- 1001 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KADIN
Sen ;
Dünya’da insan neslinin üremesinin mimarı,
kelimelerin en güzeli, en anlamlı olanı, ANA’sın.
Dedemin, evlendikten sonraki üç ay içinde, hamile kalamadığı için, kısır diye evine gönderdiği ilk eşi,
yoksulluktan ince hastalığa tutulup gencecik yaşta ölen babaannem,
on üç yaşındayken, iki küçük kardeşine annelik eden halam,
üvey anne olarak gelip üç küçük çocuğa zulmeden zalim ,
yanaşma babamın haddini bilmeden âşık olduğu ağa kızı,
üç çocuğuyla dul kaldığında, gariban babamı, imam nikâhıyla iç güveysi alıp beni ve ablamı dünyaya getiren, ilk eşinden olan kızlarıyla birlik olup babamı sapık damgasıyla evinden kovan, bir kaç yıl sonra yeniden evlenme bahanesiyle beni de babamın yanına postalayıp, yıllarca kahve köşelerinde, annesiz, babamla birlikte sefalet içinde yaşamama sebep olan annem,
İlkokuldayken, diğer köylü çocuklara özenip, haddimi bilmeden, ’ Ben de ona bakıyorum ! ’ diyebildiğim, kendimden başkasına sözünü bile edemediğim köylü kızı ;
Bana okuma aşkını ilk aşılayan, ilk öğretmen annem olan İlhan hanım,
Ortaokula başladığım yıl tanıdığım, bana yine anne gibi yaklaşan, ’ Bundan sonra annem yok demiyeceksin, ben Behice hanımın oğluyum diyeceksin ! ’ diyerek ikinci öğretmen annem olan Behice Yalkın öğretmenim,
Israrla kaldırdığım parmaktan sonra, ders anlatmak için tahtaya kalktığımda, dersimi anlatma fırsatı vermeden, kıyafetimi eleştirip beni yerime oturtan, okuldan, okumaktan soğumama, okula beş yıl ara vermeme sebep olan Coğrafya öğretmenim,
Uğruna hapse girdiğimin henüz ilk günlerinde beni unutup başkalarıyla flört ettiğini duyduğum vefasız,
’ İşte bu kız tam da bana göre, benim gibi gariban . ’ deyip yuva kurma hayalleri kurduğum günlerde, öz babasından hamile olduğunu duyma talihsizliğini yaşadığım zavallı,
Lise yıllarımda, yanacağım ateş olduğunu ilk gördüğüm anda anladığım halde, kelebeğin ateşe yaklaştığı gibi yaklaşmaya çalıştığım, yaklaştıkça yandığım, ömrünün en güzel sayfası bildiğim hayatımın aşkı,
’ Benim için en doğrusu budur . ’ deyip, kendi ayarımda görüp evlendiğim, bana dört çocuk veren, yıllardır kimsenin çekmeyeceği şekilde kahrımı çeken vefakâr, cefakâr eşim,
Evime, aileme bereket, neşe getiren, bana torunlar görmeyi nasip eden canım kızım,
Çok basit gibi görünen bir tartışma yüzünden, beni, gece yarısı evinden kovan ablamsın.
Hepinizi en çok da Yaradan’ın yarattıkları olduğunuz için seviyorum. Kimsenin cinsiyet ayrımı yapmaya hakkı olmadığı için hepinize saygım sonsuz. Sırf güçleri yettiği için sizleri ezen, aşağılayan, hor gören, şiddet uygulayan, hakkınızı yiyen herkese karşı sizinle birlikteyim.
Yılda bir kez değil, her gün her an, sevilmeyi, sayılmayı tüm yaradılanlar gibi kadınlar da hak ediyor. Yine de adet yerini bulsun : 8 mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun.
Fikret T.....
YORUMLAR
Fikret TEZEL
"Keskin bıçak olmak için çok çekiç yemek gerekir"
Sevdiğim bir sözdür.
Sana da çok uyuyuor bu söz.
Eğer o kadar çekmeseydin şimdi bu güzel yazıları yazabilir miydin?
Belki yazardın. Ama bu kadar güzel olur muydu ?
Yaşayınca; yürekte, kalemde bir başka coşuyor Dostum...
Selamlarımla.