600 De Yetmez!
Değil 400, 500, 600 hatta 1000 vekil de yetmez bize!
Neden mi? Açıklamaya çalışayım, izninizle:
Sorunlarımız her zamankinden çok daha fazla olup, hızla da artmaya devam etmektedir, maalesef!
Çözüm; sorunlarımız kadar vekilimiz olsa her şey düzelir ve memlekette haksızlık, yoksulluk, yolsuzluk, hırsızlık ve zulüm olabildiğince azalır, diye düşünmekten kendimi alamamaktayım.
Henüz mali bilânçosunu olgunlaştırmadığım bu noktada öyle bir ön koşul var ki onu asla yabana atmamak gerekir: Sorunlarımız kadar vekillerimizin de sorun olmaması ya da sorun yaratmaması.
Akıl baliğ yaşta vekillerimizle ayyuka çıkan sorunlarımız olmadı veya vardı da ben anımsayamıyorum, her neyse! Seçilme yaşı 18 olunca meclise girecek çiçeği burnunda, delikanlı, ateş parçası ve cevval vekillerimiz geçmişe rahmet okutmazlar inşallah!
Delikanlı sözcüğünün bir anlamı da kanı delice akan yeniyetme değil midir?
Hâlihazırdaki birçok vekilimiz uzak doğu meclislerindeki atmosferi bizlere yaşatırken görüntü ve ses kirliliği yaratmışlar ve havada uçuşan tekme, tokat, fırlatılan cisimler, çoğu belden aşağı vuran sinkaf söylemleri (küfür) sergilemediler mi?
Akıl yaşta değil baştadır ama yaş kemale erene değin kişilik gelişiminin ikmal edilmesi, kutsal vatan görevi (askerlik) ve belirli bir düzeyde eğitim alma süreci için makul bir zaman gerekmez mi?
18 yaş civarında lise ve 24 yaş civarında yüksek öğrenim tamamlanırken hiçbir çalışma deneyimi bulunmayan ve bir anlamda işsiz gençlerimizin vekillik aday adaylığı için başvuruları dünyada eşi görülmemiş ve rekor seviyede uzun kuyruklar oluşturacaktır.
Elbet koskoca bir ülkeyiz ve 80 milyon civarında bir nüfusa sahibiz!
Jeostratejik ve jeopolitik konumumuz da sorunlarımızın çoğalmasında en büyük etkenlerin başında gelmektedir.
Zengin doğal ve yeraltı varlıklarımız tüm art niyetleri ve kem bakışları ister istemez üzerimize çevirmekte olup, böylelikle güzel yurdumuz hedef tahtası olarak değerlendirilmektedir.
Dünya Bor madeni rezervinin yaklaşık %85’i dört tarafı denizlerle çevrili, toprakları verimli ve Asya ile Avrupa arasında bir köprü olan ülkemizde bulunmaktadır.
Türkiye, nüfusunun %99’u Müslüman olup, hızla gelişmekte olan ülkeler arasında önemli bir yerdedir.
Elbet gelişmemizi istemeyen iç ve dış düşmanlarımız ülkede güven, huzur ve sükûnu ihlal ederek kaos, anarşi ve terör yaratmaktadır ki bunu teşvik eden, fiilen destekleyen hainler, zalimler ve düşmanlarımız arasında sözde dost, komşu ve sözde müttefiklerimiz hiç boş durmamaktadır.
Başta dilimizi, inanç ve kutsal değerlerimizi, ulusal birlik ve beraberliğimizi her fırsatta sabote etmektedir hainler ve düşmanlar.
Bize en güçlü dost ve yine en büyük düşman ille biziz yani kötülüğü ve kötüleri hiç uzaklarda aramamalıyız.
Ağaca balta vurmuşlar, ağaç dile gelmiş ve şöyle söylemiş: Sapı bendendir!
Her halkoylaması, seçim, yasa ve yönetmelikler ulusal, manevi ve etik değerlerimizi güçlendirmeli ve mutlak hayrımıza olmalıdır, diye içten dilemekteyim.
Allah; yâr ve yardımcımız olsun, inşallah!
Saygıyla.
02.03.2017
YORUMLAR
(...)
Çözüm; sorunlarımız kadar vekilimiz olsa her şey düzelir ve memlekette haksızlık, yoksulluk, yolsuzluk, hırsızlık ve zulüm olabildiğince azalır, diye düşünmekten kendimi alamamaktayım.
Sorunlarımız kadar vekillerimizin de sorun olmaması ya da sorun yaratmaması.
(...)
Yazınızın tamamı çok iyi anlaşılıyor.Bu iki paragraf orijinaldi.Saygılar.