- 754 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ANKARA ÇİĞDEMİ
Soğuk kış günleri yavaş yavaş yerini güneşli havalara bırakmaya başlamasıyla insanlar kendini dışarılara atıyor. Bende güneşli havadan faydalanarak torunlarım ile birlikte Kızılcahamam (Yabanabad) bağlı Eğerlikuzören köyünde yaşayan bir arkadaşımı ziyarete etmek üzere yola koyuldum. Giderken Kahramankazan’a varınca yol kenarındaki bağ ve bahçelerde de bir hareketlilik başlamış bazıları ağaçları buduyor bazıları kuruyan ve yaşlanan ağaçları yerlerinden söküp yenisi dikmeye çalışıyor. Biz etrafı seyrederek yolumuza devam ediyoruz.
Kızılcahamam’a yaklaştıkça dağlarda eriyen karlar yerini ilkbaharın müjdecisi altın sarısı çiğdemlere bırakıyor. Torunlarımın ısrarı ile arabamızı yol kenarında güvenli bir yere çekip çiğdem toplamaya başlıyoruz. Toplarken sarı çiğdemlerin yanında beyaz çiğdemlere rastlıyorum. Biraz topladıktan sonra biz tekrar yola koyulduk. Çocukların sevinci görülmeye değerdi.Topladıkları sarı ve beyaz çiğdemleri yan yana diziyorlar renk çümbüşü meydana getiriyorlar. Kızılcahamam’ı geçip Sey Hamamından dönüp vadiden Eğerlikuzören köyüne giderken akan berrak dere suyu karların erimeye başlamasıyla çoşmuş. Akarken çıkardığı sesi dinlemeye doyum olmuyordu. Yolumuza dik virajlı yolları çıkarak devam ediyoruz.Rakımı tam olarak bilmiyorum ama 1200 metrenin üzerinde olmalı. Köye vardıktan sonra arkadaşım ve torunlarım ile birlikte biz yine etrafı gezmeye çıkıyoruz. Nerede karları erimiş güneş almayan yer var orada çiğdemler çıkmış. Bazıları tek tek bazıları toplu halde her yer sarı ve beyaz çiğdemlerle kaplıydı. Ancak buradaki sarı çiğdemlerin boyları Kızılcahamam’a gelmeden önce topladığım çiğdemlerden daha uzun ve yapraklarıda daha inceydi. Arkadaşıma aradaki farkı sordum birşey söyleyemedi. Ben bu durumu merak ettim.Araştırmalarım sonucunda Timur Özkan’ın yazdığı makaleden faydalı bilgiler edindim.
Ankara’nın yüksek yerlerinde görüldüğünden dolayı, mevsimine bağlı olarak İncek, Sey Hamamı Vadisi, Işık Dağı Bölgesi, Beypazarı-Karagül gibi belirli yerlerde görülmektedir.
Bu çiğdem türü Botanik literatürüne 19. yüzyılda yetiştiği ilin adıyla taşınmış. Literatürde adı Crocus ancyrensis (crosus;Çiğdem, Ancyrensis: Ankaralı) ANKARA ÇİĞDEMİ.
Ankara Çiğdemi ile ilgili araştırmayı İngiliz doğa bilimcisi Herbert yapmış.Aynı dönemde Maw adlı başka bir İngiliz araştırmacı başka illerden toplanan çiğdem türleri üzerinde, Londra’daki Kew Kraliyet Botanik Bahçesi’nde yaptığı çalışmalar sonucunda Ankara Çiğdemi olarak tescil edilecek türü belirler ve 1881’de yayımlayarak bilim dünyasına tanıtır. Bundan sonra Botta adlı bir Fransız’ın, Paris Nebatlar Bahçesi’nde yetiştirmeyi başardığı bu çiçek artık tüm dünyada ANKARA ÇİĞDEMİ olarak tanınmıştır.
Ankara ve çevresinde yetiştiği için bu adla anılan Ankara çiğdemi ENDEMİK bir bitki, yani (botanik dilindeki anlamıyla) sadece belirli bölgelerde ve ender olarak görülebilen bir bitki türü.
Kırlarda fazla göremediğimiz bu endemik bitki Ankara parklarında yetiştirilemez mi? Bence yetiştirilir. Bütün parkları ve cadde kenarlarını Lalelere süsleyen belediye yetkilileri Ankara Çiğdemi’nide yetiştirir.
Ankara keçisi, Ankara tavşanı,Ankara armudu, Ankara kedisi Ankara’nın önemli semboleri ise Ankara’nın adını uluslararası literatüre taşıyan Ankara Çiğdemi’nin de adı ve kendisi de parklarda olsun.
FEVZİ GÜLTUNA
MART 2017
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.