GÜNEY AZERBAYCAN Azadlığı
İnsan mahiyetinde "acı",yürekler dağlayan hazin bir gerçekdir.
Fakat öz o ki, Milletlerin acısını dile getirmek o kadar kolay degil, bahse çalışmak bir o kadar zordur.
Milletini Milli ve manevi değerler ile dolduramayan birde sistem varsa, yandım keten helva.
O Milletin mazisi şereflerle doluymuş ne yazar.
Kaldı ki gün gelip, Milletim dedigin kalabalık; gün gelip yedi ceddine küfür eden alçaklarla bir olacak ve Türk olmakdan utanır hale gelecektir.
Buda zaman sonra sana normalmiş gibi gelecek ve bütün iliklerine kadar vurdumduymazlık, karaktersizce milli bir karakterin haline gelecektir.
O nedenledir ki içerde böyle bir hazin tablo varken, dışarda kan bağı,soy bağı kendisinden olan Milletlere kayıtsız kalacak, yada sadece lafdan ibaret bir sevda olacaktır.
Asırlardır Türke düşmanlık besleyenlerin başaramadığı ard niyetlerini, kader o ki kendi Milletinde görür hale geleceksin.İçinde kendi düzenini kuramayan sistemin elinde oyuncak olan,aradığını bir türlü bulamayan Millet; çıkmazları oynayan birer kalabalık figüranlardan ibaret kalacaktır.
Hal böyle iken atı alan daima üsküdarı geçecek, sana sadece hayıflanmak kalacaktır.
Bütün bu muzdaripliğin bir sebebi var.
Yaratıcının insana sermaye olarak bahşettiği aklın kullanılamaması.
Buda adına "ırk" dediğimiz soy kütüğüne dudak büken bir zihniyet meydana getirecektir.
Oysa Akıl Türk Milletinde mevcut fakat yıllarca ekonomik sıkıntılarla sık boğaz olmus Millet, akılsız yöneticiler eliyle adeta özünden koparıldığından, yangından mal kaçırır gibi töre katilleri peydahlanmış, yüce Türk Milletinin neredeyse kaderine yön verecek devşirmeler cirit atar hale gelmişdir.
Elbetde bu kadar olumsuzluk içinde bırak etrafındaki soydaşlarını görmeyi, gözünün önünü görmekden aciz bir kalabalık beyhude ye kürek çeker hale gelecektir.Hazin tablolar bize kapkara bulut gibi kendini resmetmekte.Çırpındıkca batan kalabalık ardında 33 milyon Türk;
İran şovanizmi altında kültür erozyonuna uğruyormuş,oralarda bir yerde
GÜNEY AZERBAYCAN diye bir yer varmış kime ne. (?)
Sevgili dostlar!
inanın bende acı bir ukte olan bu yarayı gelin biraz deşelim.
Ve Milli şuurun Milletle oluşması zaruretini birlikte hatırlayalım.
Zira bu yara bizde derinleşmeye ve Millet olma alışkanlığı ve törelerimizi alt üst etmeye başladı.
Çok tabi görünerek,artık kapımıza dayandı.
Yarında kapımızı çalacak olan bu perişanlığa dur demek icin Türk gibi düşünmek yüzde yüz gereklidir.
"İran"ın şovanizmi sadece "Humeyni" zamanında başlamadı. Rıza Şah Pehlevi zamanında sayısız katliamlara maruz kalan soydaşlar bu günde İranin İslam adına yoldan çıkmış sapkın tarikatı elinde tam anlamı ile İranlaştırma tesiri altındadır.
Bu gün Güney Azerbaycan azadlığı peşinde koşan İran ve dışında Azeri kardeşlerimiz var.
Pek tesirli bir çalışma olmamasının nedeni İran içinde bu faaliyetleri açıkca yapmanın mümkün olmadığı, İran içindeki zor şartlardan dolayıdır.
Güneydeki Milli azadlığın yükselişi,Sovyetlerdeki Azerbaycanın bağımsızlık kazanmasından sonra hız kazanmaya başladı.Güney Azerbaycan azadlığı faaliyetlerinde dış çalışmalara gelince yine pek fazla etkili olduğu söylenemez.Bu gün Kuzey Irakda savas nedeniyle oluşan boşlukda İran kürdlerinin azadlık için Azeri kardeslerimizden daha etkin bir rolde oldukları açıktır,İran Kurdlerinin Kuzey Irakda radyo tv leri oldugu gibi silahli gücü bile mevcuttur.
Söz O ki Türkün içinde hainlik pek dillenmediği için, baş kaldırıyı bile kendilerine ar edinen bir Milli gelenekden olsa gerek Kuzey Irak daki Kürdler gibi bir calışma içinde değillerdir.
Gurbetin savurduğu birer yaprak gibi Azeri kardeşlerimiz bulundukları ülkelerde Güney Azerbaycan azadlığı için çalışıyor olsalar bile,kendileri için kurtuluş şimdilik pek mümkün görünmemektedir.
Sayıları 33 Milyonu bulan Azeri kardeşlerimiz içinde Türklük Milli ruhu pek gelişmediği gibi inancın getirdiği ( Şia ) bağlılığıda söz konusudur.
Acı fakat gercek olan başka tablolarda vardır ki Güney Azerbaycan içindeki soydaşlarımızın bir çoğu Türkiyeye sıcak bakmamakda veya kurtarıcı,yardım edici büyük bir unsur olarak görmemektedirler.
Nedenleri ve niçinleri çok olan sorunlar yumağını gidermek biz Türklerin en başda gelen büyük bir sorunudur.Kaldı ki Güney Azerbaycan da azadlık yerine İranın olası değişimi halinde federalizmi isteyen düşünce daha ağır basmaktadır.Bu arada bir çok Azeri kardeslerimin bir sıkıntısını burda dile getirmek istiyorum.
Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak,devlet ağzı ile İran bütünlüğünü defalarca yineleyen hükümet,Güney Azerbaycan kelimesini değil ağzına almayı dile getirmekden bile çekiniyor.
Türkiye gerçeğide maalesef onları derinden yaralamakta ve yarınlarda "Turan" birliğinin tek kapısı olan Güney Azerbaycanın bize şimdideden küsmesini,kapıların kapanmasını sağlamaktadır.
Maalesef içindeki Kürd nüfus sebebiyle aynı akıbete uğramak korkusu yüzünden Türkiye cumhuriyeti orda kan bağı olan kardeşini devlet eliyle küstürmeyi göze alarak, o bölgenin yarınlarda Türke şekil verecek olan kapısı kapatılıyor ve tek yetkiyi İran`a vermekden çekinmiyor.
Bu bizim sistemin, Türk Milletlerine çarpık bakışını gösteren acı bir tablodur.
Kendi öz evladına güvenmeyen, dönem dönem zindanlara atmakdan geri kalmayan sistem; içinde Türk gibi düşünen zihniyete balta vurduğu gibi, Milletinide bu istikametde bir düşünceye kapılmaması için adeta devşirme medya ile beraber çalışır bir haldedir.
Türk Milletinin gözünde kutsaliyet makamı kazanmış ordumuz bile, hızla gelişen dünyaya ayak uyduramadığından olsa gerek, bir paşanın çıkıpda evet Türkiye Türklerindir,Türkiye de Türkler yaşar sözünü açıklayamaması ise bir başka ızdırap.
Ordu için gelişen dünyaya ayak uydurmak, Almanların eskimiş işe yaramaz tanklarına talip olmakdan geçer hale gelmişdir.
Bu gün Güney Azerbaycanda başlayan düşünce ayaklanmasındaki bir çok Azeri aydınlar 3 başlıkda topladıkları istekleri inanın çok insani bir aydın düşüncesidir ki, 3 ana başlıkda bile İrana demokrasi istenmekde ve G.Azerbaycana muhtarlık denmektedir.
Bu bile nerde yaşarsa yaşasın Türkün içinde yıkıcı yok edici bir hainlik olmamasından kaynaklanan Türke ait bir büyüklük söz konusudur.Güney Azerbaycan aydınlarının bu gün müzakereye vardıkları üç ana unsurun insani boyutunu bir düşünmenizi sizden rica ediyorum.
1-İrana demokrasi Azerbaycana muhtarlık
2-İrana demokrasi Azerbaycana federal devlet
3-Güney Azerbaycan istiklali veyahut müstakil Azerbaycan
Sevgili dostlar,buyurun işde, birileri gibi özgürluk ve bağımsızlık adına dağlara çıkmayan bu milletin şeref ve haysiyetini yakından seyredin.
Kaldı ki bağımsızlık tek hakkı olan Azeri soydaşlarımızda istiklal heyecanının bu güne kadar canlanmamış olması biraz nostaljikde olsa, kan dökmekden yana olmadıklarını gösteren en büyük işaretlerdendir.
Bu gün fars Milliyetçilerinin tek korkusu kaçınılmaz olan İran yıkımından sonra azınlıkda kalma korkusudur.Güney Azerbaycan kahramanları zaman zaman bagımsızlığı dillendirdiği dönemlerde aydınları zindanlara atılmış veya bir gecede toplanıp faili meçhul cinayetlere maruz kalmışlardır. İlginçdir ki fars Milliyetcileri bile demokrasiye yanaşmamakda,bu günkü mevcut iktidara destek vermektedirler.
Hemen aklıma bu gün Türkiyede günü birlik siyaset yapan,yarınları görmekden uzak siyasetçilerimizin İran hususunda Güney Azerbaycana bakışı geldi.
Bu bakış dar bir cenderede olayları ele alan bakışdır.
Nedeni ise içde böyle bir akibete uğramak korkusudur.
Kaldı ki hem tarih hemde kültürel hiç bir bağı söz konusu olmayan, geçmişde hiç bir etkinliği olmayan Anadolu kürdlerinin asırlarca Türk Milletinin bir tebası olarak yaşamalarından başka toprak isteme gibi değil hakları, dayanak olarak ileri sürecekleri tarihi ve kültürel hiç bir göstergeleri yoktur.Aksine ödeyecekleri bir diyet borçları vardır Türk Milletine. Kaldı ki Güney Azerbaycanın durumu İranda çok başkadır.
Geleceğe dair icinde Türk birliği sevdası olmayan sistem kendi Milletine elbetde Türk birligini öğretmeyecek ve zaman zaman devşirme medya ile bir olarak bu tür düşünce ve politikalara kulak tıkayacaktır.
Bu günde yaptığı budur.
Atatürkçülük düşüncesini adeta bir "din"miş gibi dayayan sistem,yüce Türk Milletinin şerefli ordusunuda kendisine benzetmiş, Türkiyede Türkçü zihniyet aşağılanmış itilmişdir.
Ve Büyük önder Atatürk ise Türk ve Türkçülük esasları hakkında çok başka ve gerçekci düşünür.
Çok klasik ama gerçek olan eğreti yapının adı şudur.
( Türkiyeyi Türk olmayan zihniyet ele geçirmişdir )
O nedenle yukarda kendimce bahse çalışdığım Güney Azerbaycan azadlığı hususunda Güneyde yaşayan Azeri soydaşlarımıza kızmak hakkını bile kendimde göremememin nedeni budur.
Suçlu Türkiye ve Türk Milletidir. Veya zihniyetidir.
Kardeşlik bağlarından bihaber yaşayan toplum olmakdan ar ve haya bile edemeyen veya ondan bile yoksun bir zihniyet olmakdır. Kaldı ki azadlığını bekledigimiz nice Türk elleri vardır ki, uzanacak el bekler. Esaretden kurtulmayı bekleyen nice Türk diyarlarının acıları yürekler dağlar.
Şeytanın ipine degil, Allahın ipine sarılmış Millet kendi içinde bir çıkar yolu muhakkak ki bulacaktır. Geç kalınmış olsada, zararın neresinden dönülürse kardır mantığını bir şekilde bu Millete anlatmak aşılamak gerekir.
Kanaat o ki bunuda yapacak tek bir güç var, oda yarınlara şekil ve nizam verme peşinde koşan Ülkücü hareketin ta kendisidir. Şairinde ifade ettiği gibi
Hor görme delikanlım kendini
Sanma kalir bu tekerlek tümsekde
Yarin elbet bizim,bizimledir.
Selam ve dua ile...
K. Kurultay
YORUMLAR
Nasıl olacak bu? Değerli Türkbilimci kardeşim?
Abd yanında İran dağıtıcılığı ile mi? Azerileri Irak'taki işbirlikçiler gibi manivala ederek mi?
Yazınızın emperyal ve dünya toplumdurumu ile ilgili temellendirilmesi gerekmiyor mu sizce?
Ve Türkler, dünya Türklüğü ya da; sınfsal olarak baksak, dinsel olarak baksak ve de üst ulusal anlamda Enveri kafa Türkizmle de baksak hatta, temel çelişki ve ana çelişki olarak nasıl bir konumdalar?
Göktürkmen tarafından 9/10/2008 9:55:18 PM zamanında düzenlenmiştir.