- 500 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİLSEYDİM
Bilseydim…
Ne kadar talihsiz bir cümle değil mi? Bilseydim yapmazdım, bilseydim sever miydim? Bilseydim, vesaire, vesaire… Sen aynı hatayı dillendirme ey ömrüm! Ve bir şeyden kesinlikle emin ol ki eğer bilseydin, daha çok pişman olurdun…
Zira yıllarca beklenen ve kavuşulan şeyin nihayeti kötü bir sonla yazılmışsa eğer ve sen bunu ta en başından biliyor olsaydın, kavuşulana ulaşabilmek için geçirdiğin senelere üzülmekten daha fazla koyardı sana, kavuştuktan sonra geçirdiğin belki sadece birkaç gün… Değerli olan şey her zaman uzakta olanıdır, yakındaki ise uzaktakinden daha kıymetli olsa bile, hipermetrop bir bilincin onu görmesine olanak yoktur.
Hala farkında değiliz değil mi, hiçbir şeyin sebepsiz yaşanmadığının ve gizem denilen mefhumun peşinde ömür geçireceğimizin? Bilinmemesi yeğdir her zaman. Akılda soru işaretleri kalmadıkça insanoğlu hiçbir şey için hiçbir zaman çaba sarf etmeyecektir. Angarya geçen zamanların oluşturduğu bir bileşke olup kalacaktır, ömür denilen süreç. Kapalı kalması yeğdir her zaman. Açıkta olan amiyane, kilitler altında olanıysa devamlı abidevi olup kalacaktır. Hem hiç düşünmez mi insan, her istenilen elde edilebilseydi, her merak edilen akla zembille lahzada indirilebilseydi, ne anlamı kalırdı yaşanılan hayatın. Dahası nerden peyda olurdu azim denilen sözcük?
Bilseydim… Bilseydin, boş yere geçti diye üzüldüğün zamanının kıymetini bilemezdin. Bilme. Bilme ve bilmek için yaşa. Bilirsen ömrün bu yazıdan bile kısa olur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.