- 490 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
zindandan mektup
Telden örülmüş tel örgülerdeyim
Beton Duvarlarda
Bembeyaz bulutlar almış başını gidiyor
Yine gökyüzü bembeyaz, umutlar flizleniyor.
yeni bir gün doğuyor
hayatımda yeni bir sayfa daha açıldı
her geçen gün hayat süremizden
bir sayfa eksiliyor.
Ölüme bir adım daha yaklaşıyorum
Ölüme tüm bedenimle
Vasiyet edilmiş bir duruş sergiliyorum
Ölümden korkmuyorum, çok kolay olmasada
Musa-i bir duruş ile yürüyorum
Mapushane maltalarında
BAK DİNLE:
Buralar öyle bir yerki... Bugün hava buhranlı öyle bir yerki kuş uçmaz kervan geçmez.
Yolları rampa ve karanlık. Duvarlardan rüzgar esmiyor. Ne in gelir ne de cin.
Virane olmuş burası, örümcekler ağlarını örmüş. Karanlığın sessizliğinden gelen ürpertici çakalların sesleri beni korkutmuyor.
BENİ KORKUTAN SENSİZLİK.
Sen benim...
Ruhumun en derinliklerine kadar işleyen, bu sevdanın AYRILIĞI canımı acıtıyor.
Canım yanıyor. Acım nasıl dinecek bilmiyorum.
Birgün beni sen de anlarsın.
Kor gibi kavrulan bu yürek daha ne kadar dayanır yanan yüreğimi dışarıda yağan yağmur damlacıkları bile söndürmüyor.
Yağan yağmur üzerime yağdıkça. Herbir tanesi kurşun gibi... değsede yüreğime
’’Yüreğimde yangın var’’ Sönmüyor...!
BE USTA...
Ayrılık çokmu kolay.
Bir insanı yazmak,okumak,anlamak sonrada ’’eskimiş’ bir kaıt parçası gibi bir kenara atmak kolay mı?
İnsanı sevmek, sonrada kirletmek, bir hiç gibi arkana bakmadan bırakıp gitmek...?
ÇOK MU KOLAY GELDİ???
Canım yanıyor be usta.
Ya onca yaşananlar, hepsi bir yalan mı?
Sevdan, Aşkın, Sevgimiz yalanmıydı? Sevgimizi bir yalan üzerine mi bina ettin?
Bir anda yıkıp, bir enkaz gibi bırakıp gitmek için...
ZALİM...
Canım yanıyor be usta.