DİKİŞ KUTUSU ÜLKESİ
Karıncaların semerli, kaplumbağaların tüylü, tilkilerin beyinleri ellerinde dolaştığı zamanların birinde burun uzaklığında bir ülke varmış. Bu ülke, bir terzinin dikiş kutusunun içinde kurulmuş. Bu ülkenin kralının gözü pek büyükmüş. Yumuşacık tahtında oturur, aşağıdaki gözü küçüklere tepeden bakarmış. Gözü küçükler, İğnedanlık Sarayı’nın görevlileri olduğundan yine de işleri kolaymış. Ama sarayın dışındakilerin, gözü büyük iğnenin emirlerine uymaktan başka çareleri yokmuş. İki delikli düğmeler, dört delikli düğmeler, iplikler, çıtçıtlar, kopçalar, makas, onsuz olamayacaklarına inanmışlar bir kez. Gözü Büyük İğne Kral, tüm gün tahtında yayılır dururmuş. Taht dediğim de ondan babasına kalmışmış. Terzi, kırk yılda bir işine yarayan baba gözü büyük kralı kaybedince İğnedanlık Sarayı’nın yeni kralı oğlu olmuş.
Gel zaman git zaman, yeni kral yanında bir eşi olsun istemiş. Vezirlere danışmış. Ülke sınırlarında ona layık bir kızı nasıl bulacağına bir türlü karar verememişler. O günlerde çok güzel liseli bir kız, terzinin kapısını çalmış. Mezuniyet balosu için bir tuvalet diktirmek istiyormuş. Terzi, kıza lame rengin yakışacağını söyleyince kız ertesi gün elinde ışıl ışıl lame bir kumaşla çıkagelmiş. Terzi, kızın ölçülerini alıp başlamış kumaşı kesmeye. Sıra dikmeye geldiğinde Dikiş Kutusu Ülkesi’ne bir bakmış ki uygun iplik yok! Bir koşu gidip alıvermiş ışıl ışıl lame ipliği. Dikiş kutusuna bıraktığı an ülkenin tüm kızlarının hasetlerinden makaraları çatlamış. Öylesine güzel, öylesine zarifmiş ki. Vezirlerinden biri zirveye zıplayarak kralın yanına saplanmış. Böyle güzel, şöyle tatlı diye bir anlatmış ki sormayın. Kral daha görmeden aşık olmuş lame ipliğe. “Hemen getirin!” diye emir vermiş. Vermiş de hiçbir şeyden haberi yokmuş. Meğer lame iplik, ülkesinde bir prensesmiş. Bir de sevdiği prens varmış. Terzi, bilmeden ayırmış onları. Emre uymamış prenses. “Ben ne yapayım gözü büyük iğne kralınızı?” demiş. “Benim sarayım, sizin sarayınızın on bin katı,” diye aşağılamış bir de. Sürükleyerek götürüp zorla oturtmuşlar kralın yanına. Terzi, ne zaman liseli kızın elbisesini dikmek için onu İğnedanlık Sarayı’ndan alsa dünyalar onun oluyormuş. Yine öyle bir gün, gözü küçük vezirlerden biriyle lame kumaşı dikerlerken derdini ona anlatmış. Vezirin gözü küçükmüş ama yüreği büyükmüş. Çok üzülmüş. Prensesin böyle asi davranırsa yakında makasla parça parça kesilme cezası alacağını biliyormuş ama elinden de bir şey gelmiyormuş.
Günlerden bir gün makarasında ihtişamla duran kara mı kara bir iplik gelmiş ülkeye. Nasıl mı gelmiş? Liseli kızın küçük erkek kardeşi ben de o baloya geleceğim diye tutturunca ona minik bir smokin gerekmiş. Kız da terziden rica etmiş. Erkek giysisi dikmeyen terzi, ilk kez smokin üstelik de küçücük bir smokin dikeceği için heyecanlanmış. Özel bir iplik olsun diye lame ipliği aldığı dükkana gitmiş. Bu Kara Yağız İplik’i görünce beğenip almış. Meğer o, Lame İplik Prenses’in prensi değil miymiş?
Hiçbir şeyden haberi olmayan Lame İplik Prenses, İğnedanlık Sarayı’nda kahır çekerken artık kralın sabrı taşmış. “Bana güzellikle yar olmayan makasa kurban olur,” deyivermiş. Dikiş Kutusu Ülkesi’nin halkı, kurban edilmeyi seyretmek için ülkenin en büyük meydanına toplanmış. Haset iplik kızlar, içlerinden oh çekiyorlarmış. Makas, biraz sonraki görevi için hazırlık yapıyormuş. “Ne oluyor burada?” diye meydana gelen Kara Yağız İplik, prensesini o durumda görünce hem sevinmiş, hem de çok üzülmüş. “Prensesim,” diye öne atlayınca vezir onun prens olduğunu anlamış. Anlamış anlamasına da üzülmekten başka yine elinden bir şey gelmemiş. O sırada terzi, Dikiş Kutusu Ülkesi’nden siyah ve lame ipliklerin ikisini birden almasın mı? Meğer liseli kız, terziden kardeşinin ve kendisinin adlarının baş harflerini elbisesinin kumaşından dikilmiş çantasına işlemişini istemiş.
Prensesle prens, bir daha o kötü kralın ülkesine dönmeyeceklerine sevinerek birbirlerine sarılıp ömür boyu bir armada mutlu mesut yaşamışlar.
Gökten bir sürü iğne düşmüş, düşmüş ama bu masalı dinleyenler o kadar çokmuş ki hiçbiri yere ulaşamamış.
Ceyda Sevgi Ünal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.