- 350 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Tenkite Tahammül Edilmiyor
Tenkite Tahammül Edilmiyor
İnsan yaratılışı itibariyle, hatalar yapmaya müsaittir. Ancak hiç kimse hatalarının söylenmesini, hele yüzüne karşı söylenmesini istemez, asla tenkit edilmesinden hiç hoşlanmaz ve tahammül etmez. Mesele bir aile, hele bir evlilik ise, eşler birbirini tenkit edilmesinden asla hoşlanmazlar. Aile içerisinde bahaneler üreterek ve birbirinde kusurlar bulmaya çalışarak yapılacak tenkitler ve münakaşalar neticesinde, huzursuzluklar yaşanabilir, hatta Allah muhafaza ailenin dağılmasına bile sebep olabilir. Aile içinde, ufak tefek sıkıntılar, münakaşalar olabilir. Eskiler der ki, “ufak tefek münakaşalar evin tuzu biberidir, yeter ki dozajında kalabilsin.”
Ailede en çok idare eden erkektir, erkek olmalıdır. Dinimizin bu konularda ortaya koyduğu çeşitli emir ve yasaklar ile eşlerin birbirlerine karşı olan sorumlukları belirlenmiştir. Bunlara riayet etmeyen eşler arasında huzursuzlukların ve sıkıntıların baş göstermesi kaçınılmazdır. Erkek-kadın birbirleriyle iyi geçinmek zorundadır. Hele erkek, biraz daha fazla idareci olmalıdır. Müslüman bir erkek, hanımıyla iyi geçinmek zorundadır. Zaten hanımını idare edemeyen erkek aciz duruma düşmüş demektir.
Hatasız insan olmaz. Hiçbir kadın dört dörtlük olmadığı gibi, erkek de dört dörtlük değildir. Hepsinin iyi yanları, eksik ve aksak giden yönleri, muhakkak olabilmektedir.
Eşler, birbirinden çok fazla beklenti içerisine girmemelidir. Beklentilerin karşılanmaması durumunda, istenmeyen bir takım olumsuzlukların ortaya çıkması muhtemeldir.
İnancımız gereği, insanın başına gelen çeşitli belâ ve musibetlerin, günahları nedeniyle olduğuna inanıyoruz. Bu yüzden, hata ve kusurlarımızın, yaptığımız dinen uygun olmayan davranışlarımız neticesinde hemen tövbe, istiğfar etmeliyiz.
Güzel ahlaklı olanlar, şüphe yok ki her iki cihanda da mutlu, huzurlu ve bahtiyar olurlar. Mümkün olduğu kadar hata yapamamaya ve yapılan hataları da bazen görmemeye gayret etmeliyiz. Hatasız kul olmayacağına göre, sürekli bir takım hatalar bulma arayışına girdiğimiz zaman; eşsiz, arkadaşsız, dostsuz kalma ihtimali vardır. Anlamsız münakaşalardan, gereksiz yorumlar ve tenkitlerden uzak durmak gerekiyor. Hiç kimse psikolojisi bozulmuş, stres ve sıkıntı içerisinde bir eşle (kadın-erkek) yaşamak istemez. Adeta ölene kadar yaşam zehir olur, zindana döner, canlı mezara girmiş olursunuz.
Eşler birbirlerine karşı daha yumuşak, daha akıllı olmalılar. Dinin emir ve yasaklarını uymalılar. Ailenin devamı buna bağlıdır. Yoksa son pişmanlık fayda etmiyor. Dikkatli olmak gerekir.
Büyük İslâm âlimi Hüseyin Hilmi Işık (Kuddîse Sirrûh) diyor ki:
"Hanım, evde hizmetçi değil, sultandır. Hanımını üzmek akıllı insanın yapacağı iş değildir. Bir Müslüman, hanımını nasıl üzer, aklım almıyor. Aklı olan karı koca, birbirini üzmez. Hayat arkadaşını üzmek, incitmek, ahmaklık alametidir. Zalim, huysuz kimsenin eşi, devamlı üzülerek sinirleri bozulur. Sinir hastası olur. Sinirler bozulunca, çeşitli hastalıklar hâsıl olur. Hayat arkadaşı hasta olan bir eş, mahvolmuş, mutluluğu sona ermiş demektir. Eşinin hizmet ve yardımlarından mahrum kalmıştır. Ömrü, onun dertlerini dinlemekle, ona doktor aramakla, ona alışmamış olduğu hizmetleri yapmakla geçer... Evet, bütün bu felaketlere, bitmeyen sıkıntılara kendi huysuzluğu sebep olmuştur. Dizlerini dövse de, ne yazık ki bu pişmanlığının faydası olmaz!.."
Kerim BAYDAK
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.