- 518 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
İZMİR’DE ENGEL TANIMAYAN KAHRAMAN
İZMİR’DE ENGEL TANIMAYAN KAHRAMAN
"İlk ve en büyük zafer, insanın kendi kendisini fethetmesidir." Platon
Türkiye’de engelli olmak kolay bir durum değildir. Çünkü engellilerin yaşanabilirliği açısından ülkemiz henüz istenilen noktada değildir. Engellilik bir davadır. Bu davayı savunmak, müdafaa etmek her yiğidin harcı değildir. Maalesef Türkiye’de engellilerin büyük bir bölümü kendi davalarını savunmaktan bi haberdir. İstisnalar kaideyi bozmaz tabi. Bizde konumuz gereği engellilik davasının yıldızlarından görme engelli Türkiye Beyazay Derneği İzmir şube başkanı Salih Arıkan beyefendiden bahsedeceğiz. Türkiye onu son dönemlerde bir otopark’da başına gelen talihsiz bir olaydan dolayı daha iyi tanıdı. Neydi o olay;
‘İzmir’in Konak İlçesi’nde, bir iş merkezinin otoparkının girişine park edilen kapalı kasa minibüse tepki gösteren görme engelli 39 yaşındaki Salih Arıkan, elindeki beyaz bastonla araca vurup, bir süre otoparkın girişinde bekledi.’(1)
Bu olay sonucu maalesef şiddete maruz kaldı. Neden böyle bir durumla karşılaştı. Çünkü engellilik davasına samimi gönül verdiği için. Salih bey bir memur. O da evinde oturup keyfine bakamaz mıydı? Canının istediği gibi yaşayamaz mıydı? Elbet yapabilirdi bunu. Ama vicdan yastığına başını koyduğunda rahat edemiyordu. Çünkü o bir dava adamıydı. İzmir’de yaşayan engelli kardeşlerinin sıkıntıları onu rahatsız ediyor, o da amansız mücadele veriyordu. Sağ olsun, Varolsun. Kendisine canı gönülden teşekkür ediyor, hizmetlerinin devamını diliyoruz. Kendisine ulaşmak isteyen engelliler Facebook’dan ona ulaşabilirler. Fazla söze gerek duymadan Türkiye’de engelli sorunlarını özetleyen anlatımı ile sizleri Salih Arıkan beyefendinin makalesi ile baş başa bırakıyorum;
İnsanlar davranışlarıyla size ne hissettiriyor. Ya da siz insanlara davranışlarınızla ne hissettiriyorsunuz. Sizinle birlikte yaşayan insanların bir söyledikleri birde söylemese de sizin anlamanız gerekenler vardır. Bizde böyle çöz çözebilirsen. Yanınıza biri geldi ve siz onunla hiç konuşmuyorsunuz. Örneklendirelim. Siz görmüyorsunuz biriyle kol kola girmiş gidiyorsunuz. Yolda biriyle karşılaşdınız. Ve yanınızdaki gören kişiyle konuşmaya başladı ve sizinle selamlaşmadı bile ne hissedersiniz? Evde üç beş çocuk var siz ‘engellisiniz’ size ya çok aşırı ilgi var… Cam gibi davranılıyor aman kırılmasın diye ya da size kör çocuk diye önemsenmiyor, ne hissedersiniz? Beni sevin, okşayın mı dersiniz. Körler okulunda tatillerde alınmayan çocuklar vardı şimdide var mıdır? Acaba okul müdürü arayınca hocam idare ediverin denirdi. Aileniz okulunuz devletiniz tüm kişi ve kurumlar yaptıkları düzenlemelerde sizinle ilgili hiç bir düzenleme yapmasa, sizi hiç önemsemese ne hissedersiniz. Örnek aileniz bakım parası alıp sizi sürekli bir makinesi görse ve sizin çalışıp topluma kazanmanızı istemese. Çalışsanız da paranızı yemek istese, evlenmenize karşı çıksa, ne hissedersiniz. Birlikte yaşadığınız insanlar burada bir kör var yok hiç önemsemese, kapıları yarı açık unutsa kafanızı çarpsanız canınız yansa, birlikte yaşadığınız insanlara ne dersiniz. Yola çıktınız… Birisi yolun ortasına sandalye koysa siz oradan geçerken kıllı elleriyle ellerinizi tutup çekiştirse ne düşünürsünüz. Otobüse biniyorsunuz sesli uyarı sistemi çalışmıyor. Şoföre iki’de bir geleceğiniz durağı sorsanız, oda sizi unutsa kime kızarsınız… Bu düzenlemeyi yapmayana mı yoksa hatırlatmayı unutan şoföre mi kızarsınız? Bir alış veriş merkezine gittiniz patron yok denildiğinde size dilenci muamelesi yapılırsa kendinizi nasıl hissedersiniz? Kaldırımlar işgal edilmiş siz buna itiraz ediyorsunuz tartışma çıkıyor ve Vitamin Fes but Otoparkçılarla bir arbede yaşıyorsunuz. Kollarınızdan tutuluyor ve dövülüyorsunuz. Sonrada siz bizi Salih Arıkan dövdü diye üç kişi birden dövüyor. Siz olsaydınız ne hissedersiniz. Bazen çok düşünüyorum acaba Nasrettin hoca gibi damdan düşen gelsin demek geliyor ancak bu seferde zaten toplum engelliyi dışlıyor bizde kendimizi dışlamış olmaz mıyız? Toplum engelli iş arkadaşı istemiyor engelli komşu istemiyor. Bir görmeyen evlenecek resimler geliyor gidiyor. Arkadaşa şu söyleniyor. O kız sana gelmez, niye çünkü çok güzel… Size böyle denseydi kendinizi nasıl hissedersiniz? Yolda yürüyorsunuz sesli sesli Allaha şükür diyeni mi ararsın körlük çok zor bir şeymiş diyeni ararsın. Ben kör olsaydım intihar ederdim diyenimi ararsın. Biriyle kavga edersin Allah bilmiş de kör etmiş ne yapmışsın ki kör olmuşsun Allahın vurduğuna vurulmaz dua et sen körsün yoksa ben seni öldürürdüm deseler siz ne hissederdiniz? Çocuğunuzla okula gidiyorsunuz çocuğunuz baba sen çıkma ya da anne sen okula gelme dese ne hissedersiniz? Bu yazı kitap olur hatta külliyat olur. Biz bize acıyın demiyoruz. Yokmuş gibi davranmayın. Politikalar oluştururken herkesi yani bizi de unutmayın. Görmezden gelmeyin en azından faydanız olmayacaksa zararınız olmasın. Örnek masa sandalye işgali yapmayın, arabanızı rastgele park etmeyin. Bir engelli gördüğünüzde gözünüzü dikmeyin. Bir görmeyeni gördüğünüzde çok şükür çok şükür ben kör değilim gibi görmeyeni aynı zamanda duymuyormuş gibi sesli konuşmayalım. Yolda yürürken çekiştirmeyelim. Yardım ister misiniz diye soralım. Görmeyenler sürekli gelip gittikleri yerlerde kendileri gelip gidebilirler. Sadece sizden yardım isterse yardım edin. Biraz kendiniz dışındaki insanları da düşünün en azından hayatlarına yeni zorluklar katmayın. (2)
KAYNAK
(1) www.karar.com/gundem-haberleri/izmirde-gorme-engelli-vatandas-salih-arikan-once-tartaklandi-sonra-trafik-cezasi-aldi-106668#
(2) /saliharikan4/posts/1175824402487313