'Gidenlerin ardından...'
Bugün de gece bahara hasret. Soğukta titreyen elleri ceplerinde, yüzünde soğuğun kesik izleri…
Bulutlar maviyi çoktan terk etmiş, derinliğindeyken koyu çizgilerin en karasında.
Geceydi en buğulu gözlerle bakan dünyaya..Sevinçlerini yitirmiş kentlerin isyanları duyuluyordu uzaklardan..
Neydi bu yorgun kentin ölüm karanlığında saklı hüzünler? Sessizlik bir veda çığlığıydı adeta..
Bu puslu havadaki terk edilmişlik hissi neden? Pusuda bekliyordu şimdi yaşam, korkusu yüreğinde bir ateş topu!
Niçin bu karanlık…Bu ölüm kokusu, bu acıtan hüznü gecenin?
İçimde bilmediğim zamanların bilmediğim kahredici korkuları…
Anlamını bile bilmediğim gizli telaşlar..
Anneme bakıyorum bir an,
yüreğinde yangın ateşi annemin, gözlerinin derinliklerinde hapsedilmiş umutlar…
Öyle bir bakışı vardı ki dizlerini karnına çekip pencere kenarında oturmuş, dışarıyı izleyen abime.. Anlam verebildiğim tek şey odanın içindeki o ağır sessizliğin üzerimde bıraktığı yorgunluk…
Kimse konuşmuyordu, konuşmak istesem de ne söyleyebilirdim ki…
Hem söylesem ki bu ağır havayı hangi söz dağıtabilirdi ki?
Annem nihayet doğruldu yerinden, abime yaklaştı, avuçlarıyla ellerini sardı abimin, gözleri kederli bulutların sağanaklarında boğulurken:
‘’Yapma oğlum, vazgeç…..Oğlum beni dinle ne olur , gitme!’’ dedi zor duyulan bir sesle.
Abimin ellerini sımsıkı sarıyordu şimdi, bir an öylece kaldılar, abim inatla bakışlarını kaçırıyordu annemin gözlerinden. O an dünyadaki her şeyin hissizleştiğini duyumsuyordum, sanki her şey soluğunu yitirmişti, dünya bile belki de hareketinden vazgeçmişti o an..
Abim, yavaşça çekti ellerini annemin elleri arasından, son derece kararlı bir sesle:
‘’Gidiyorum anne, beni bekleme!’’ deyip yerinden kalktı.
Henüz hiçbir ölüme tanık olmayan on iki yaşının çocuksuluğunda bir ölümün dehşetini görüyordum annemin gözlerinde.
Bir bakışa kaç duygunun izleri sığar ki?
Ne kadar acı akıtabilir ki insan gözyaşıyla?
Ellerine bakıyorum annemin, elleri bir şeyler aranır gibi çaresiz çırpınışlarda..
Sarabilseydi o ellerle oğlunu, basabilseydi bağrına…
Gücünün yetememesi ne azaptı şimdi,hissedebiliyordum…
Odanın bir tarafında ben ,bir tarafında annem…sessizce dinliyorduk ürperten sessizliği…
Korkutuyordu beni bu sessizlik. Çocuk yaşımda bile hissediyordum birkaç dakika sonra annemin yüreğinde kopacak isyanı.
Abim gidiyordu…
Annemin tüm yakarışlarına rağmen arkasına dönüp bakmadan çıkıp gitti.
O’na yetişmeye çalışan annemin dayanacak hali kalmamış, olduğu yere çökmüştü.
Abimin peşinden dışarı çıktım, gecenin karanlığında yok olana kadar baktım ardından.
O gözden kaybolurken o an fark ettim: Kar yağıyordu.. Kar…
Gecenin en koyu karanlığını hissederken yüreğimde, avuçlarımda hep hayal ettiğim beyazlık…
Evin kapsına yöneldim sessizce…
YORUMLAR
hena
sağ ol..sevgiyle..
sen gittin abi. korkup kaçtın. ben kaldım burada biliyor musun. annem inlerken onun ölümcül kucağına uzanan bendim. tek bir şey söyle beyazlığa mı gittin. annemi bu halde bırakıp gitmek için tek bir sebep söyle. ya beni. boğuşamayacağım bunca yükle bıraktın beni. sen hayallerinin peşinde giderken burda kaldım. tek bir şey söyle beyazlığın neden kaybolmuş.
az önce dinlediğim bir ezginin sözleri "meso" yani "gitme" diyordu. o kadar etkilendim ki üst üste kaç kere dinledim saymadım. bir diğer huyum da sevdiğim şarkıları önce bıkana ya da bıktırana kadar dinlerim. 'gitme!' diyordu 'giden geri gelmiyor!'.
bu ezginin sözleri bu yazıyla o kadar örtüştü ki. bazı tesadüfler, hüzünlü ya da neşeli olsun o tok sesleriyle ansızın kapınızı çalabiliyormuş demek ki.
iyi ki okudum bu yazıyı. teşekkürler hena.
sevgiyle...
hena
Yorumlarınızı,forumunuzu takip ediyorum gule,
Hatta gün içinde okuduğum bazı yazıları forumunuzda paylaştığınızı görmek daha da mutlu ediyor beni.
Bir yerde -ya forum ya yorumdu,tam hatırlamıyorum şimdi- Yusuf'un hikayesini anlatmıştınız,o hikayenin ne kadar etkilediğini tahmin edemezsiniz.
Bir başka yerde de bir durakta beklerken izlenimlerini anlatmıştınız,o da çok etkilemişti beni,
hep yazın lütfen...Yazımı okumanız çok mutlu etti beni..
sevgiyle kalın...
Gule
çok teşekkür ediyorum sevgili hena..sevgi ve umutla kal her daim.
Bu çaresizlik, bu anaların yaşayıp yaşayacağı en solgun insan halleri...
Kim anlayabilir, tahmin edebilir ki.
Hele ki gidişlerin bir daha dönüşü olmadığını bile bile
uğurlamaların...
Bu acıyı bir ana gibi olmasa da, bir insan olarak yaşadım Hena...
Anlatımı, tarifi çok zor.
sevgiyle ...
hena
Çok teşekkürler Irmak,
Çok mutlu etti okuman..Sağ ol..
Sevgiyle..