ÖYLECE KALIYORUM
Ölüm nerdesin diye haykırıyorum sabahlara kadar sonra küçük oğlum geliyor aklıma.. hemen ardından bir ses geliyor kulaklarıma:
- Eminim sensiz daha mutlu olur. diyor
Sonra tekrar çekiliyorum kabuğuma..ölümü bekliyorum ..yine aynı ses; kin ve nefret dolu:
- ...tin duası kabul olsa gökten kemik yağardı. diyor.
İyice siniyorum...yerin dibinden de daha dipte yer arıyorum kendime...öylece kalıyorum..
Neden yazıyor muşum? Ne gerek varmış?...ha bir de madem yaziyormuşum niye paylaşıyor muşum? Hatta münafık mışım..sanal bir âlem olusturmuşum,sahte senoryalarla mutlu bir yuva görüntüsü sergiliyor muşum?Müslümanın nabzına göre şiirler yazılar yazıp kendimi mükemmel gösteriyormuşum, işte tam da bu yüzden münafıklık içindeymişim...muşum da muşum...mişim de mişim..ya ben neymişim ya? Bu soruyu sormaktan kendimi alamıyorum..sığmıyorum hayata ..sığamıyorum bir türlü...
Öylece kalıyorum...
Cümle alemin ne dertleri var kim bilir? İşte ben bu dertle oyalaniyorum...
Oyuncağım bu şimdilik...senaryom bu...oyuncu ben...seyirci siz...tabi olur mu seyircisiz!!!..
Hayretler icerisinde kalıyorum bakın!!!
Gene dediklerine geliyorum...ne kadar da haklılar diyorum...içimdeki ses onaylıyor..dilim tasdik ediyor satirlarim ispatlıyor..evet az kaldı birazdan paylaşacağım...öyle ya herkesin duyması lazım...ne deseler haklılar...üstümde çocukluktan kalan hamlıklar..
Yazıyorum...gece gündüz bıkmadan, usanmadan, ve de utanmadan...
Ve peşinden öylece kalıyorum.
Yazmak benim en büyük lüksüm...kalemime dur diyemem .
Susmak en büyük marifetse ben lâl olmaya razıyım ona sus diyemem...
Takdir edilmeyi beklemiyorum ama bu kadar da acımasız eleştirilmeyi haketmiyorum diye düşüncelere bırakırken kendimi
- neyi sorguluyorsun? diyor içimdeki ses:
Haddine mi? Kimsin ki? Bu kadar önemsiyorsun kendini.
Bir sen misin?
Herkes gizlerken derdinde kendini...
Hatta büküp karnına derdini otururken yerinde
Soruyorum kendime:
Neden susturamıyorsun?
Dillerini, ellerini, kalemini, yüreğini....
Kader nasip noktasında tıkanıp duruyorum. ..
Payıma düşeni alıyorum
Ve öylece kalıyorum .
......
......
.....
Ülkü Kara
16 şubat 2017
Bursa
YORUMLAR
Öylece kaldım yazının karşısında. Belki yarım saat belki de daha fazla. Günlükler imin,kitaplarımın sobaya atılıp yakıldığı günlere gittim. Hatta ölümü özlediğim günlere kadar uzandım.
Belki yeniden başlamama yazı yazmam sebep oldu.
Yazmak sorgulamaktır. Diyeceği olmaktır. Dünyaya başka bakmaktır.
Dik duruşlu kadınları sevmezler.Neden mi ? İstedikleri gibi yönetemezler de ondan.
Diyecek sözünüz var sizin, içine sığmayan bir ben var . Taşmak başka insanlara ulaşmak istiyor.
Yazı yazmayı bırakmak teslim olmaktır. Teslim olmayacak kadar akıllı, ölümü kovacak kadar cesursunuz.
Sırtınızdaki yük atılmasa da yaza yaza hafifleyecektir. Sevgiyle kalın sakın ola cesaretinizin kırılmasına izin vermeyin.
İnsanın kabuğunu kırması ve kendi dünyasına ait hayallerini, umutlarını, beklentilerini yazmanın ne sakıncası olabilir ki..
Sığ düşünen insanlardan hep korkmuşumdur.... Bence sadece kalbinizin ve kaleminizin sesini dinleyin gerisini boş verin.. Özellikle sizi hayattan bu kadar koparan ve ölümü arayacak duruma getiren birisinin inadına dahada perçinlensin kaleminiz ve yazmaya devam edin... Unutmayın ki hayat bizlere bir kez verilmiş bir armağandır. Onun bunun sözleriyle hayata küsmeniz sizin zayıflığınızı gösterir ki bunu sakın yapmayın....
Sevgilerimle arkadaşım..