HER ŞEYİ SEVMEK!
Şubat ayını çok seviyorum.
Çünkü az.
Az günü var.
Ondaki önceki ve sonraki aylar otuz bir gün.
Gariban.
Kimsesiz.
Kimsesi yok gibi geliyor bana.
Şubat’ı severek yalnızlığını dağıtıyorum.
Şubat’ın yanında yer alarak dostluğunu kazanıyorum.
Şubat’a kollarımı açarak onunla arkadaş oluyorum.
Bir ay ile yakın olmayı,
bir ay ile yakın yaşamayı seviyorum.
Bahar’ı özledim bu arada.
İsmi bahar olan mevsimi özledim.
Yanlış anlaşılmasın.
Yanlışa düşmeyelim sebep yokken.
Gerek yokken adımız çıkmasın.
Aslında ben Sonbahar’ı da seviyorum.
Sarı rengini seviyorum galiba.
Yaprakların sırayla düşmelerini
ve onlar yere düşerken tabiatı temaşa etmeyi seviyorum.
İngilizce için kendimi yırtıyorum bu aralar.
İnat ettim.
Baya geç oldu YDS’den 70 puan almak.
Ancak yakın bir zamanda bunu başaracağım.
Fakat bu işin, bu dilin, bu yabancı dilin üstüsünden geleceğim.
Ama bir hedefime daha kavuşacağım zor olsa da.
Başarmak için de gece-gündüz çabalıyorum.
İngilizceyle haşır neşirim desem yeridir.
İngilizceyle kafayı hope* ediyorum desem inanın.
İngilizce’yi kelime kelime seviyorum.
Arkadaş, ben ne çok şey seviyormuşum.
Önüme ne çıksa sevgiyle sarılıyorum sanırım.
Ve en çok da kendimi seviyorum.
O yüzden kendimle barışığım.
O yüzden birçok depremde, birçok sarsıntıda sağ kalanım.
O yüzden birçok selde, birçok okyanusta boğulmayanım.
O yüzden her sıkıntıda yere düşmeyenim.
O yüzden her ayrılıkta kendine hemen gelenim.
Ve o yüzden her zaman,
alnım ak ve başım dik yürüyorum insanlar arasında.
En çok şiiri seviyorum ne dersem diyeyim
ve ne yazarsam yazayım.
*: Umut.
MESELCİ
14.02.2017, Kızıltepe