdi ama şimdi bugüne baktığımızda keşke hep çocuk mu kalsaydık diyorum kendi kendime?
“Sizden kim nefsinden emin,
Bedeni sıhhatli ve günlük yiyeceği de mevcut ise
Sanki dünyalar onun olmuştur.”
(Tirmizî, Zühd 34, h. no: 2347; İbn Mâce, Zühd 9, h. no: 4141).
YORUMLAR
Belki örnekte verdiğiniz Bill Gates hikayesi doğru değildir ama ben anlatmak istediklerinize odaklandım ve yazıyı anlamlı buldum. En azından diğer yazdıklarınıza göre. Umarım babanızla ilgili hayalleriniz gerçek olur. Zamanın sonrası yok, ötelemeyin.
Örnek verirken biraz araştırma yapmanız yararınıza olacaktır.
"Bill Gates hiç istifini bozmadan; "Onun babası milyarder ama benim babam inşaat işçisi" der..’
Benim babamda inşaat işçisiydi. Her gün beton kazar, terler ve üç atlet değiştirirlerdi."
Bill Gates'in babası William H. Gates Sr. son derece tanınmış bir hukukçu ve maddi yönden epey varlıklı bir hayat sürmüş.
Oğlu Rory John Gates'e gelince... O da 1999 da doğmuş yani daha on sekiz yaşını doldurmamış. Bahsettiğiniz anekdot ya çok yeni, ya da büyükbaba Gates'in geçmişi gibi başka birisinden uyarlanmış.
Saygılarımla.
hotamisli
iskembeden atmamayi ogreten yonunu cok sevdim