7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
815
Okunma
Aklı bertaraf eden, (sevgiden oluşmuş) aşırı duygu seline "aşk" denir.
Bu sel bir tusinami gibi oluşup geldi mi? Bir kere başa, yapılacak hiç bir şey yok. Bir anda insanın bütün duygularının üstünü örtüp, aklın yolunu kapatarak, onu kendine esir alır. Sonra aklın düşünce ve irade gücünü de elinden alıp, gönlü devreye sokar.
Bu aşamadan sonra gönül, benliğin hükümdarı olur. Artık her istediğini yapmaya da muktedir olur. Daha sonraki aşamalarda benliği hoyratça kullanıp, ona istediği her şeyi yaptırmaya başlar.
Benlik, kendi başına önceden neler geleceğini bilmeden, gönlün her isteğine boyun eğip yapar. Çünkü gönül benliği, memnun edip, aşkın ateşini düşürüp, söndürmek için başını alıp gider.
Gidince de o, tesadüfen ya bir gül dalına konar. Gülü sever, güle aşık olur. Ya da aşkın kör ettiği gözlerle gidip, gül diye bir yaban otuna sarılıp, kalır.
Kalıp kalmamak onun bileceği bir iştir. Ancak bu aşamadan sonra da elden hiç bir şey gelmez. Doğal olarak da artık sonucuna da katlanmak zorunda kalır.
O da bu dünyada eşten dolayı payına düşen, ya şans eseri, gül yüzlü, güzel kalpli biri olur. Mutluluktan uçar.
Ya da kör talih, şanssızlıkla yakasına yapışıp, koca dünyayı başına geçirip, bütün ömrünü kabusa çevirip, yaşanmaz bir hale getirir.
Şans her zaman insan yüzüne gülmeye bilir. Çünkü bu da bir kısmettir.
Kısmetten öteye yol gitmez. Onun için düşmeye görsün yüreğe ateş, gönle köz. Mevla’m dilemedikçe, can çıkmadan fayda etmez, akla söz.
05.11.2016)
Cahit KARAÇ