her şey yaşadıkça
ömür bırakabildiğince iz
sevebilenler için biz
şiirlere sığınılır kimi kez
_hangimiz mülteci kayalıklarda boğulmadık ki
h a n g i m i z / y a ş a d ı k ç a...
Dingin suların derin
maviliğinde kurşun yemiş gözleriyle, son kez baktı ada&
8217;sına, ada yoktu.
Belli belirsiz bir yanılgının tâ ortasında ıslık sesleriyle karışan motor seslerini balıkçıların sessizliği bozuyordu.
Kendince bir köy kahvesi buldu. Bir çay içti. Ve köhne bir merdivenden geldiği gibi gitti. Balık kokuyordu her yer. Islak yorgun ve üşüyen güney rüzgârlarımı geri çağırdım, dedi içindeki bir ses.
Bir sesiyle de artık zamanı gelmişti diye kükredi. Kimse duymadı, daha fazla kalamazdı. Gece on ikiyi çoktan geçmiş sihirse bozulmuştu. Balkabağına dönmüştü her şey.
Ne kimse görmüştü onu, o günden sonra; ne de kimselere görünmüştü.
Yaşlı bir balıkçı anlattı bu hikâyeyi. Ona da babası anlatmış.
Dingin suların derin maviliğinde mülteci kayalıklarda yaşanmış, d e d i...
Copyright © by ahd
www.alihakanduz.com