- 571 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
REFERANDUMU DOSTÇA BİTİRMEK
Sosyal ve siyasal meselelerin dostluk içerisinde müzakere edilmesi gerekir. Hele hele ümmet anlayışı içinde ömür sürenler için bir şart-i ayindir. Zira kardeş olduğumuzu Allah (c.c. ‘’ İnananlar kardeştir’’ emri ile buyurmaktadır. Kardeşler arasında nifak çıkarmak bir nevi bu emre muhalefettir.
Onun için inananlar her meselede adil ve hak olana sahip çıkmak, haksızlık içinde olanları tenvir etmelidir. Israr eden olursa o zaman onu da tektir etmelidir. Zira ‘’nush ile uslanmayanı etmeli tektir, tektir ile uslanmayanın hakkı kötektir’’. denildiği gibi bu da ölçüler içinde olmalı ifrattan kaçınılmalıdır.
Yani referandum inat bir duruma getirilmeden, baskı kullanılmadan fikri teatisi ile hal yoluna gidilmelidir. Yoksa insanda ölçü taşkınlığına sebebiyet verir ki buda kavganın büyümesine, katmanların ayrışmasına sebebiyet verir ki o durumda son derece rahatsızlık verir. Bu durumda objektif davranılmalı cumhurun mutlaka en iyisini yapacağından herkes emin olmalıdır. Bu bağlamda evet’ i tercih edenlerin hayır diyenler üzerinde, hayır diyenlerin evet diyenler üzerinde tahakküme tevessül etmeden empati ile yaklaşarak değerlendirme yaparak fikrini kabul ettirebilme nezaketinde olması gerekir.
Bu referandumun, milleti ayrıştırmadan, milleti kucaklaştırma anlayışını sağlamasını diliyoruz. Ne var ki, siyasi partiler maksadı aşan açıklamalarla tedirginlik meydana getiriyorlar. Konuşmaları adeta düşmanca, milleti birbirine zıt bir anlayışa sürüklemekte, böylece sevgi ve muhabbetten uzaklaştırmaktadır. Hâlbuki bu, partiler arası bir seçim ve iktidar kazanma mücadelesi değil, iyi ve güzeli bulup, ortaya koyma hareketidir. Onun için her parti mensubu, iktidar ve muhalefet, milletin birliğini bozacak söylemlerden uzak durmalıdır. Kardeşliği, dostluğu pekiştirecek tarzda konuşmalar yapılmalıdır. Birbirimizle çekişip durmadan, güzelliklerde yarışmalıyız. Referandum oylamasına kadar bu çizgide kalmalıyız. Zira siyasi menfaat temin etme veya galip gelme anlayışıyla hareket ederek bölünürsek, gücümüz bölünür, emperyalist tuzaklara düşmüş oluruz. O zaman da birbirimize hasım hale geliriz.
Nitekim günde beş sefer huzuruna çağıran ve kim olursa olsun O’na yönelmeyi emreden Allah değil midir? Nasıl ki O’nun huzurunda, aynı safta bulunuyorsak, farklılıkları gündem konusu yapmadan hep birlikte Allah-u Ekber diyorsak, bu birlikteliği bozmadan oyumuzu kullanmaya mecburuz. Referandum münasebetiyle nefret ettirmeyelim. Hiç kimseye gönül kapılarını kapattırmayalım. Çünkü herkes Allah’ın kuludur ve Türk vatandaşıdır. İnsanların referandum münasebetiyle farklı oy kullanması, aramızın bozulmasına sebebiyet vermemelidir. Bu konuda hepimize vazife düşmektedir. Yani ayrıştırıcı değil, birleştirici olmalıyız.
Birlik, beraberlik ve dirlik içinde olmamız gereken bu ortamda tefrikalara düşmeden tevhid içinde olunması gerekir. Gayemiz, yapmak olmalı yıkmak değil, tevhid olmalı tefrik değil, dost olmalıyız düşman değil. ‘’Hiçbir ırkın hiçbir ırk üzerinde üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece ve sadece takvadadır’’. Saygılarımla
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.