Aydın Doğan ve Memleket Meselesi
Aydın Doğan – Memleket Meselesi
1. İzlenim
Ah şu kahvehaneler… Herkes her şeyi ne kadar da iyi bilir bu ortamlarda… Konu ne olursa olsun, her kesimden insanın, çayını yudumlarken, vereceği bir cevap, bildiği bir şey kesinlikle vardır… İşte böyle bir ortamda, haftanın en popüler karmaşası Aydın Doğan – Tayip Erdoğan çatışması, ağızlarda yerini almış. Hele de bu ortam Aydın Bey’in memleketi Kelkit olunca muhabbetlerin, tartışmaların en işlek kavşağı oluvermiş durumda…
Aydın Doğan’ın babası da hırsızdı zaten diye başlıyor birisi masadan, çok geçmeden meraklı bakışlara anlatıyor bu cümlenin sebebini… “ Biz çocukken, babam babasına on milyon verdi, güya tarlay verecekti bize. Tarla – marla alamadık nedense…” Bir diğeri atlıyor hemen, babasını bilmem ama kendisi belli…
Saatlerce ayrı ayrı masalarda aynı muhabbet. Ve bu muhabbet, neredeyse hep Hilton gibi arazi davalarında dolaşıyor. Kimisi gerçek, kimisi spekülasyon onlarca konu ortaya atılıyor.
Populer konulara değineceğim azıcık. Ama öncelikle birazcık bilgi vermek gerekir. Muhabbet maksadına tam olarak erilebilsin diye…
Onlarca yıldır hemşehrileri Aydın Bey’den yatırım bekler durur Kelkit’te… Son yedi – sekiz seneye kadar pek umduklarını bulamasalar da, şimdilerde büyük ataklar içerisinde Doğan Holding Kelkit’te… İlk olarak meslek yüksek okulu kuruldu, Aydın Bey’in sayesinde. Sonra Doğan Organik adıyla organik sığır işletmeciliği… Ve son olarak arazisini Aydın Bey’in verdiği hastane kuruldu.
Gelelim masalarda anlatılanlara.
Yüksek okul kurulmadan evvel, civardaki neredeyse tüm arazileri satın almış Aydın Bey. Ve pek tabi okula harcadığı paraların tamamını vergiden düşürerek kurmuş meslek yüksek okulunu.
Sonra çok geçmedi, Doğan Organik başladı faaliyetlerine… İşte bu sürece çok dikkat etmek gerekirmiş. Kelkit’te ne kadar satılık hazine arazisi varsa, Aydın Bey alsın diye ön ayak edilmiş. Hatta söylenen o ki; Aydın Bey seramik fabrikası kuracak diye kendisine yine yüksek okul civarlarında bir hazine arazisi temin edilmiş. Buna 2. organik işletmeyi kuracağı Dereyüzü Köyü mevkilerindeki üç yüz dönümlük hazine arazisini dahil edenler bile var.
Sonra son dönemlerde kurulan hastaneye gelmek gerekir. Hastaneyi devlet yaptı. Ama arazisini Aydın Bey’in hediye ettiği söyleniyor. Buraya kadar sıkıntı yok. Ama gel gör ki yeni yapılan hastanenin şehrin yaklaşık dört kilometre dışında ve Aydın Bey’in kurduğu yüksek okulun çok yakınlarında; doğal olarak da henüz yüksek okul kurulmadan önce Aydın Bey’in neredeyse civardaki tüm arazileri satın aldığı bölgede kurulması, akla çok sayıda soru işareti getiriyor. Acaba bu araziler değer kazansın diye mi böyle bir politika izlendi sorusu neredeyse herkesin aklına geliyor. Geliyor ki, kahvehaneler bu konularla açılıp, bu konularla kapanıyor.
Genel başlıklara değindikten sonra, müsadenizle 2. konuma geçiyorum.
2 - İzlenim Üzerine Sorular
Evet evet… Herkes Aydın Doğan’dan şikayet ediyor. İnternette okuduğum yorumlardan tutun, kahvehanede, sokakta dinlediklerime kadar…
Aklım karışıyor iş böyle olunca… Aydın Doğan’ı bu denli kuvvetlendiren nedir o zaman demekten edemiyorum kendimi… Eğer kimse sevmiyorsa bu adamı, neden yıkılmıyor? Neden …
Örnek verecek olursak Medya Devi Aydın Bey’den, sadece haftalık ortalama iki milyon gazetesi satılıyor. Tv kanallarının neredeyse hepsi diğerlerinden fazla izleniyor, takip ediliyor. Bu gazeteleri kim alıyor? Bu kanalları kim izliyor da, herkes bu adamdan bu kadar nefret ediyor?
Kısaca; madem sevmiyoruz bu adamı, o zaman neden destekliyoruz bu kadar?
Bu ironi başkalarını bilmem ama, benim aklımı karıştırıyor. Ya Aydın Bey ve medyası kendi oluşturduğu suni gerilimlerde boğuluyor, yada halkımız kendini kandırıyor. Ya biz düşene bir tekme daha atan bir milletiz, ya inandıklarımız, bildiklerimiz, söylediklerimizle yaptıklarımız birbirine uymuyor.
Yoksa neden daha düne kadar “Aydın Emice” diye hitap ettiği beyefendiden medet uman, Kelkit’in geleceğini ondan bekleyen adam, bu gün kalksın babasına dahi hırsız desin? Neden normalde ben Aydın Doğan’ın hemşehrisiyim diye göğsünü kabartan adam bu gün kalkıp onu kötülesin…
Bu karmaşa umarım, bir an önce biter. Çünkü insanların kafası karışıyor. Ama bir yanda Aydın Doğan medyası, öte yanda diğer medya karşıt haberler yazdıkça bu karışıklık gideceğe de benzemiyor.
Selim SEVEN