- 392 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YAPTIK Mİ, YIKTIK MI?
Yıllar yıllar önce bir yazı okumuştum Türkçemizle ilgili. Şu bizim “yap” fiilinden söz ediyordu. Diyordu ki: “Bu yapma fiili bir gün gelecek Türkçemizi yıkacak.” Aslına bakarsanız ben bu yaklaşımı abartılı bulmuştum. Muhtemelen siz de öyle düşüneceksiniz.
Üzerinden şu kadar zaman geçtikten sonra ve bu “yap”ın ne boyutlara geldiğini gördükçe yazara hak vermiyor değilim. O kadar abartıldı ki bu kullanım, artık şurada kullanılmaz deseniz inandıramıyorsunuz. Mesela, çay yapmak, yemek yapma, ders yapmak, ödev yapmak, kitap yapmak…
Halbuki çay yapılmaz, çay demlenir; Yemek yapılmaz, yemek pişirilir. Ders yapılmaz, ders çalışılır, Ödev yapılmaz, ödev hazırlanır; Kitap yapılmaz; kitap yazılır, kitap hazırlanır, kitap derlenir…
Daha durun bitmedi, neredeyse her yere sokar olduk bu ucubeyi. Ucube diyorum, çünkü aslında benim kelimem de, bukalemun gibi nereye girse oraya uyum sağlıyor da ondan. Gerçek anlamıyla kullandığınızda değişik malzemeleri bir araya getirip ondan yeni bir nesne oluşturmaya deniyor, yapma…
Son zamanda kullanımlarına bakın:
Banyo yaptım- “Tek başına mı, sen inşaatçı mısın ?”
Sahne yaptı (Sahneye çıktı, sanatını icra etti), aramızı yaptı (barıştırdı), manita yaptı, sevgili yaptı (kendine sevgili buldu), araba yapmışsın Abi ( yeni bir araba almışsın), ekonomi yaptı (Tasarruflu davrandı, tutumlu oldu), ağzı çok laf yapıyor (çok konuşuyor, geveze, lafazan), heyecan yaptı (heyecanlandı), tarz yaptı ( yeni tarz tasarladı, oluşturdu), kaş göz yaptı (kaşıyla gözüyle işaret verdi), giriş yaptı (girdi), korku yaptı (korktu), panik yaptı (panikledi), telaş yaptı (telaşlandı), atılım yaptı (atıldı, ilerledi, başardı), servet yaptı (zengin oldu), hırsızlık yaptı (çaldı), güle güle yaptı (yolcu etti, güle gülü dedi), yükseliş yaptı (yükseldi)…
Gözlem yaptı, arayış yaptı, açış yaptı, kıllık yaptı, gıcıklık yaptı, oyunbozanlık yaptı, muhalefet yaptı, zavallılık yaptı, açıkgözlülük yaptı, kabalık yaptı, dikkatsizlik yaptı, savurganlık yaptı, güzellik yaptı, kadınlar arasında gün yaptı, göstericiler sokağa bariyer yaptı, sokağın her yerini çöplük yaptılar, ameliyat yaptı, kaşıntı yaptı, alerji yaptı, gezi yaptı, ödeme yaptı, sıkıntı yaptı… Daha yüzlercesini bulmak mümkün.
Bir de şimdiye kadar duyulmayan ama muhtemel yaptı’lara bakalım. Çok bilgili veya ileri görüşlü olmanıza gerek yok. Siz de üretebilirsiniz.
Sandalye yaptı (oturdu), tuvalet yaptı (ihtiyacını giderdi), şırrak yaptı (kapıyı örttü), güm yaptı (patladı, patlattı), zır yaptı (kapı zili çaldı), fidan yaptı (ağaç dikti), hınnn yaptı (arabayı çalıştırdı), dur yaptı (araba arızalandı), boru fış yaptı (boru delindi), öhö yaptı (öksürüyor, hatsalandı), ocaktaki yemek ısı yaptı (yemek ısındı)…
Benim yazarken canım sıkıldı, siz de sıkıldınız değil mi? Bir dilin bu hale gelmesi ne kadar acı…
Hastalık bu, da neden hasta olduk? Çok basit, biz okumayı sevmiyoruz. Ne biz okuyoruz ne de çocuklarımıza okutuyoruz. Öğretmen zorlar da okutmaya muktedir olursa baba kızıyor, oğlum o kitabı bırak da dersine çalış, diyor.
Çare? Çare de çok basit, o-ku-mak. Okumak yine okumak. Aç kalan bir insana ne tavsiye edersiniz? Mesela der misiniz ki, cipsi ye? Ya da üç bardak kola iç. Bunlar aç kişiye hoş gelebilir, ama doyurmaz, derdine çare olmaz. Hatta milde bozulmalarına sebebiyet verir. Çünkü milde boş, damarlardaki kan değerleri düşmüş. Önce çorba iç, sonra katı yiyeceklerden ye dersiniz aç insana. Ki kendine gelsin.
İşte bizim de ilacımız bu. Okumak, okutmak, okuyanı teşvik etmek…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.