- 1256 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SULTAN 2.ABDULHAMİD HAN'IN KURTLARLA DANSI.....
Sultan Abdulhamid Han çok sıkıntılı bir zamanda tahta geçmişti.Amcası 5.Murad tahtta ancak 5 ay kalabilmişti.Deli padişah adı verilen bu Sultanın akl-i melekelerinin zayıfladığı o dönemde saray dış güçlerin kontrolü altındaydı.
Sultan Abdulhamid Rusların Doğuyu ele geçirmek işgal etmek amaçlarını önlemeye çalıştı.33 yıllık saltanatı esnasında hem içerden hem de dışardan ihanetlere uğramıştı.Ama bütün bunlar bu Ulu Çınar misali Sultanı yerinden bir milim bile oynatamamıştı.
Bilim ve teknik öğrensinler diye Avrupa şehirlerine gönderdiği seçilmiş gençler maalesef onu arkadan hançerlemeye kalktılar.Bu çok vahim bir hataydı ama Sultan onların kendisine ihanet edeceklerini nereden bilebilirdi?
Jön Türkler adıyla örgütleneceklerini mason localarına kayıt olacaklarını İttihat Ve Terakki adlı sonradan on yılda Osmanlıyı yıkıma götürecek alçak yapının birere elemanı olacaklarını nereden bilsindi?
Avrupalılar bin yıldan fazla Türk adı verilen Osmanlı adıyla vucut bulan korkusuz müslümanların Batıyı tehditleri altında yaşadılar.Türk aydınları bu varlık yokluk yılları arasında Batının bin yıllık vahşetini barbarlığını bir çırpıda unutarak Batılılaşma hülyasına kapıldılar.
Ölümle kalım arasında kalan Osmanlı aydını belki de mecburiyetten Batılılaşırsak bütün bunlardan kurtulabiliriz zehabına kapılmışlardı.
Oysa Batı vahşet demekti Batı barbar insanlar topluluğuydu.Batı insanları yamyamdı.Bir damla petrol kapmak için bir milyon müslümanı başka dinden insanları bu Batı yok etmemiş miydi?Kızılderilileri Amerikada yok eden bir de utanmadan filmlerde kızılderililer beyaz adamın kafaderisini yüzüyorlar propogandasını yapan bu alçak Batılı insan değil miydi?
İşte bu Jön Türkler kendilerini Osmanlıyı kurtaracak nesil olarak gördüler.Sultana Kızıl Sultan dediler.Devrine istibdat dediler.Diktatör yaftasını attılar.Batılıların tuzağına düşen bu gençler aceleyle ve nefretle Sultan Abdulhamid Hanı tahtından indirerek Selanikteki Alatini Köşküne yolladılar.
Onu sürgüne gönderdikten tam bir yıl sonra dış güçlerin saldırısına maruz kaldılar çaresiz kalan Jön Türkler Abdulhamidin Osmanlıyı ayakta tutan direk ulu bir çınar olduğunun idrakine vardılar.
Bir yılda Osmanlı topraklarının dörtte üçü elden çıkmıştı.Tarihten ibret almamışlardı bu akıldan yoksun tecrübesiz ehliyetsiz liyakatsiz adamlar.Koskoca İmparatorluk bir yılda çökmeye yüz tutmuştu.
Bin yıl önce Haçlı Orduları oluşturup müslümanları Selçukluları Anadoludan ve Filistinden atmak üzere toplanan ordular bu sefer aralarına Japonları Amerikalıları da alarak tekrardan müslümanlığın temsilcisi Halife-i Müsliminin devleti Osmanlıya saldırmışlardı.
Batıda Rönesans ve Reform Hareketlerinden sonra ortaya çıkan Sanayi Devrimine kadar makineler yoktu. Hareket ve güç el bilek ve hayvanatın gücüne dayanıyordu.Buhar makineleri ardından petrol ile çalışan patlamalı motorlarla çalışan makine ulaşım araçları piyasada yerlerini çoktan almışlardı.
Batının fabrikalarının çalışması için buhar üretecek gemileri denizde yüzdürecek kömüre ve yeni keşfedilen kara yağ denilen petrole ihtiyacı vardı.
Birinci Dünya Savaşı petrol savaşıydı.Batılı adamın petrol bulunan toprakları ele geçirme mücalesinin başlangıcıydı.Birinci Dünya Savaşında dört yılllık zamanda on bir milyondan fazla asker öldü.Yirmi milyon yaralı ve yedi milyondan fazla da kayıp asker vardı.
Nice çocuklar annesiz nice anneler evlatsız kaldılar.Dünyada o zamana kadar yaşanan en büyük katliamlardan biriydi Birinci Dünya Savaşı.
Birinci Dünya Savaşı sonunda Türkler Avrupa için tehdit olmaktan bir süreliğine çıkmıştı.Batı insanı hayaliyle yaşadıkları kömür ve petrol yataklarına kavuşmuşlardı.Şimdi sıra böl parçala yönet taktiğini uygulayıp yeni pazarlar yeni uydu devletler kurmaya gelmişti.
Saint-Pikos adlı genç mühendisler Ortadoğuyu ellerine aldıkları cetvelle yeniden dizayn ettiler.Doğal sınırları olmayan bu Devletlerin cetvelle çizildiği aşikardı ve her birinin başına Faysal ailesinden bir prens oturtularak kendilerine mutlak itaat etmeleri istenmişti.
Bir zamanlar üç kıtaya hükmeden Osmanlı İmparatorluğunun külleri arasından Yeni Türkiye Cumhuriyeti 1923 te kurularak dünyaya tanıtıldı.Evvelinde Kurtuluş Savaşı yaşanmıştı.
Yunan dışında hiçbir Batılı ülke ile dişe diş mücadele yaşanmadı.Batılı müttefikler Hilafetin ilgası Saltanatın ilgası ve Türkiyeye Anadoluda küçük bir alanda kalmak kayd-ü şartıyla Anadoluyu terkedip gittiler.
Yaşananların Irak işgali sonrası ihdas edilen Yeni Irak idaresinden ya da Mısır Tunus Arap baharlarından bir farkı yoktu.Ya da benim görüşüm bu doğrultuda okuduğum yakın tarih eserlerinde bunu yakınen gördüm diyebilirim.Arnavut asıllı İngiliz ajanı Aubery Herbert in anılarını okumanızı tavsiye ederim.
Milli mücadele devam ederken Osmanlı Kurmaylarından bazıları bununla sağda solda Manastırda görüşmeler yapmışlar tarihin derin sayfalarında yerini alan bu görüşmeler yüz yıl sonra yayınlandı.
Yeni Türkiye Cumhuriyetiniş el ele veren Türk Milleti kurdu elbette.Batılılar ön ayak oldular.Beyaz Türkler adı verilen Dönme Sabataycıların kuruluşta etkin rol aldıkları da unutulmamalıdır.Ama Cumhuriyetin de Osmanlı gibi içten içe kemirilmesi uzun sürmedi.
Gazi Mustafa Kemal Çankayada yalnızlığa mahkum edildi bir bakıma.Kontrolü ele alan İsmet Paşa el altından Ruslarla ve İngilizlerle hem mücadele hem de yakınlaşarak Cumhuriyet idaresini kökleştirmeye başladı.Yeni Cumhuriyet idaresi ilk iş olarak Devrimleri gerçekleştiriyordu.Devrimler Osmanlının tersine gayr-i İslami temellere dayanmaktaydı.
Elli yıl kadar uzun bir süre İslam ve Osmanlı düşmanlığı aşılandı bilinçli olarak bu asil milletin evlatlarına.İsmet Paşanın bu millete en büyük kötülüğü Hilafeti ve Saltanatı kaldırıp Osmanlı bakiyesini sürgüne yollamak,Tevhid-i tedrisat Kanunu ,Tekke ve zaviyeleri kapatmak,ezanı Türkçe okutturmak,camileri ahır yapmak,içki ve şarabı yasalaştırmak,genelev açtırmak, kumar ve piyangoyu yasalllaştırmak,asrilik adı altında gayr-i islami kanun ve devrimleri uygulamak daha bunlar çoğaltılabilir.
Bir iyiliği varsa o da Türkiyeyi İngiltere ile mücadele ederek İkinci Dünya Savaşına sokmamak diyebiliriz.Adana Yenice İstasyonunda bir tren vagonunda İngiliz Başbakanı Churcil ile görüşmesinde onu bu konuda ikna ederken bir gecede saçıma aklar düştü demiştir.
Bu sürede Rusya’ya medhiyeler düzülüyordu. İsmet Paşa cenapları tarafından.Azeri vatandaşlarımız Rusyaya teslim edilip köprünün diğer tarafında gözlerimizin önünde kurşuna diziliyorlardı.
Köy Enstitüleri Rusyadan esinlenerek kurulmamışlar mıydı?Tek tip kıyafet komün hayatı benzeri yaşantı yetişen gençlerin gayr-i islami Osmanlı düşmanlığı aşılamaları beni bu görüşe iten nedenlerdi.Ben o günleri görmedim ama yaşananları görenlerden işittim okudum.
Gazi Mustafa Kemalin son beş on yılında kontrol tamamen İsmet Paşanın elindeydi.Son günlerinde Gazinin ona düşman olduğunu onu öldürmek için birini görevlendirdiğini bu nedenle vasiyyetinde İsmet Paşanın çocuklarına eğitim hayatları boyunca burs verdirdiğini tarihçiler söylüyorlar.
Belki de bu nedenle İsmet Paşa Gazinin ölümünden hemen sonra pulların ve paraların üzerine kendi fotoğrafını bastırıp Devlet Dairelerinde kendi resmini astırmıştır demektedirler.
1939 da Avrupa’da kaynayan kazan yeniden patladı.Almanya yeniden güçlendi.Almanyanın başında bir Avusturyalı olan Hitler vardı.Esasında bu ırklar aynı kökten gelmekteydiler.1900 lerin başında Fransız İhtilali neticesinde dünyada ırka ve ulusa dayalı devletler ihdas edilmişlerdi.
Almanya 1 eylül 1939 da tek kurşun atmadan Polonyayı teslim aldı.1940 a gelindiğinde birçok yerde gamalı haçlı Alman bayrağı dalgalanmaktaydı.Hitlerin askerleri doğuda Rusyaya ilerlerken soğuğa karşı koyamadılar.
Tankların araçların motorları dondu.Susuz Wolksvagen motorlarını icat eden Almanlar soğuktan etkilenmeyen Rusların atları tankları altında ezildiler.Doğudan Ruslar Batıdan müttefik güçler Almanları tekrar kendi topraklarına ricate mahkum ettiler.
1945 de dev Alman ordusu teslim olmaya başladı.Hitler ve sevgilisi Eva Brovn bir bodrumda intihar etmiş halde ölü olarak bulundular.Batıda savaş neticelenmişti ama doğuda Japonlarla savaş devam ediyordu.Savaşa sonradan dahil olan Amerika Birleşik Devletleri Japonların yoğun taaruzuna zor olsa da direnmekteydi.
ABD nin Perl Harbur üssüne kamikaze uçaklarıyla dalışa geçen Japon pilotları başarılı olmuşlardı.ABD nin bu sıralarda geliştirdiği atom bombasında netice alınmış bombayı Almanlar üzerinde değil de budist Japonlar üzerinde denemeye karar veren Amerikalılar ilk atom bombasını bir sabah Hiroşimaya attılar.
Enola gay adlı uçakytan Hiroşima üzerine bırakılıp 45 saniyede arza temas eden bu asrın bombası bir anda radyasyon ve ışınla tahrip ettği bu şehirde 140 milyondan fazla insan ölüsü ve bir o kadar da yaralı bırakmıştı.Ardından üç gün sonra Nagazakiye atılan ikinci bomba ile Japonlar teslim anlaşmasını imzalamak zorunda kaldılar.
Japon askerleri pilotlar saraydaki Japon Prensinin karşına gelip harakiri yaparak ölüme gidiyorlardı.Bunu gören Japon Prensi etkili bir konuşma yaparak böylece ABD li düşmana karşı koyulamayacağını aksine daha çok çalışarak teknik üstünlüğe sahip olarak muvaffak olunacağını belirterek askerlerin morallerini düzeltebilmişti.
Japonya kısa zamanda yeniden bilim ve teknikte öne çıkmış otomotiv,endüsri ve teknikte yarışa geçmişti.Altı yıl süren 2.Dünya Savaşı neticesinde 24 milyon asker,4 milyon sivil bir o kadar da kayıp insanlar evsiz barksız mülteciler bırakmıştı.Bu savaş sonunda dünya iki kutba Doğu ve Batı olarak bölünmüştü.
Batı dünyası 2.Dünya Savaşı sonrasında yeni düşmanlar aramaya başladı ve kısa zamanda da buldu.Yeni düşman Doğudaki Rusya ve onun dünyaya yaymak istediği komunizmdi.
Anadolu işte bu doğu ve batının buluştuğu nirengi noktasında yeralmaktaydı.Milletin başına geçen güzel işler yapan liderler her ülkede olduğu gibi Batılılar tarafından ya suikastlerle ya da askeri darbelerle ortadan kaldırılmaktaydı.
Adnan Menderes ezanı tekrar Arapça okuttuğu ve Rusyaya yöneldiği için 1960 Askeri arbesi ile iktidardan uzaklaştırıldı.Menderesi iktidara getiren Batı ve Abd değil miydi?
Ne olmuştu da ABD güçlü müttefikini zinde güçler eliyle devirip yerine kendi çocuklarını işbaşına getirmişti?
ABD Tunusta Libyada Irakta olduğu gibi geride görgü tanığı bırakmak istemiyordu.İranda Irakta Cezayirde Afrikada yıllardır darbelerle iktifdarlar devrilip yerine yeni kuklalar oturtulmamışlar mıydı?
Menderes ABD hakkında yaptığı konuşmadan 26 gün sonra 27 mayıs 1960 darbesiyle devrildi.Yargılanan Menderes ve arkadaşlarından ikisi bir yıl sonra idam edildiler.
Batılı üst akıl egemen güçler Ziyaül Hakkı da Benazir Buttoyu da Saddamı da Kaddafiyi de aynı metotlarla iktidardan uzaklaştırdılar.Bu oyunları kim bozmak istediyse onları bir bir ortadan kaldırıyorlardı.
Abd nin 1960 lardaki Başkanı John Kennedy de yaptığı üst aklı ifşa eden konuşmadan kısa bir zaman sonra suikaste kurban gitmemiş miydi?,
1950-1980 lerde dünya iki kutupluydu.Sağ ve sol vardı.Dünyada sağcılar sola düşman edilmişlerdi.Sovyetler dünyaya komunizm ihracı yapmak istiyor bunun karşısında Batı Nato Paktını kuruyordu.Ruslarda Varşova Paktı adı altında bağlı ülkeleri Nato tehdidine karşı koruyordu.
Soğuk Savaş yılları adı verilen bu devrede askeri alanda Batı ve Rusya arasında kıyasıya bir yarışma sürdürülmekteydi.
ABD bu yıllarda süratle nükleer silahlanmaya gidiyordu.1970 lerde ABD nin 5200 nükleer başlıklı silahı vardı.
Rusya boş durur mu o da 520 nükleer başlıklı silah üretmeyi başarmıştı.
1969 da aya ilk defa astronot ve uzay aracı yolladı Abd Rusyada Soyuz adlı uzay araçlarını uzaya göndermekteydi.
ABD ondan sonra aya bir daha araç ve astronot göndermedi.Bütün bunların bir yapay sahnede çekildiği rivayetleri olsa da ABD için aya gitmek büyük bir olay değildir.Aydan sonra insansız araçlarla Marsa da ulaşabilen ABD liler uzay yarışında Rusları çok gerilerde bırakmışlardır.
İki ülke arasında birbirine atom bombası atma tehditleri olduğu kırmızı çanta ve kırmızı telefonlarla liderlerin haberleştikleri basında yazılıp çizilmektedir.Allah o günleri göstermesin.Bir delinin eline geçebilecek bu çantadaki butona basılmasını kimse arzu etmez elbette..
1945 lerde başlayan soğuk savaş tam 46 yıl sürdü.Ülkelerde peykler ve kukla liderler iktidara getiriliyordu.Saddam,Kaddafi,Romanyada Çavuşesku,Jozef Titto Türkiyede ve İranda başka liderler geldi gitti.Batıya en çok taviz veren iktidarını korudu vermeyen arşı koyan al aşağı edildi.
1979 da Rusya Afganistanda Zahir Şahı devirterek Barbak Karmal adlı kuklayı iktidara getirdi.Karmal,Afganistanda beton yollar yaptırıyordu.Sonradan ağır Rus nakliye uçaklarının inmesine zemin teşkil eden bu yollar ve alt yapının Almanyanın Hicaz Demiryollarını Ortadoğudaki petrol havzalarına sahip olup taşımak benzeri maksada binaen olduğu ortaya çıkmaktaydı.
Rusya Afganistana girmesinin bedelini çok ağır ödedi.ABD nin Vietnamda yaşadığı hezimetin benzerini yaşadı.ABD nin destekleyip peydah ettiği Taliban ve yerel güçler birleşerek Rusyayı Afganistandan ağır yara alarak çıkmaya zorladılar ve başarılı oldular.
1980 Türkiyede Askeri Darbe,İranda Humeyni’nin tahta çıkarılması Şahın devrilmesi,ardından 1990 a kadar İranla Saddamın Irak’ının kapışmalarıyla devam etti.
1990 başında Sovyetlerin başında Gladnost ve Peresterika yani açıklık ve yeniden yapılanma bir nevi kentsel dönüşüm diyen Gorbaçov adlı bir lider bulunmaktaydı.
Sovyetler batıda ve doğuda onlarca özgür ülkeye ayrıldı.Altı adet nur topu Türki Cumhuriyet ortaya çıktı Allahın kudret ve izniyle o yıllarda.Ama Rusya o devletleri bir an olsun boş bırakmadı yakından kontrol altında tuttu.
Abd ise Türki Cumhuriyetlere başka dolaylı yollardan Fetö benzeri örgütlerle girmekte zorlanmadı.Rusya güçsüzdü karşı koyacak ne askeri ne de siyasi gücü yoktu.Rusya’da halkın üst tabakası profösör ve spikerlerin bile ayda aldığı paranın 15-20 dolar olduğunu gelen Ruslardan çoktan öğrenmiştik.
***
Türkiye o yıllarda sorunlarla boğuşuyordu.1980 Darbesiyle sağ sol olayları bir gecede nihayetlenmişti.Turgut Özal vardı idarenin başınfda Türk halkının sevdiği lider olarak.Batılı boş durur mu PKK ve ASALA denilen örgütler hortlatıldı birden.
ASALA Türk ataşelerini bir bir şehit ederken PKK denen alçak yapıda gün geçtikçe güçlendiriliyor savunmasız köylüleri öğretmenleri asker ve polisi şehit ediyorlardı.1984 de Siirt Eruhta PKK ilk eylemini kanlı olarak başlatıyordu.
1991 de Rusyadan ayrılan Bulgaristan ve Romanyada Türkler soykırıma göçe tabbi tutuldular.Zorla isim değiştirildi tecavüz edilen kadın ve kızanlar Anadoluya bilmem kaçıncı tehcire mecbur bırakıldılar.
Makedonya Kosovada benzeri vakalar yaşandı.Asıl soykırım ve tecavüzler Sırbistanın parçalanmasıyla yaşandı.
Jozef Titto denilen diktatör öldüğünde üç ayrı ulustan oluşan Sırbistan parçalandı.Sırplar,Hırvatlar çoğunluktaydı ve geçen yıllarda ülkenin askeri bakiyesi onların elinde kalmıştı.Müslüman Boşnak olayların böyle olacağını hiç düşünemişti.Sırp kasap silah alırken Boşnak komsusu bilmeden ondan domuz etlerini almış yemiş onunla dostluk kurmuştu.
Sırp komşu kasap Serebrenikada bin Boşnak kadına tecavüz edip kamplarda rehin tutmuş zorla Sırp piçini doğurmaya icbar etmişlerdi.Bu kabullenemeyen Boşnak bacılarım kendi hayatlarına son vermek istemişlerdi.
Serebrenikada 8000 den fazla Boşnak erkek tarassut altında tutuldukları kamlardan alınarak dağlarda bütün dünyanın ve Hollandalı BM.gücünün bilgisi dahilinde soykırıma tabii tutulmuşlardı.
Batı bunu ilk defa yapmıyordu.Yıllarca yapılan bu keyfi soykırımlardan o yıllarda medya olmadığından dünyanın haberi olmamıştı.
Sovyet Blokunun çökmesi üzerine ABD ve Batılı müttefikleri yeni bir düşman aradılar.Düşman olmaz ise silah sanayii iflasa gidecekti.Yeni düşman Fundamantalizm yani İslamcı terör adı altında İslamın kendisiydi.
Asıl amaksat Rusyanın ve yeniden güçlenen Çinin oluşturduğu Hindistanın içinde olduğu Şanghay Beşlisinin petrol havzalarına inmesine mani olmak,Afganistan ve Iraktaki güçlü petrol yataklarına el koymaktı.
Bunun için kılıf bulmakta zorlanmadılar.1991 deki Körfez Savaşında Saddam Hüseyini iktidarda bırakan Abd ve Batılı güçler bu sefer BOP planını uygulamaya Arap Baharıyla Batı Afrikadan İrana Kafkaslara kadar ülkeleri parçalayıp yeni küçük devletler kurmaya kararlıydılar.
11 Eylül 2011 İkiz kuleler tezgahını yapan ABD liler düşmanı ininde yok etmek için önce Afganistana sonra yeniden Iraka girdiler.
Şeytan kendine yeni ortaklar bulmakta zorlanmadı ve insanları birbirine kırdırmaya devam etti.Müslümanlara gün yüzü göstermemek ortak hedefti artık.Asıl amaç ise bölgedeki enerji kaynaklarını kontrol altına almaktı.İnsanların ölmesi masumların kanı Batılı için hiç önemli değildi.Bir damla petrol için bir milyon müslümanın kanının dökülmesi önemsizdi onlar için..
Planlar bir bir gerçekleştirildi.Sıra Arap Ülkelerine gelmişti.2009 yılında Afrikanın kuzeyindeki halklar ayaklandırıldılar.Arap Baharı başlatılmış artık.Tunusda sudan bahanelerle başlayan hareket Mısırda Mübareki,Libyada Kaddafiyi götürdü.Sıra Suriyeye geldiğinde Rusya ağırlığını ortaya koydu.
Suriyenin Lazkiye Limanına Rus uçak gemileri demirledi.Suriyeden sonra sıranın İrana geleceği belliydi.Gizliden gizliye Suriye Rusya ve İran ittifakı güçlü bir şekilde Suriye rejiminin yıkılmasına izin vermediler.
Demokratikleşme hareketleri tökezledi.Asıl istenen hedef Suriye İran ve ardından Türkiyeyi parçalamaktı.Kürdistanın Türkiye ayağı da vardı.Geride yurtsuz yuvasız insanlar Aylan bebekler Suriyeli Iraklı göçmenler kalmıştı.Milyonlarca insan bu savaşta ölmüş anasız babasız bırakılmışlardı.
Arap Baharı Arap kışına dönmüştü.Savaşın faturası çok ağır olmuştu.Bütün izmlerin içi boşaltıldı onun yerine yeni terörist adı yeni duyulan sözde islamcı örgütler yer aldı.PKK,ASALA,IŞID,DEAŞ,BOKO HARAM gibi sayısız örgütler..
Bugün Ademin oğulları Kabil ile Habilden beri süregelen hak ve batıl mücadelesi savaşlarla kavgalarla yeryüzünün her bir tarafında devam ediyor.Oyun hiç durmadı ve durmayacak gibi görünüyor.
Dünyayı parselleyen Batılı üst akıl dünya dışındaki gezegenleri de aralarında paylaşacağa benziyorlar.
Müslümana düşen tarihten ders almak Batının elinde oyuncak olmamaktır.
Allah bizim yardımcımız olsun..Amin..
08.03.2017//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.