YORUMSUZUM...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
—Her şey çok güzel olacak…
—Efendim?
—Bir gün gelecek ve her şey çok güzel olacak diyorum be abla.
—Emin misin?
—Olacak be abla, inanıyorum ben buna, salaklık mı yapıyorum acaba inanmakla…
—Yoo, öyle demek istemedim aslında…
—Bendeki kocaman bir umut işte abla, boyumu çoktan aşan, çoğalmasına engel olamadığım bir umut… Ama inanıyorum ben, her şey çok güzel olacak…
—Sen diyorsan olur be mavi gözlü çocuk, eminim ki olur…
…
“Her şey çok güzel olacak…”
Gözlerimin içine bakan iki masmavi göz söylüyordu bu sözü, bir bakış ki insanı ömründen eden… Bir bakış ki başlı başına hayatı sorgulama sebebi…
Belki dokuz belki on yaşında… (Hadi taş çatlasa on bir diyelim.) Elindeki birkaç paket kâğıt mendille akşamın karanlığında düşmüş yollara, üstü başı biraz perişan durumda. Mendilleri burnumun ucuna doğru uzatırken belki de hiç dayanamadığım o ses tonunu kullanıyor yine:
—Abla mendil alsanıza…
—Sağol ablacım, ihtiyacımız yok.
—Nolur al be abla, okul harçlığım için satıyorum…
Tam almak ile almamak arasındaki o tereddütlü çizgide yol alırken arkadaşımın, yarım kalan tavlamızın da yarattığı sinirli etkiyle, sertleşen sesini duyuyorum bir anda:
—Alıştırma şunları, kim bilir ne yapacak o parayla, almakla sadece kötülük yaparsın ona…
Tereddütteyim…
Kalbimi mi dinlemeli şimdi, yoksa aklımı mı? Bu karışık ruh hali durumunda sohbet devam ediyor. Biz soruyoruz, masmavi gözlü çocuk anlatıyor, biz soruyoruz, o anlatıyor… Biz sormayı kesiyoruz, o halen anlatıyor… Bu yaşında küçücük bedenine ne acılar sığdırmış böyle, inanamıyorum belki de inanmak istemiyorum… Çoğu insanın umudunu tamamen kaybetmesine neden olacak şeyler dinliyorum kısacık zamanda… Ne kadar da konuşmaya ihtiyacı var aslında bu masmavi iki gözü taşıyan zayıf bedenin…
Sonra bir anda sanki biri gelip uykumun en heyecanlı yerinde beni dürtüp uyandırmış gibi irkiliyorum. Bu sefer oturduğumuz yerin garsonu giriyor araya… O masmavi gözleri olan çocuğu çekiştirip götürmeye çalışırken bir yandan da söylenmeye başlıyor…
Garson: Kaç kere demedim mi ben sana müşterileri rahatsız etmeyeceksin diye, polise vereyim mi şimdi seni…
Ben: Hayır, durun lütfen, rahatsız etmedi bizi, konuşuyorduk sadece…
Masmavi gözlü çocuk: Boşver be abla, alıştım ben artık, üzülme sen… Benimle konuştuğun için sağol abla, çok sağol…
Garson masmavi gözlü çocuğu götürürken ben öylece kalakalıyorum masada, son duyduğum sözler beynime kazınıyor sanki, tekrar tekrar çınlamaya başlıyor kulaklarımda… Son sözleri söylerken çocuğun yüzündeki o çaresiz ama umutlu gülümseme yüreğimi sızlatıyor. Gözüm bir anda içmeyi unuttuğum kahveye takılıyor.
O anda kafamdan neler geçmiş olmalı ki avucumun içinde sıkmaktan terlettiğim zarları tavlaya fırlatıp çantamdan cüzdanımı aldığım gibi garson ve çocuğun arkasından koşmaya başlıyorum.
—Bakar mısın, diyorum. Bir mendil verir misin lütfen bana…
—Gerçekten mi abla?
—Evet gerçekten, bir mendile ihtiyacım var ve ben senden bir mendil almak istiyorum…
—Tamam abla, vereyim hemen.
Parayı uzatıyorum ama almamak için direniyor “Bu sefer benden olsun abla” diyor ama benim yoğun ısrarım sonucunda dayanamayıp alıyor parayı.
Teşekkür ediyorum, kendine iyi bak diyorum ve ayrılıyoruz… Ardından işte yine aynı ses:
—Her şey çok güzel olacak…
—Efendim?
—Bir gün gelecek ve her şey çok güzel olacak diyorum be abla.
—Emin misin?
—Olacak be abla, inanıyorum ben buna, salaklık mı yapıyorum acaba inanmakla…
—Yoo, öyle demek istemedim aslında…
—Bendeki kocaman bir umut işte abla, boyumu çoktan aşan, çoğalmasına engel olamadığım bir umut… Ama inanıyorum ben abla, her şey çok güzel olacak…
—Sen diyorsan olur be mavi gözlü çocuk, eminim ki olur…
Masaya geri döndüğümde arkadaşımın şaşkın ve meraklı bakışlarıyla karşılaşıyorum. “Hadi kalk” diyorum, “Kalk da eve gidelim, gidelim de her şeyin çok güzel olmasını bekleyelim…”
Arkadaşımdaki artan şaşkın bakışlar, bendeki büyük bir yorumsuzluk eşliğinde hesabı ödeyip kalkıyoruz…
Evin yolunda ilerlerken aldığım mendil işe yarıyor ve gözlerimden süzülen yaşları saklıyor hemen oracıkta…
Şimdi söylesenize bana, olur mu dersiniz… Bir gün gelir de her şey çok güzel olur mu?
Yorumsuzum…
Not: Fotoğraf sayın savaser39’a aittir.
Pelin…
10 Eylül 2008
01:21
YORUMLAR
Pelincim takip etiyseniz bilirsiniz.Çocukların bakımı va okul giderici devlet ödenek veriyor.
Bu çocukların ailesi o çocuğun getireceği beş kuruş için çalıştırıyor.
Burda insanları eğitmek gerekiyor.
Cezası bile var çocukları çalıştırmanın.Sizin yazdığınız gibi bir yakınımız vardı.Devlete baş vurdular.Devler liseye kadar para yardımı yaptı ve çocuk esirgeme kurumu bu çocuğua ünüversite okuttu ve şu Andada adliyeye memur olarak aldı.
Bilenler bilmeyenlere duyursun lütfen o insanlara el uzatıyor devlet.
Terörün çocukları kullandığı gibi bu çocuklarda kullanılıyor.
paylaşımın için teşekküreler............sevgiler
aslında daha önce yorumum düşmüştü bu yazıya...yenilensin istedim...
Bazen ne kadar yanıltıyor hayat bizi...bir çocuğun gözlerinden akan umut gibi o umutsuzluğun belki de en dibindeyken ,mutsuzluğun en zemherisindeyken...hayallerinden bahsetmek için daha çok yol katetmemiz gerekirken...o bize herşey çok güzel olacak deyip aklımızı başımıza ve lmizi vicdanımıza sürgün ediyor...
Bir şairin anısıydı sonradan şiir oldu dilinde...İstiklalde yürürken sigara isteyen çocuğa paketini vermek istemiş ve bir sigara kaldığı için çocuk elinin tersiyle itip yaşantısından aldığı en arabesk ,en delikanlı sözü tüketmişti " delikanlının son sigarası alınmaz abi,delikanlılığa yakışmaz" sonra şair bir paket sigara alıp yeniden ikram etmşti..oysa o gün kaç kişiden sigara istemişti o çocuk evet belki hata ona o an sigarayı vermek bu konuyu geçtim...kaç kişi itici gözlerle bakıp onu istiklalin en lekeli sokağı seçmişti, kaç kişi küfredip gitmişti oysa o bize belki arabesk gelen ,belki saçma dediğimiz bir tavırla -ki kendisinin doğrusudur bu- karşılık vermişti...sonra sokaktan gelen hikayeler bitmiyor işte, bir tinercinin abi dalgın dalgın bakma öyle hayat bu deyip benim bir felsefem var sende onu unutma dediğinde şaşkınlığımı gizleyememiştim...felsefesi basitti..bir olmazsa ,iki olmazsa ,üç olur...bir olursa ,iki olursa,üç olmaz...evet hayat ona göre bundan ibaretti ve üzülmenin gereği yoktu bunu söyleyen bir tinerci evsiz çocuk...bilen bilir Ankarada bir simitçi kitap okuma merağıyla yer edinmiş ve gelen müşterileriyle bu konuda konuşmaya alışmıştı birgün aklına birşey takıldı ve yaptı..Dil Tarih Fakültesinde bir hocanın incelediği bir yazı yazdı..hiç nokta kullanmadan yüzlerce sayfa yazmış ve bir romanı meydana meydana getirmişti inceleyen dil bilimci hayretini gizleyememişti..ya yazarın simitçi oluşuna yada yazının akışına...hayat bizi şaşırtmaya devam ediyor..umutlu olmak gerek sanırım bu hayatları gördükçe belki birgün birşeyler değişecektir...bize yetmişinde bile fidan dikmek düşer...saygılarımla yazar...saygılarımla...
—Alıştırma şunları, kim bilir ne yapacak o parayla, almakla sadece kötülük yaparsın ona…
Tereddütteyim…
Doğruları biliyor olsakta , acı, ürkütücü, yakıcı toplumsal sorunlarımızın sorumluluğunu gelgitleri yaşayan insanca duygularıleri yilemmız yükleniyor..Bizleri çaresiz kılan ikilemleri yaşatan gerçekler insanlık dışı.Yazınız su gibi akmış,kutlarım.
Günün yazısı olmayı fazlasıyla hak eden bir yazı. Yürekten tüm samimiyetimle kutluyorum. Bu konuyla özdeş bir fotoğrafımı bu yazıyla birlikte kullanmak düşüncem var.
http://www.fotokritik.com/699542 görülebilir.
savaser39 tarafından 9/11/2008 12:07:53 PM zamanında düzenlenmiştir.
Olmadı şimdi hani bizim mendillerimiz, gözümüzde yaşlarla kalakaldık..ilk gördüğüm mendilci çocuktan mendil satın alacağım ben de, o ısrar etmeden, eminim şaşıracaktır...
Derinden üzen, sarsan bir yazıydı...Herşey çok güzel olur mu? dileyelim, isteyelim kimbilir belki de olur...
Tebrikler duyarlı yüreğe...
Selâm ve sevgilerimle...
sanırım o mendilden burda olsaydı almam gerekecekti...umarım her şey güzel olur olurmu sizce olur elbet olmazsa bütün acılar aynı kalırdı...kaldı bütün acılar aynı kalmadı..kötü günlerde kötü kalmayacak buna inandıkça mutluluğumuzu çoğaltacağız...o çocuğun yüreği boyundan büyükmüş ya...bilirimki her acı çeken çocuğu 50 60 yaşındaki dededen daha da parçalıdır "çocuk olmak aslın da umut kapılarını sonuna kadar açık tutmaktır" sevgilerimle ağlarken yazamıyorum yazılarınızın devamını diliyorum...
Vatanı satıp da nemalanan şerefsizlerden bahsettiğimizde adeta sürü halinde cevap veriyorlar...
Adımız sivri dilliye çıkıyor...
Kimileri, kendi evlatlarıa havuzda oynasın diye gemiciklerini hediye ederken kimi de bahsettiğiniz üzre hayatı daha çocukluklarını yaşayamadan tanıyor !
Gel de sövme !
En büyük yaramızdan bahsetmişsiniz...
Allah razı olsun...
SAYGILARLA
bi öğlen wakti üç arkadaşımla beraber okuduğum ilin dar gelirli olduğunu belli eden bi sokağından geçiyorduk.hergün o sokaktan geçip küçük eski bi manav dükkanına uğruyorduk.o manav amcadan alışweriş yapmaya bizim değil onun ihtiyacı olduğunu hissetirmeden sadece onun sohbeti için orda olduğumuzu belli edercesine keyiflice çıkıyorduk o köhne dükkandan.tam o sırada daha okula bile gitmediği her halinden belli dokunsan ağlayacak gibi bakan bi çocuk yaklaştı bize.
-abla para versene?
o an şimşekler çakıyor insanın beyninde..
vermek istiyorsunuz ama korkuyorsunuz da..
acaba yanlış kullanırmı diyorsunuz..
arkadaşlarım wermediler bende wermedim..
bikaç adım ilerledik döndüm we arkasından bağırdım, cüzdanımdaki tüm bozuklukları ona wermeye çalışırken biyandan arkadaşlarımın wermemem yönündeki ısrarları biyandan o parayla ya kötü bişey yapmasına sebep olursam korkusu...
ama bu ikilemi o günden beri yüreğimde tutuyordum...
bu yazıyı okuyunca içimden çıktı o duygular sanki,,
sanki tekrar tekrar yaşadım o anı..
ama bence herşey güzel olacak..
o çocuklar büyüyecek we o küçük yaşantılarına inad büyük umudları büyük yürekleri olacak..
umudu olana herşey zaten güzel değil mi........
ellerinize yüreğinize sağlık..
Pelin hanım.Yazınızda en az şiiriniz kadar güzel ve duygulu.Herşey iyi olacakmı.Sanmıyorum.Üstelik bir hayalci olarak güzeliklerin gelebileceğini bekleyemiyorum.Şunca uzun yaşammında aldığım izlenimlerle.Her şeyin güzel olması için insan çoğunluğunun iyi olması gerek ki tarihe baktığımızda sonsuz bir iyilik ve mutluluk hiç gerçekleşmemiş gerçekleşmeyecek bir ütopya.
duygulu yğreğinie selamlar ederim.
saygılarımla.
Aslına bakarsan haklısın Olgun abi, ne yazık ki daha olgunlaşmadan para kazanan çocukların çoğu okuldan günden güne uzaklaşıyor...
Çoğu diyorum ama bu çoğunluk neredeyse tamamına yaklaşmış olan bir oran...
Bir yanım bu söylediklerine yürekten katılıyor ama diğer bir yanım var ki beni içten içe kemiriyor... Bu orandan geriye kalan küçük bir topluluk var ya hani gerçekten okul harçlığı için çalışmaya çalışan... İşte onlara haksızlık mı oluyor diye düşünmeden edemiyorum... Kurunun yanında yaş da yanıyor anlaşılan...
Sonuçta diyorum ki kendi kendime başka bir yolu olmalı bu işin... Ne çocuklar para yüzünden okuldan uzaklaşmalı, ne de parasızlık yüzünden okuldan geri kalmalı...
Düşünüyorum, düşünüyorum ama insanların bu kadar duyarsızlaştığı bir dönemde çözüm yolu bulamıyorum ne yazık ki...
Sanırım her şey o kadar da güzel olmayacak... Ama Dellysedat'ın dediği gibi umut işte benimki de...
Yorum yazan herkese yürekten teşekkür ediyorum...
—Abla mendil alsanıza…
—Sağol ablacım, ihtiyacımız yok.
—Nolur al be abla, okul harçlığım için satıyorum…
Burada bir şey belirtmek istiyorum. Okul harçlığı için velev ki mendil alırsanız ve siz gibi çoğu insan bu mendillerden satın alırsa bu çocuklar biraz para gördüğünden okula gitmezler. Okula gitmekten vazgeçerler ve bunda ailelerinin rolü olur. Para girdikçe okul ikinci ve son planda kalır.
Derimki sokaktaki çocuklardan bir şeyler almayın. Bu karşı çıkış değil, onlar parasız kalır demek değil. Adana Sokak Çocukları Derneğinin bir araştırma sonucu bu.
Yazar her zamanki duyarlı. Konuyu paylaşımı için genç ve çağdaş kalemi kutluyorum.
Olgun Ekinci tarafından 9/10/2008 3:44:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
"—Bir gün gelecek ve her şey çok güzel olacak diyorum be abla.
—Emin misin?
—Olacak be abla, inanıyorum ben buna, salaklık mı yapıyorum acaba inanmakla…
—Yoo, öyle demek istemedim aslında…
—Bendeki kocaman bir umut işte abla, boyumu çoktan aşan, çoğalmasına engel olamadığım bir umut… Ama inanıyorum ben abla, her şey çok güzel olacak…
—Sen diyorsan olur be mavi gözlü çocuk, eminim ki olur… "
Küçük umutların büyük yarınları olur.
Kutlarım, çok iyiydi yazınız.
PELİN HENIM, MERHABA!
DUYGU YÜKLÜ VE SÜRÜKLEYİCİ YAZINIZI BİR SOLUKTA OKUDUM. BÖYLE BAŞARILI ÇALIŞMANIZ İÇİN SİZİ YÜREKTEN TEBRİK EDERİM.
EVET, BİR GÜN GELECEK VE HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK, LÜTFEN İNANIN HİÇ DEĞİLSE YEŞİL GÖZLERİMİN HATIRINA...
GÜZEL PAYLAŞIMINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDER; SAYGI, SEVGİ VE SELAMLARIMI SUNARIM.
HOŞ VE ESEN KALINIZ...