- 511 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
İLKYAZIN SESİ
İLKYAZIN SESİ
Nurşen KAYGISIZ
Şubat ortalarına yaklaştık.
Şubat, bir ayağı kışta; bir ayağı baharda olan bir ay.
Baharı müjdeleyecek çok yakında kırlarda açacak laleler, sümbüller nergisler, nesrinler… Ve adını bilmediğimiz nice çiçek. Papatyalar mı, onlar üç beş günlük yağmur sonrası açan güneşle birlikte çoktan gülümseyen yüzleriyle yerlerini aldılar bağ, bahçe ve tarla kenarlarında.
Umut etmek, umutvar olmak her zaman için insanı “güzele, iyiye ve doğruya” daha yakın hissettirir. Bundandır belki yeniden doğuşun başlangıcı olan şubatı sevmem.
Bahar ardından yaz ve güz.
Kimin yaşamına ne güzellikler getirir, kimin yaşamından neleri götürür bilinmez elbet.
“çağlaya durduğunda badem
İlk çiçeklendiğinde erikler”
Yahut
“Unutmuşken kışlıklar naftalin kokularını
Yine buluştular
Önce erik ağaçları
Ardından kiraz
Çiçeğe durdular”
Derken şair
“Çukurova bayramlığın giyerken
Çıplaklığın üzerinden soyarken
Şubat ayı kış yelini kovarken
Cennet dense sana yakışır dağlar”
Diyen Karacaoğlan’a kulak verirken nedir insana yakışan? Bir erik ağacı olmak belki, apak çiçeklenmiş
Belki de bir kiraz
Bir demet mor menekşe…
Yılda bir kez bile olsa insan doğaya özenmeli. Arınmalı eskilerinden. Kirinden, pasından, bencilliğinden, kötü düşüncelerinden.
Kötümserlikten, yakmaktan, yıkmaktan, yok etmekten, israftan, savrulmalardan arınmalı.
Giymeli en güzel elbiselerini bir ağaç olmalı, bir bulut, bir dalga. Birbiri için yağmalı, coşmalı yahut üretmeli.
Çok zor değil aslında.
Bir parça sevgi.
Bir parça sevgi bakışlarımızı da baktıklarımızı da güzelleştirecektir. Bir parça anlayış, dostlukları arkadaşlıkları daha güçlü kılacaktır.
Bir parça iyilik bir parça güzellik ve çokça umut.
İlkyazın sesiyle geliyor şubat. Yakında cemreler de düşecek. Havaya, suya, toprağa.
Sevgi, dostluk ve umutla.
13/02/2017 KÜÇÜK MENDERES GAZETESİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.