- 1138 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
BİRAZ ARABIN İNTİKAMI, BİRAZ HAMİT, İLAHİSİ BİLE VAR...
’Arabın İntikamı’ bir de ’ Hamit’ deyince son günlerde sıkça adından bahsedilen II. Abdülhamit’le ilgili bir yazı sanabilirsiniz ama değil. Konu çok farklı
2009 Yılında İngilizlerin ünlü gazetesi " The Guardian, "Hamlet Türkiye’de feminist oldu" başlığı ile yayımladığı haberde "Hamlet’in küçük bir okul sahnesinde, kendinden geçmiş seyircilerin önünde, ve en olmayacak yerde oynandığını görmek insanı derinden etkiliyor" diye yazdı.
Bu gerçekten de ilginçti. Çünkü William Shakespearenin Hamlet adlı oyunu 2009 Yılında Mersin’in Aslanköy Beldesi kadınları tarafından kurulmuş olan yedi kişilik Aslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu tarafından ’ Hamit ’ Adı ile sahneye konmuş, aslı çok uzun olan bu eserin üç bölümü sergilenmişti.
Gazetenin de belirttiği gibi oyun küçük bir okul sahnesinde sergileniyordu. Topluluğun kurucularından Ümmiye Koçak kostüm sıkıntısına da yaratıcı çözümler bulduklarını, "Kraliçeye basmadan yapılmış elbise giydirdik. Diğer karakterler ise şalvar ve şapka giyiyor. Kullanılan taçları kartondan, kafataslarını kabaktan yaptık." Diye ifade ediyordu. Ancak dünyadaki en ilginç örneği olmakla beraber William Shakespeare ve eserlerinin biz Türklerden çektiklerinin ilk örneği değildi bu olay.
Shakespeare’in tiyatro yapıtlarının Osmanlı’daki ilk çevirmeni Kütahyalı Hasan Bedrettin Paşa ile arkadaşı Manastırlı Mehmet Rıfat olmuş. 1870’lerde bu ikili (İngilizce bilmedikleri için) Othello’yu Fransızcadan çevirmişler.
Ardından üstadın yapıtlarını Osmanlıcaya tercüme etmek bir ’riyaziyeci’nin aklına gelmiş. Eğitimci, matematikçi Mehmet Nâdir Bey Hamlet’ten üç bölüm seçip çevirmiş.
Yine bu sıralarda başka bir Osmanlı aydını Örikağasızade Hasan Sırrı Bey , Venedik Taciri ile Sehv-i Mudhik (Yanlışlıklar Komedisi) çevirilerini yapmaktaymış. 1884 ve 1887’de ikisi de yayımlanmış.
Verona’nın İki Asilzadeleri 1886 yılında II. Meşrutiyet yıllarında kaymakamlık yapmış olan Mihran Boyacıyan tarafından çevrilip Civelekyan Matbaasında basılmış. Boyacıyan aynı yıl Romeo ve Juliyet’i de çevirmiş.
Çeviriler yapılmış ama sahneler pek hareketli değil henüz. Bazı Shakespeare yapıtları Rum ya da Ermeni toplulukları tarafından sahnelenmiş. Örneğin 1842’de Konkordiya tiyatrosuna gelen Rum sanatçılar Romeo ve Juliette’i, Othello’yu, Hamlet’i oynamışlar.Bu oyunlar, Gedikpaşa Tiyatrosunun ilk döneminde de temsil edilmiş.
1914 yılında İstanbul’da Darülbedayi’nin, yani modern anlamda ilk tiyatro ve konservatuvar yapısının oluşmasıyla ’resmi’ tiyatro yaşamı başlar. 1912 yılında Muhsin Ertuğrul bir Hamlet yapmıştır bile. Çevirisi, başrol oyunculuğu, yönetimi kendine ait bir Hamlet’tir bu.
Anadolu ise Othello’yu çok beğenmiştir. Darülbedayinin ilk öğrencilerinden biri, Kâmil Rıza, öteki adıyla Othello Kâmil, yıllar boyunca gezici kumpanyasıyla Anadolu’yu dolaşıp Othello oynar. Kâmil’in yorumuyla sahnelenen oyunun adı ’ Arabın İntikamı’dır.
Yani 2009 yılında Hamlet ’Hamit’ olmadan çok daha önce 1930 lu yıllarda Othello, ’Arabın İntikamı’ olmuş ve baş rol oyuncusu da ’ Othello Kamil ’ adıyla ün yapmıştır.
Bir çadır tiyatrosunda neredeyse tüm Türkiye’yi dolaşıp Othello’yu ’Arabın İntikamı’ adıyla oynayan Kamil Rıza ( Othello Kamil )daha sonra ekonomik sıkıntılar çekmeye başladı.Sağlığı içki, sigara ve madde düşkünlüğü neticesinde bozuldu. Tüm bunlara Reyno hastalığı da eklenince iki bacağını da kestirmek zorunda kaldı. Uzuvlarını kaybettikten sonra Şehir Tiyatroları’ndan aldığı aylıkla geçinen Kamil Rıza Bey, bir gazinonun kışlık salonunda yaşamaktaydı. Genç bir gazeteci olan İlhan Tarus Kadıköy’de bir eve geçip son günlerini daha rahat geçirmesine yardımcı oldu. Kimi kaynaklara göre 1934 yılında İlhan Tarus’un onun için yazdığı son oyunu sahnelemek üzereyken öldü; kimi kaynaklara göre ise son oyununu oynadıktan sonra orkestra boşluğuna atlayarak yaşamına son verdi.
1920’lerden günümüze Shakespeare’in tüm oyunları Türkçeleştirildi. Çevirmenler arasında Halide Edip Adıvar, Sabahattin Eyuboğlu, Ülkü Tamer, Can Yücel, Mina Urgan, Berna Moran gibi edebiyatımızın ünlü isimleri de var. Tüm soneleri ise Talat Sait Halman çevirisiyle Türkçeye kazandırıldı. Üstadın (Venus and Adonis, Rape of Lucrece gibi) manzum öyküleri ise onları çevirecek kahramanları bekliyor.
Shakespeare’in bu topraklar üstündeki maceralarından bazıları oldukça ilgi çekici:
*1960’ların başında İstanbul’da Küçük Sahne’de Othello sahnelenir. Iago’yu oynayan Genco Erkal seyircilerin arasından geçerken "Allah belanı versin!" diye bağıranlar olur.
*Türkiye ve hatta dünya sahnelerinde boy gösteren az sayıdaki kadın Hamlet’lerin başında Ayla Algan gelir. 1962 ile 1965 yılları arasında İstanbul Şehir Tiyatrolarında Muhsin Ertuğrul’un rejisiyle sahnelenen Hamlet’te hem Hamlet’i hem de Ophelia’yı oynadı.
*1976 yılında Metin Erksan bir Shakespeare uyarlamasını beyaz perdeye taşır. Fatma Girik’in baş rolünü oynadığı bir Hamlet filmidir "Kadın Hamlet ya da İntikam Meleği". Şatoda değil çiftlikte geçer. Film hakkında Variety dergisinde çıkan yazıda "Kadın Hamlet, 1977 Uluslararası Moskova Film Festivalinin ve 1978 Uluslararası Los Angeles Film Festivalinin en güzel, en orijinal, en sıra dışı, en eşsiz, en anlamlı, en beğenilen tek filmi" diye yazar Lester Cole.
*Müşfik Kenter 1985-86 tiyatro sezonunda Kenter Tiyatrosunda Talat S. Halman’ın kaleme aldığı "Türk Shakespeare" adlı metni sahnede tek başına canlandırdı. "Kahramanlar ve Soytarılar" adıyla sahnelenen oyunda Müşfik Kenter hem sonelerden hem oyunlardan sahneleri hem de Türkiye’de sahnelenen Shakespeare oyunlarından anekdotları seyircilere aktarıyordu.
*Işıl Kasapoğlu’nun 1994 yılında Trabzon Devlet Tiyatrosu’nda sahnelediği Venedik Taciri’nde ünlü Yahudi tefeci Shylock’u bir kadın oyuncu canlandırıyordu.
*Hamlet metni hiç kesilmeden sahnelenince altı-yedi saat sürüyor. Türkiye’de bu iş bir kez yapıldı. Işıl Kasapoğlu’nun rejisiyle 1998 yılında İzmit Şehir Tiyatrolarında. Hamlet’i Tardu Flordun oynuyordu.
*2000 Yılı Sinan Çetin’in yönetmenliğini, Kadir İnanır ve Pelin Batu’nun baş rollerini oynadığı Komiser Şekspir Filminde ise William Shakespeare’in sadece adı geçiyor ve filmin bir sahnesinde karakolun önünde büstünün açılışı yapılıyordu ama filmin Shakespeare ve eserleriyle başka bir ilgisi yoktu.
2002 yılında Mustafa Demirci çıkardığı "Ahuzar" adlı ilahi kasetinde Shakespeare’in bir sonesini "Vazgeçtim" adıyla ilahi olarak seslendirdi.
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kız oğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’e,
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız koymak var, o koyuyor adama.
*Hamlet’i Türkiye sahnelerinde tek başına oynayan aktör ise Bülent Emin Yarar oldu. 2013’de İstanbul Devlet Tiyatrosu prodüksiyonu olarak sahnelenen oyunda aktör Hamlet, Hayalet, Kral, Kraliçe, Polonius, Ophelia, Oyuncu, Lucianus, Laertes, Mezarcı rollerini tek başına canlandırdı.
RESİM: Aslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğundan Hamlet...
YORUMLAR
sami biberoğulları
Yüzün hep gülsün inşallah
Selam ve sevgilerimle.
Kenan Işık ne güzel okur bu sone'yi.Yanılmıyorsam 66. sonedir ki Mümtaz Sevinç'in sesinden de aynı tadı bulabilir insan.
tiyatro candır.
Filiz Şahin. tarafından 2/15/2017 11:14:27 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Ben gitmesem de bir kaç edebiyat öğretmeni arkadaşım '' Godot'u Beklerken'' Adlı oyuna gitmişler. Yorumları: '' Hiç bi b.k anlamadık )))))))
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle
Yahu ağabey tamam, amenna, insan sosyal olur da bu kadar mı olur?
Senin bu araştırma-karıştırma yönün çok güzel ama, nereden de aklına gelir bir oyunun araştırılması ve yazıya dökülmesi???
Vallaha pes!
Ama demek ki işte böyle olmak lazım ki insan sevilsin ve beğeni ile okunsun.
Aklıma gelmedi dersem yalan olur. Bunları ne diye yazıyor Sami ağabey???
Ama okumaya başlayınca da insan bırakamıyor yahu.
Ellerine sağlık.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Boş adam ne yapar?
Benim gibi takılır nete ya da çeşitli kitaplara, gazetelere. Takılınca da konu kendiliğinden gelir ayağına. Eh serde biraz da yazarlık varsa yazar işte böyle.
Selam ve sevgilerimle.