Yağmur yağıyor burda,bir sokak başının nöbetini tutan ayaklarım öylesine sessiz adımlıyor ki ıslak kaldırımları yine. Kalbime dokunuyorum ellerimle ve sadece senin duyabileceğin birkaç kelime dökülüyor dilimden sessize’ ’ah diyorum neredesin günden güne eksilen yanım’’
Öncemi dolduran gün ışığımdın şimdiye dolan karanlığım her gün
doğan güne şükrümsün de batan güne düşen ayrılığım de bana ne olur? Hangi vakte düşer ki yokluk avuçladığım vuslatım? Biliyorum öğrettin bana her şeyi giderken ‘
aşk ’bazen acı ile tanışmanın en sade yolu işte. Bazen onca kalabalığın içinde bile yüreğine saplanmış bir ok gibi taşıdığın o onulmaz yaranın sarılmaz adı sevdiğim.
Oysa soluma dolan bir adın vardı. Ben hep seni özlediğimde dinlerdim
hüzün türkülerini ve en çok sana haykırmak istediğimde yazardım içimdeki
aşk kokan
sevda şiirlerimi. Neden boğazıma düğümledin ki içime sığdıramadığım senli öykülerimi? Neden apansız bir kara kilit ile üzerime sür
güledin ki
gönül kapılarımı? Ve neden yetim düşlerimi sensiz koydun ki şimdi?
Ah! Benim gün geçtikçe eksilen yanım ,Ben seni görmek için bakmıyorum ki gökyüzüne ben seni hissetmek için dokunuyorum ellerimle solumun tam üstüne ve ezberime aldığım her şeyimi sildim inan. Ömürlük
gönül hapsime müebbet bir
aşk cezası kestim kendi ellerimle.
Sen ki kime gidersen git. Boynuna asılı kalmış bir vebal ile; ısıtamayacağın bir yüreğin olacak
sevgili, kirlettiğin
yağmurların üzerine basa basa git. Adresini şaşmış şiirlerinin kimsesiz gölgesinde öylesine nefesini tüketerek git. Kirlenmiş avuç içlerinden silinmiş adımın kokusunu unutarak git. Tenine dokunmuş bir yabancı izinin peşi sıra git.
Git işte!
Belki de o
yalanır kalbin.Kimbilir belki de bir sızı dolar ansızın içine de içinden tekrar eder durursun sende. Sadece beni sevdi dersin, benim için tüm ezberini bir kalemde sildi dersin, var kalabilseydim eğer; bütün bildiklerini unutur yine adım geçtiğinde hiç tereddüt etmeden göz pınarlarını kuruturdu (dersin) yani sende benim gibi elinle bastıkça yüreğinin üstüne önce gözlerini öldürürsün
Şimdi (noktlarımın )üstüne düşüyor adın bilirdin varlığın sonsuz (vir
gülleri)yazdırırdı kalemime.Dokunmaya korkuyorum bu ara
hüzün yanığı şiirlerimi nefeslemeye.Yazdığım her tümce üzerime devriliyor siliyorum
beyaz sayfaları da yeniden başa dönüyor harflerim. Nokta diyorum her defasında andığım kadar yanıyorum ve öyle derin susuyorum ki sana; sırtı dönük geziyorum unuttuğum (Aşk’a)
Evet!
Yalnızım /kimsesizim/ve bilmediğin kadar yoksulum/yoksunum…
Ve her şeyden ötesi! Öylesine suskunum ki
Vakti’ ’
zamanı var’ ’BEN BEKLİYORUM….
Nokta/Noktam…
12.02.2017
(Gündönümü PAZAR)