- 1525 Okunma
- 23 Yorum
- 0 Beğeni
HACI DEĞİLMİŞ !!! ( Alıntı)
""Fethullah Hoca, bu kadar dindarligina ragmen HACI degildir.
Mekkeye medineye gidemezıı.
Nedenmi? Seriat kanunlarina gore Fethullah hoca SEYH statusune
soyundugundan ve muritleri oldugundan Saudi arabistan sinirlari
icerisinde ele gecirilirse hemmen katledilir.
Cunki;Islamiyetde seriatda ve Kuran da seyhlere ve/veya tarikat
liderlerine yer yoktur.
Ozetle Allah ile kul arasina kimse giremez!!
BUGÜNÜN YOĞUN GÜNDEMİNDE ÖNEMİ DAHA DA ARTTI.
Uyandırın
Korkmayın heryerde konuşun konuyu siz açın
Takside taksiciye konuşun
Apartmanda kapıcıya konuşun
Sakallı gazete bayinize konuşun
Eve gelen gündelikçiye konuşun.
Anlatın eğer Fethullah dindarsa peygamber gibi ise
neden Amerika’da yaşıyor ?
neden Mekke’de Kabe yakınlarında bir malikanede değil de
Amerika’da FBI çiftliğinde.
Söyleyin bu zat değilmiydi 25 yıl o cami senin bu cami
benim salya sümük ağlayarak FAİZ haram diyen ?
sorun kapıcınıza peki BANK ASYA nedir ?
Önce alıştırmanız gerekir.
Görüntüye.
Seslere.
Hareketlere.
Sessizliğe.
Çevrenizde olup bitenlere.
Yavaş yavaş alıştırırsınız.
Alışırlar.
Türbana.
Çarşafa, peçeye.
Taşyapı’ya.
Oğulların gemilerinin olmasına.
Çocukların televizyon kurmasına.
Yakınların yolsuzluklarına.
Sevgililere alınan evlere.
Çokeşliliğe.
Erkeklerin, kadınların ayrı ayrı oturmasına.
Ramazanda öğle yemeği verilmemesine.
Beyaz takkeyle gezenlere.
Hem de öyle alışırsınız ki size çok doğal gelmeye
başlar.
Bizde böyle deyip geçmeye başlarsınız.
’Galiba demokrasi bu da biz mi anlamıyoruz?’ diye
kuşkulanırsınız.
Sonra da uyuşursunuz.
Yavaş yavaş uyuşursunuz.
İçinizden bile tepki duymaz olursunuz.
’En az üç çocuk yapın’ derler, dinler geçersiniz.
’Bizi azaltmaya çalışıyorlar’ derler, gülme duygunuz
bile kaybolmuştur.
’Batı’nın ahlaksızlığını aldık’ derler, öyle dinler
durursunuz.
Uyuşturmuşlardır sizi.
Bir yandan Çanakkale zaferini kutlarsınız.
Öte yandan Çanakkale savaşını yıllar sonra
kaybettiğinizi bile fark etmezsiniz.
Başbakanınız planlarını Amerika’ya açıklar.
Siz burdan dinlersiniz.
Amerika Ankara’yı işgal etmektedir.
Siz İngilizce öğrenmeye çalışırken durumu
göremezsiniz.
***
Alışırsınız ve uyuşursunuz.
Geçmişe dalıp gitmişken,
geleceği kaybetmekte olduğunuzu fark edemezsiniz.
Plan da bunun için yapılmıştır.
Önce alıştırma.
Sonra uyuşturma.
Yüzünüze demokrasi derler, arkanızdan gülerler.
Yüzünüze çokkültürlülük derler, arkanızdan bölerler.
Yüzünüze değişim derler, arkanızdan soyarlar.
Yüzünüze gelişim derler, arkanızdan bakarlar.
Alışırsınız.
Uyuşursunuz.
Tehlikenin farkında mısınız?
Önce Alıştırma - Sonra Uyuşturma...
PROF. DR. ERDAL ATABEK
_____________________________________________________________________________________________________________________________________________
YORUMLAR
http://img518.imageshack.us/img518/3871/atabekeh1.jpg
Bu linkte gördüğünüz yazı, Sayın Erdal ATABEK'in Cumhuriyet Gazetesi'ndeki köşesinde 29.09.2008 tarihinde yer alan yazısıdır.
Eğer Cumhuriyet Gazetesi okuruysanız; o tarihli Cumhuriyet Gazetesi'ni bulun ve bakın. Veya internet sitesinden bularak okuyun.
Ben sağdan soldan duyduklarımla, o bunu demiş, şu şunu demiş yalanlarıyla rivayetleriyle yazı yazmam.
Ben belgelerle konuşurum.
29.09.2008 tarihli Cumhuriyet'i bulun, Sayın ATABEK'in köşesini okuyun, daha sonra yorum yapın.
Olmaz mı?
Şimdi gelelim sorularınıza..
neden ABD yaşamayı seçti?
http://www.gencadam.net/content/view/163/57/
(linkteki yazı bu konuya aittir, eğer gerçekten amacınız bilmek öğrenmekse lütfen okuyun.)
neden Türkiyede veya başka müslüman ülkede değil?
(Bu sorunun cevabı da yukarıdaki linkteki yazıda var)
mürit ne demek?
müritlerin olması günahmı ?
(Mürit, şeyh, tarikat gibi kavramların bu gönüllüler hareketi ile hiç bir ilgisi yoktur. Çünkü ne bu hareket bir tarikattır, ne Fethullah Gülen bir şeyhtir, ne de onu sevemnler birer müriddir)
hangi ülke görüldüğü yerde öldürülmesi fetvası vermiş?
neden?
Hiç bir ülkede böyle bir öldürülme fetvası verilmemiştir. Baştan ayağa yalandır.
kilimci tarafından 10/21/2008 6:28:36 PM zamanında düzenlenmiştir.
http://img518.imageshack.us/img518/3871/atabekeh1.jpg .
Yukarıda verdiğiniz bu linki aradım karşıma hiç bir yerde yayınlandığı belli olmayan bir yazı çokı. Bunu herhangibiri yazıp yayınlıyabilir. Lütfen bakın.
.
Sadece Erdal ATABEK yazar ararsanız benim sayfamda bastığım ve Atiye hanımın burdan aldığı şiiri görürsünüz. Buna ne desiniz. Arayın bakın lütfen.
Benim Erdal ATABEK'ten aldığım alıntı sorular neden sizi bu kadar rahatsız ediyor.Ben okudum ve merak ettim.
Siz resmi evraklarla mı cevap veriyorsunuz ?
Teşekkür ederim.
neden ABD yaşamayı seçti?
neden Türkiyede veya başka müslüman ülkede değil?
mürit ne demek?
müritlerin olması günahmı ?
hangi ülke görüldüğü yerde öldürülmesi fetvası vermiş?
neden?
Fethullah GÜLEN hacıdır. Geçmişte hacı olmadığı, bundan sonra da olamayacağı, çünkü Suudi Arabistan'da ölümü için fetva verildiği falan hepsi yalandır, asparagastır. Üstelik bir kez de değil, bir çok kez hacca gitmiştir. Hac ile ilgili hatıraları "KÜÇÜK DÜNYAM" isimli biyografik eserde ayrıntılı bir şekilde yer almaktadır.
"18.02.1968 tarihinde ilk kez hacca gitti
İzmir Kestanepazarı Kur’an Kursunda hocalık yaparken Diyanet İşleri Başkan Vekili Lütfü Doğan kendisini telefonla arayarak Diyanet Görevlisi olarak hacca gönderileceği söyleyince o sene ilk kez hacca gitti. 1968 Yılı Kurban ve Hac mevsimi Mart ayının 10’unda idi. Fethullah Gülen’in hacca gidişi ile ilgili haber 19 Şubat 1968 tarihli İttihad gazetesinde yer aldı.
Kabe’ye Doğru
Kurban bayramının yaklaşması münasebetiyle bütün İslâm âleminden Hicaz’a Müslümanlar akın akın gitmekte ve Hac farizelerini ifâ için Mekke-i Mükerreme’de toplanmaya başlamış bulunmaktadırlar. Geçen yıllara nazaran Türkiye’den Hicaz’a gidenlerin sayıları bu yıl bir hayli arttığı gibi, hacı namzetlerini uğurlamak için onbinlerce Müslüman yollara dökülmekte ve tekbir sesleri arasında kafileler-otobüslerle mukaddes beldelere hareket etmektedir. Diyanet İşleri Riyaseti ise, Türkiye’den giden hacı namzetlerinin dini feraizi noksansız ifâ etmelerini temin için Hicaz’a temsilciler göndermiştir. Resimde, Diyanet Riyaseti tarafından Hicaz’a gönderilen İzmir Merkez Vaizi Fethullah Gülen Hoca, kendisini uğurlayan İzmirlilerle birlikte görülüyor."
Hocaefendi’nin Diyanet tarafından Hacca vazifeli olarak gönderilmesi İttihad Gazetesi’nde bu şekilde yer almıştı. (İttihad Gazetesi, 19 Şubat 1968)
Erdal ATABEK'in olduğunu söylediğiniz yukardaki o yazının büyük bir kısmı Erdal ATABEK'e ait değildir. Erdal ATABEK bunu Cumhuriyet Gazetesi'ndeki köşesinde bizzat kendisi yalanlamıştır. Yukarıya aldığınız yazının en başından " ÖNCE ALIŞTIRMANIZ GEREKİR.. GÖRÜNTÜYE... SESLERE..." ifadelerine kadar olan kısmı Erdal ATABEK'e ait değildir. Bu cümlelerden sonrası Erdal ATABEK'in yazısıdır.
Erdal ATABEK'in bu yazıyı tekzip açıklamasını aşağıdaki linki açarak görebilirsiniz..
http://img518.imageshack.us/img518/3871/atabekeh1.jpg
Dinimizin yasakladığı tarikat ve cemaatleri ne yazık ki Gülen Türkiye yi basamak kullanarak tüm dünyaya yaydı ve Cemaat imparatorluğu kurarak uzaktan kumandayla bizi de yönetmeğe başladı.Bu bilgiyi bizlerle paylaştığınız için sonsuz sağolun bin kez kaleminize sağlık.Herkes arşivinde tutmalı.
C.BAŞKANI GÜL / FETHULLAH'hocanın İFTAR YEMEĞİNDE
-İFTAR YEMEĞİNE DAİR ....
Bilindiği üzere C.Başkanı GÜL 25.09.2008’de Fethullah GÜLEN’in ABD de düzenlenecek olan ramazan iftar yemeğinde hazır bulunacaktır.
-Nihayetinde ilk kez C.Başkanlığı seviyesinde bu TARİKAT/CEMAAT yemeğinde temsil edilmiş olacağız...
-Her hangi bir Cemaat/TARİKAT yemeğinde bulunabilen T.Cumhuriyeti C.Başkanının ne derece tarafsızlığından söz edeilebilir ? Ya da tarafsızlığına Ulusu ne denli inandırabilir? ..
-TC C.Başkanı demek Ülkenin birinci adamı/ilk temsilcisi demektir.Yani C.Başkanı GÜL dolayısı ile hepimizi ve beni de temsil etmektedir...
-Eeee kendi adıma böyle bir CEMAAT yemeğinde bulunmasını talihsizlik olarak addediyorum..
-Beni temsilen o yemekte bulunma hakkını C.Başkanına asla vermiyorum..
-Gül’böyle bir CEMAAT/TARİKAT yemeğinde ancak ünvan dışı bulunabilir.TC adına bulunması yönetim şeklimiz olan Cumhuriyete uygun değil.
-Mamafii Abd gezisi öyle bir ayarlı ve kombine ki / 25.09.2008’de ki bu iftar yemeği sözde Abd lilerle kaynaşma bir araya gelme yemeği gibi algılatılmak istenmektedir.
-Ben derim ki tüm ABD’lilerin başta Bush olmak üzere/CANI CEHENNEME
-Her şeye rağmen Tarikat/Cemaat yemekleri ve TC C.Başkanı.Ne kadar etik tartışılır..
Günaydın Değerli Ahmet Bektaş Beyefendi, güzel bir gün diliyorum.
"Mevlana gibi gerçek aydınlar yetişmediğinden değil mi."
Peki efendim. Reset etmek kadar kökten olmasa da, önerinizi yeniden gözden geçireceğim. Bilgi birikimi ve burdan çıkarsadıklarımı demek istiyorum..
Alıntıladığım kısımla ilgili ise; Mevlana bence de oldukça uygun bir örnektir diyebiliyorum. Sizce aydın ve aydınlanma, bence sömürge tipi ve nakli doğu işbirlikçi/sömürge tipi aydın ve aydınlığının örneği olarak, zıtlarda uzlaşabileceğimiz örnek olarak kabul ediyorum.
Ortak akıl teziniz maalesef özgün değil efendim. Akıl öncüllü bir toplum değiliz çünkü. Durağanı, göreceli bile olsa tespit eyliyor olmak özgünlük değildir, durum tespitidir. Ondan (akıl ve müşterek illiyet kastediyorum) mikrop varmış gibi, yılarak kaçan bir ulusuz.
Kaldı ki ve ülkede, olan biten bağlamında da bakarsanız ne bir hayret, ne bir şaşma ne de bir tepki göremiyorsak, aklın birleşenlerini birey/ulus olarak sizin deyiminizle toplumsal olarak "reset" etmeliyiz. Belki ve de kimbilir, umalım çalışsın!..
Bunların olmadığı bir yerde, ne kısmi veya külli anlamsallıkta bir ortak akıl, ne onun verili değeri olan düşünce, ne de fikir/ tez/önermeler bütünü diyebileceğim teorik( bakabilen) bilim vardır!
Doğmatik bilgi vardır. Nakli bilgiler ve taklidi bilmekler vardır.
Esenlikler dilerim.
Göktürkmen tarafından 9/9/2008 11:40:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sayın Göktürkmen yazdıklarımı okumadan önce bütün geçmiş birikimleri reset etmenizi öneririm.
Evet reset...
Benim "ortak akıl" tezim özgündür.
Reset etmediğiniz için benim taraf olduğumu sanıyorsunuz.
Ortak akılda her görüşe yer olmalı.
"Arz-ı hürmet ederim efendim, aydınlığınıza saygılar gönderiyorum." Teşekkürler ancak herkes aydın olmalı en azından aydınlanmalı.
Bu toplum aydın denince sinsi sinsi gülümser oldu neden acep.
Mevlana gibi gerçek aydınlar yetişmediğinden değil mi.
Ben akıldan yanayım.
Nakili de akıl değerlendirdiği için son durak akıl diyenlerdenim. Fakat nakili reddetmem en azından aklımla değerlendirmeden.
Saygılar.
BİLGİLENDİRME AMAÇLI KATKI:
Değerli Ahmet Bektaş Beyefendi:
Akıl ve nakil, tahkik ve taklit ve buradan bağlantılı -ortak akıl- şeklinde dizgelemişsiniz önermenizi.. Niye o zaman taklitçi ve nakilci Eşari selefilik ve akli/tahkiki Maturidilik var efendim?
Bu kelime ve kavramları kullanım eyleminde, ortak aklı kastediyorum Sayın Bektaş; neden kimileri maturilik göndermeyle akıl öcüllü iken, kimileri bunu eşari selefilik bağlamında yasağa yakın reddiyelemişlerdir?
Sonra bilgi bağlamında; yönetim, yöneltim ve ayrıştırma şeklinde düşünürsek eğer; neden doğmatik bilgi, bilimsel bilgi anlamında bir ayrıştırmacı (diyalektik) zıtlaştırma yapıyoruz?
Sizin söylemle bunu; tevatür, dayatma,rıza; hak ve batıl olaraktan ve dizgelemek anlamında biçimlendirerek yazabilirim.
Yazıda bahis geçen zat-ı muhterem hocaefendinin eserlerini okumuşluğunuz varsa eğer, akıl, felsefe ve özgür düşünme anlamlandırmasına, pek bir sevdiği "hoşgörü" ile bakmayıp, bu konularda da "diyalog"a yanaşır görünmüyor efendim.
Aksine aklı aşağılıyor, rasyonalite ve realite tercihli bilimcileri ruh hastası şeklinde konumlandırıyor..
Bu yazadıklarımdan sonra; şu dizgeyi öneriyorum. Akıl geri, kalp ileri bir sürüleştirme vardır !
Sürübaşı(ları) ( etnik,dinci/mezhepçi ve liberal üst başlılta mandaterlik yanlıları,STK ve demokratsi,insan hakkı ve kapanma özgürlüğü filan gerekçelerle) emperyalizmin emrine girmiştir.
Ülkenin kurucusu ve ilkelerine karşı, emperyalizmin ve bu tür/türev çeşniliği gösteren işbirlikçilerin amaçlarında örtüşme vardır!
Burada "ortak aklı" önermenizi dizgenin neresine koyabileceğiz diye sorabilir miyim efendim?
Sonra normatiflik anlamında "anormatiflik" (zıtlaştırması gibi anlayınız lütfen) ve nelere değer yükleyeceğiz ki, dedikleriniz olabilsin?
Arz-ı hürmet ederim efendim, aydınlığınıza saygılar gönderiyorum.
Esenlikler.
Göktürkmen tarafından 9/8/2008 9:01:31 PM zamanında düzenlenmiştir.
Alıntı ve yorumunuz,su dolu bir kapta,kısık ateşle ağır ağır ıstılan,su kaynamaya başladığında ,sıçrayıp kurtulmak istediği halde haşlanan kurbağa hikayesini hatırlattı.Suyu hissettirmeden ısıtanlargörevini,şair,yazar,eğitmen,aydın,işadamı her ne varsa ,hangisi uygunsa o maskeyle sürdürüyor.
Öyle ya da böyle,emperyalizm'in kendini uyanık sanan baronları hizmetini kusursuz biçimde sürdürüyor.
Saygı ve selamlarım Necva hanıma...
"Ortak akıl çerçevesinde herkesin ürettiği fikirler topluma arz edilir. Toplum kendine uyanı seçer ve kullanır."
Bundan emin misiniz?
Sakın, adım Ahmet Bektaş demeyin gülmem :)
Göktürkmen
----
Sanırım "ortak akıl" anlaşılmıyor ya da birilerinin ortak akıl söylemi ile karıştırılıyor.
Benim bahsettiğim "ortak akıl "
Özgür düşünce ve ortak akıl
Özgür düşünceye “ortak akıl” ile ulaşılır.
Bilginin kaynağı akıl ve nakil. Nakil bizden öncekilerden bize intikal eden her türlü yazılı ve sözlü bilgi; genetik aktarımı da nakilden sayabiliriz. Akıl, iyiyi kötüden ayırma yeteneği, zekâ ise onun aracı. Akıl, zekâyı kullanarak değerlendirmesini yapar; kâinatı anlamaya çalışır. Nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Ne için geldik? Dünya hayatının maksadı nedir? Fayda ve zarar deveranında olmak nasıl bir aksiyon gerektirir? Gibi sorulara cevap arar durur.
Öte yandan da (kısa da olsa) Dünya hayatını daha yaşanılır hale getirmek veya Cehennem’e çevirmek için fikirler üretir. İnsanlığın faydası için çalışanlar minnetle anılırken, insanlığa zulüm ve sefalet getirenler lanetle anılır!
Ortak akıl insanlığın özgür, barış içinde ve müreffeh yaşaması için nasıl bir fayda sağlar? Herkesin aklı her şeye yetmeyebilir. Bu durumda nakil devreye girer; nakil yoluyla edinilen bilgilerden her ihtiyaca cevap bulunamayabilir. Yani bu bilgilerin güncellenmeye ve yorumlanmaya ihtiyacı vardır. Bu da yine akıl ile olur. Akıl ise herkeste aynı ölçüde bulunmadığından, insanlar hemcinsleriyle akıl alış-verişinde bulunmak zorundadır. Bu alış-veriş her zaman olumlu neticeyi vermez. Çok akıllı olanlar diğerlerini kontrollerine almak ve aşağılamak isteyebilir. Hatta bir kısım insanlar diğerlerini sömürmekle yetinmez köle yapmak (Firavunlar onlara tanrılık iddiasında bulunmuş) isteyebilir.
Bu olumsuzluklar nasıl giderilir? “Ortak akıl”, insanlık için çok büyük faydalar sağlayabilir. Her birey insanlığın yararı için aklını kullanır ve ürettiği bilgiyi diğerlerinin istifadesi için sunar.
Sitemiz “sonsuzus” u örnek verelim.
1. Durum: Fikirler site sahibi veya yöneticileri tarafından üretilir, üyelerin istifadesine sunulur. Yeni fikirler üretilirse yöneticilerce incelenir ve uygun görürse onaylanır.
2. Durum: Fikirler, yöneticiler de dâhil tüm üyeler tarafından üretilir ve herkesin ortak istifadesine sunulur. Yeni fikirlere açıktır ortam. Değerlendirmeler kolektif yapılır.
Birinci durumda üretilen fikirler yöneticilerin aklı ve anlayışı ile sınırlıdır.
İkinci durumda üretilen fikirlerin gelişmesine açıktır ortam. Herkes üretir ve topluca istifade etmek için sunar. Herkes kendine yarayanı alır. Daha zengin bir fikir ortamı oluşabilir. Tabiî ki topluluğun genel kabiliyeti nispetinde.
“Aklın yolu birdir” Ortak havuzda biriken akılların doğruyu bulması daha kolay olabilir. Günümüzde iletişimin de gelişmesiyle bu havuzun dolması ve havuzdan istifade daha kolay olabilir.
Akıl danelerin, efendilerin, şeyhlerin, neredeyse ilahlaştırılan çokbilmişlerin pabucunun dama atılması kaçınılmazdır “ortak akıl” ile.
Hadi! Kolektif, külli “Ortak akıl” havuzu oluşturalım. Akıllarımızı orada toplayalım, gerektiğinde oradan alıp kullanalım ki kimselere akıl için diyet, telif ödemeyelim. Minnet de etmeyelim.
Ahmet Bektaş
***
Alışırsınız ve uyuşursunuz.
Geçmişe dalıp gitmişken,
geleceği kaybetmekte olduğunuzu fark edemezsiniz.
Plan da bunun için yapılmıştır.
Önce alıştırma.
Sonra uyuşturma.
Yüzünüze demokrasi derler, arkanızdan gülerler.
Yüzünüze çokkültürlülük derler, arkanızdan bölerler.
Yüzünüze değişim derler, arkanızdan soyarlar.
Yüzünüze gelişim derler, arkanızdan bakarlar.
Alışırsınız.
Uyuşursunuz.
Tehlikenin farkında mısınız?
Önce Alıştırma - Sonra Uyuşturma...
Bir gün gecikme ile okudum....ama hep ve çok güncel...
Yazarı ve duyarlılığını kutluyorum.
Türkiye'ye en büyük zararı kendi çıkarları uğruna Abd den icazet alıp iktidar olan iktidarlar vermiştir...Çünkü öyle bir sistem getirmiştir ki Amerika kendine biat etmeyenleri boyalı basın yolu ile aşağılayarak cahil halkın gözünde teslimiyete hayır diyenleri kötü duruma, hatta vatan haini durumuna düşürmüşlerdir...Bunun örnekleri çoktur ülkemde
Yaşasın tam Bağımsız Türkiye diyerek bu soygun düzenine karşı çıkanlar buna en güzel örnektir...Böl parçala yönet sistemi uygulayarak cahil halkın beynine dini şırınga ederek bu soygun düzenine çok güzel bir kılıf uydurmuşlardır...Ama bu oyunu bizler biliyoruz ve bilenlerin sayıları da git gide çoğalıyor bir tek engel kalıyor geriye bu oyuna alet olanların uyanamaması hala ve Deniz Feneri yolu ile cennetten hala tapu almayı kafasına koymuş örümcek kafalılar...Yüreğine sağlık bu ülke emperyalistlerin elinden kolay kurtulmadı ve kolay da verilmeyecek emperyalistlerin oyunları bozulacak ve asıl Abd ye biat eden vatan hainlerinin ellerine bu güzel ülkem verilmeyecektir.Güzel paylaşımın için de çok teşekkür ediyorum saygılar Necva...
Bir yandan Çanakkale zaferini kutlarsınız.
Öte yandan Çanakkale savaşını yıllar sonra
kaybettiğinizi bile fark etmezsiniz.
Başbakanınız planlarını Amerika’ya açıklar.
Siz burdan dinlersiniz.
Amerika Ankara’yı işgal etmektedir.
Siz İngilizce öğrenmeye çalışırken durumu
göremezsiniz.
***
Amerikanın işgali süttozlarıyla başlamıştır ve artarak devam etmektedir. Ülkemiz onların bir numaralı dükkanı, pardon Marketi ve askeri gücüdür. Onlar üretecek bizler canlarımızla tüketeceğiz. ve okullar, hastaneler, Amerikancı yandaşlarla doldurulacak, teknolojiyle donatılacak, alınan borçlarla ödenecek, fındık zade fındığını hatta tarlasını yakacak. zeytinliklerin yerlerinde yeller esecek, Manisalı üzüm bağlarını bozacak, köylülük çoktaan bitirilmiş., şehirler öldürülmek üzere. Oy oy gecekondularıyla, kanser toprağımdan başlatılıyor. teknolojik aletler ise sadece varlıklılara bakıyor. yine okullarda sadece okuyanlar okuyor. Amerika Fethullahları boşa besleyip büyütmüyor ülkesinde.
Çok güzeldi... Beğeniyle okudum gerçekleri dile getiren dizeleri. Kaleme alanı, burada paylaşan yüreği,
Yürekten kutlar, salamlar, saygılar sunarım.
Yazının tamamı hakkında değil ama hacca gidiş kısmı ile ilgili yourm yapacağım. Suudi arabistan vahabi dir. Bizim sunni inancımıza aykırı gelebilecek yada uyusmayacak bir cok uygulamaları vardır. Evet, şurası bir gerçek ki sufizmi yada tasavvufu red ederler. Hatta şirk sayarlar. Mevlana'yı hiç sevmezler. Ancak toplumda şeyh diye bilinen insanların hacca gitmelerine izin vermedikleri konusu biraz muamma sanırım. Türkiye den bir çok adı sanı duyulmuş bilinen şeyhler tarikat liderleri de hacca gitmişlerdir. Bu kadar detaya ineceklerini tahmin etmiyorum.
"Hazmedemiyorsanız bazı şeyleri
gidin yaşamak istediğiniz ülkede yaşayın. "
Bu sözü çok duyuyorum. Kolaycı bir yaklaşım. Yani iş bu kadar kolay değil.
---
Şimdi esas konuya döneyim. Ortak akıl çerçevesinde herkesin ürettiği fikirler topluma arz edilir. Toplum kendine uyanı seçer ve kullanır.
Bazen toplumun çoğunluğu yanlış yolda olabilir veya öyle zannedilebilir.
Önerim şudur genellemeden olayları tartışmak.
Yani yanlışları ortaya cesaretle koymak.
Doğruyu da göstermek.
"Uyandırın
Korkmayın heryerde konuşun konuyu siz açın
Takside taksiciye konuşun
Apartmanda kapıcıya konuşun
Sakallı gazete bayinize konuşun
Eve gelen gündelikçiye konuşun."
Ben de eklemek isterim o halde neden etkilemiyor bu uyandırmalar toplumu?
Bir yerlerde yanlış yapılıyor demek ki.
Yani toplumun hassas olduğu konular ihmal ediliyor.
Bu yüzden toplumun hassas olduğu konularda daha duyarlı görünenler malı götürüyor.
---
Sanırım Word sayfasından ekleme yapmışsınız ve görüntü bozuk... Tekrar deneyip sayfa düzeni seçeneğine alarak sayfaya eklerseniz daha iyi olur gibi geliyor...
Cesaret budur... Kutlarım Sn. Necva KIYAK
Az önce Sn. Atiye Danış hanımefendinin yazısına yazdıklarım bu sayfa için de geçerlidir...
Hiç merak etmeyin...
Az kaldı...
Aydınlığa gidecek yolu... ucunun kendilerine dokunacağını düşünmeden HIRS yüzünden kendileri ateşlemişlerdir...
Bu sefer Şeytan değil !
Kendi HIRSLARI kendi ayaklarını birbirine dolamışlardır.
Ülkesini seven insanların kendini gösterme zamanı gelmiştir
Çok yakın bir zamanda, bu ülkede üstü örtülmeye çalışılan tüm pislikler sayfalar dolusu olarak ortaya dökülecektir...
İLAHİ ADALET ELBET TECELLİ EDECEKTİR...
RABBİME ŞÜKÜRLER OLSUN...
SAYGILARLA
Yazının içeriğine tümden, "tam"a, oradan da "bütün"e olarak katılıyorum.
Tam, bütün ve tüm farkını içerik ve derece farkıyla bilen arkadaşlara yazdım.
Eleştiri, polemik ve de katkı yapacaklara duyurulur.
Teşekkürler Prof. Dr. Atabek..
Teşekkürler yazıyı buraya alıntılayan: Çok değerli site arkadaşım, Necva Kıyak hanımefendi..
Göktürkmen tarafından 9/8/2008 12:15:07 AM zamanında düzenlenmiştir.
NOT :Bu yazının herkeS tarafından okunması gerektiğine inanıyorum. Çünkü
yandaş medyanın yazdıklarını sadece beyninde şekillendiren ve onun
dışındaki bilgileri beynine almak istemeyipte bu grupta ahkam kesenlerin
bir kez daha oturup düşünmesi gerektiğine inanıyorum. gittiğiniz yol kusura
bakmayın ama yol değil. Sonuna yaklaştınız bizden olmayanlara nasıl çamur
atıpta şekillendirelim derdine düştünüz. Hazmedemiyorsanız bazı şeyleri
gidin yaşamak istediğiniz ülkede yaşayın. Güzel memleketimi pisiliğin
içine çekmeyin. Biz daha ölmedik merak etmeyin""
NOT :Bu yazının herkeS tarafından okunması gerektiğine inanıyorum. Çünkü
yandaş medyanın yazdıklarını sadece beyninde şekillendiren ve onun
dışındaki bilgileri beynine almak istemeyipte bu grupta ahkam kesenlerin
bir kez daha oturup düşünmesi gerektiğine inanıyorum. gittiğiniz yol kusura
bakmayın ama yol değil. Sonuna yaklaştınız bizden olmayanlara nasıl çamur
atıpta şekillendirelim derdine düştünüz. Hazmedemiyorsanız bazı şeyleri
gidin yaşamak istediğiniz ülkede yaşayın. Güzel memleketimi pisiliğin
içine çekmeyin. Biz daha ölmedik merak etmeyin""