Faziletli olmak, keskin bir kılıca oturmak kadar güçtür.-- bhartrıharı
Onur BİLGE
Onur BİLGE
@onurbilge

0030 – YİTİK BAHAR – YAVRU VATAN

28 Şubat 2017 Salı
Yorum

0030 – YİTİK BAHAR – YAVRU VATAN

5

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

672

Okunma

Okuduğunuz yazı 28.2.2017 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
0030 – YİTİK BAHAR – YAVRU VATAN

0030 – YİTİK BAHAR – YAVRU VATAN

YİTİK BAHAR

"Hayat kar altında kalan bahar
Çiçekleri üzerinde ölüyor en bereketli ağaçlar
Üretkenlik dört duvar arasında
Kar yağıyor bahar dallarına
Bahar dallarına..."

Turgay FİŞEKÇİ


YAVRU VATAN


Kıbrıs, hiçbir zaman Yunanistan’a ait olmadı… Şair Rigos’un Megalo İdeası hiçbir zaman gerçekleşmeyecek! O büyük ülküleriyle Yunanistan asla büyümeyecek. Gölgemizde cılız bir bitki gibi kalacak, hiçbir zaman eselemeyecek, kuruyup gidecek. Göz koydukları yerler gözlerinde kalacak!

Yavru Vatan, yıllardır kanayan yaramızdı. İşkence, dayanılmaz boyuta varınca müdahale gerekti. Çıkartmadan başka çözüm kalmadığına karar verilince: “Ayşe tatile çıksın!” parolasıyla çıkartma başladı.

Dört mevsim bahar yaşayan Kıbrıslı Türkler kan ağlıyordu. Onların huzur ve güvenliği, azapla kaplanmış ülke toprağının müdafaası için askerlerimiz, hayatlarının baharında, gözlerini kırpmadan can vermeye hazır vaziyette adaya çıktılar.

En değerli insanlar, en verimli çağlarında, eşleri ve küçücük yavrularıyla birlikte katlediliyor, üzerleri sadizmle örtülüyordu. Ekonomik yönden de sarsıntıdaydılar. Üretim durma noktasına varmış, azap gören insanımız evlerinden çıkamaz hale gelmiş, duvarlar arasına sıkışıp kalmışlardı. Gelişme çabaları içinde güllük gülistanlık yurt, baharı yaşamaktayken kışa dönmüştü. Özellikle genç nesil zarar görüyor, kıyıma uğruyordu.

Binlerce yıllık geçmişe sahip, medeniyetler beşiği ülkemiz bu durumdan acı çekerek zarar görüyordu. Yavrusu darda olan ana, ıstırap içindeydi. Onların derdi bizim derdimizdi. Kıbrıs, elimiz kolumuz gibiydi. Yarasının sızısını yüreğimizde duyuyorduk. Onlar orada o haldeyken biz rahat yataklarımızda uyuyamıyorduk.

Radyolarda cenk havaları çalınıyor, Hasan Mutlucan, üstünde efe kıyafetiyle ekranlarda boy gösteriyor, kahramanlık türküleri okuyordu. Serap Akın yanık şarkılar söylüyordu. Gazetelerde bir telaş!.. Halkta bir ateş!.. Ana, yavrusunu müdafaaya hazırlanıyordu.

Güneşi kaybeden insanlar yapay ışıklar altında yavaş yavaş canlılıklarını kaybediyor, günden güne soluyorlardı. Gün ışığı yerine yaş doluyordu gözlerine. Kirpiklerine azap yağıyordu. Güneş rahattı, huzurdu, özgürlüktü.

Bağrı yanık Türk halkı ne istiyordu? Sevmeye sevilmeye aç yüreği, aşka susuyordu. Sevdasıyla mutlu oluyor, yaşlanmasıyla hüzünleniyordu. O kadar… Böyle bir parçamızdı o bizim! O bizim bir uzvumuzdu. Hastalığı bizi de hasta ediyordu!

Türk gençleriydik! Onun uğruna canlarımızı feda edebilirdik! Kıbrıs için toprağından uzakta şehit düşen ilk biz olmayacaktık. Denizlerimizde kim bilir kaç adsız kahraman vardır! Magosa Kalesi için can veren kaç kişi vardır, kim bilir! Hangi mücadeleyi, hangi müdafaayı sayayım? Baştan sona bütün tarihini mi anlatayım şimdi!

Kıbrıs, hiçbir zaman Yunanistan’a ait bir ada olmadı, olmayacak! Rigos’un Megalo’su hiçbir zaman gerçekleşmeyecek! Büyük ülkü kim, Yunanistan kim!.. O ancak gölgemizde cılız bir çalı gibi kalacak, hiçbir zaman eselemeyecek, zamanla kuruyup gidecek. Göz koydukları yerler gözlerinde kalacak!

Bayrağımız, sadece Ana ve Yavru Vatanda değil, tüm Türki Cumhuriyetlerde sonsuza kadar dalgalanacak! Sonsuza kadar!.. O kadar!..

*

Onur BİLGE
ŞİİR FISILTILARI - 0030

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
0030 – yitik bahar – yavru vatan Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz 0030 – yitik bahar – yavru vatan yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
0030 – YİTİK BAHAR – YAVRU VATAN yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Tsukuyomi
Tsukuyomi, @tsukuyomi
1.3.2017 23:36:42
Tarihi olarak aslında kıbrıs Rum değil Aslan Yürekli Richard ın etkisi ile Latin odaklı büyümüştür. Mesele ise Kıbrıs'ın pazarlık masasında olduğudur malesef
Kemnur
Kemnur, @kemnur
1.3.2017 20:38:11
Günün yazısını tebrik ederim. Galiba Kıbrıs ile ilgili sorunlar derinleşmekte. Hayırlısı. Selamlar, saygıular
hotamisli
hotamisli, @hotamisli
1.3.2017 20:35:10
merhaba,
gune gelen yazidan dolayi kutlarin Onur hanim.
cok akici ve zevkle okudugum bir yazi. icerik hakkinda sizinle maalesef hem fikir degilim.
cikartma oldugu zamani az da olsa hatirliyorum:
destanlar, agitlar, marslar zirve yapmisti. belki o gun ruhiyeti hali ile Kibris yavru vatandi ama bugun itibariyle yanip tutusulacak yani
yani Kibrislilar bizi pek sevmiyor. yazinizdaki ask gunumuz acisindan biraz tek tarafli gibi. Kibris stratejik olarak canimiz, cigerimiz, elimiz, kolumuz...
kendi vatandasimizi, kendi sinirlarimizi korumakta zorlandigimiz bir zamanda Kibris askinizi biraz garipsedim. belki siz cok haklisiniz, ben cok duyarsiz biriyim...

selamlar,

abdullah konuksever
chaotica
chaotica, @chaotica
1.3.2017 17:43:03
Yanlış anlaşılmasın da gündemde Kıbrıs'la ilgili bir şey mi var? Ne zaman bir yer için bizimdir bizim kalacak, falan desek elden çıkıyor da onun için merak ettim.
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
1.3.2017 16:34:23
İnşallah diyorum bu coşkulu sevdanın dileklerine.

Yunanlıların olmayacak belki ama bence bize de kalmayacak sevgili yazarım. Aslında Kıbrıs'ın artık bize ait olmadığına, bizden nasıl nefret ettiklerine dair yaşayarak gördüğüm bir kaç vaka anlatacaktım ama bu güzel yazıyla ters düşmek istemedim. Bütün şehitlerimizin ruhları şad olsun...

Resme baktım da, sanırım ele geçirdiğimiz yerlerin katedrallerine minare dikip, oraları camiye çevirmek en büyük meziyetlerimizden.
Çok sevgilerimle.


Aynur Engindeniz tarafından 3/1/2017 4:29:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.