- 408 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İNSAN OLMANIN YARALI ONURUYLA YAZDIM
Ben bu yazıyı yazarken,insanlık, kendi tarihinin çok karanlık ve acı bir döneminden geçiyordu. Militarizm, dini softalık, egemenler ve para, ellerinde kırbaçla insanlığı yönetiyordu. Keşke yaşadığımız dünya, zorbaların ve tiranların, her şeyi yönettiği bir dünya olmasaydı da, ben bu yazıyı yazmasaydım!
Keşke, insanın yaşam hakkı daha doğmadan gasp edilmemiş, yaşamdaki kaderi daha doğmadan çizilmemiş olsaydı da, ben bu yazıyı yazmasaydım!
Keşke din ve aile meclislerinin kararıyla,töre cinayetlerine kurban gitmiş kızların, gelinlerin cesetlerinin atıldığı çöplükler olmasaydı da, ben bu yazıyı yazmasaydım!
Keşke dünyamız, yeni doğmuş bebeklerin düşleri, nükleer silahların çöplüğü haline getirilmemiş olsaydı da, ben bu yazıyı yazmasaydım!
Keşke dünyamız, kadınların mal gibi alınıp satıldığı, sokak çocuklarına köpek gözüyle bakıldığı bir dünya olmasaydı da ben bu yazıyı yazmasaydım!
Fakat ben bu yazıyı yazdım. Çünkü görüyor, duyuyor ve hissediyordum. İnsanca yaşama hakkını savunuyordum. İnsanların özgür doğma,özgür büyüme, özgürce sevme sevilme hakkını savunuyordum.Silahtan, softalıktan ve insan kanıyla beslenen acılardan nefret ediyordum. İnsandım. Keşke, insan oluşumun yolu, böyle bir yazıyı yazmak zorunda kalmaktan geçmeseydi! Bu duyguyla doluydum ve duygumu başka insanlarla bölüşmek için yazmaya başladım.
Ben bu yazıyı yazarken, her şey son hızla yaşamda tekrarlanıyordu. Yazdığım gerçek, daha da ağırlaşıyordu içimde. Yazdıkça, yaşadığımız dünyanın gerçeği karşısında irkiliyordum.Keşke yaşam, böylesine ağır ve irkiltici olmasaydı da, ben böylesine ağır ve irkiltici bir yazıyı yazmak zorunda kalmasaydım!
Ben bu yazıyı yazarken, insanlık, insan olabilmeyi hazmedememiş bir ilkellik döneminden geçiyordu ve sürekli kusuyordu. Kendi canından emdiği kendi kanını kusuyordu. Keşke, insanlık tarihinde, insanlığın bu yaşadığı dönem hiç olmasaydı da, ben bu yazıyı yazmasaydım!
Fakat ben bu tazıyı yazdım. Çünkü, bu dönemin bir daha hiç yaşanmayacak bir biçimde bitmesi arzusuyla doluydum ve bu arzumu başka insanlarla bölüşmek istiyordum. Gelecekten umutlu olmak direnmeyi gerektiriyordu.Ve gerçeğin adını doğru koymak, direnmenin ilk adımıydı. Yani vahşeti vahşet, acıyı acı diye tanımlamak gerekiyor. Gerçeğin adını doğru koymak ve cesaretle doğru koymak, umudun ve direnişin ilk adımıydı...
Ben bu yazıyı yazarken, insanlığa yönelik suçlar işleniyordu. Gözlerimin önünde işleniyordu. Görüyordum. Şikayet etme duygusuyla doluydum. Tanığı olduğum olayları anlatırken, kendimin de suçlu olduğunu görüyordum. Arınmam için, insan olduğumun farkına varmam gerekiyordu.Kendi kendime bir hesaplaşmaydı bu.
Ben bu yazıyı, insan olmanın yaralı onuruyla yazdım.
Keşke, bana bu yazıyı yazdıran nedenler dünyamızda hiç olmasaydı.