- 704 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
bu keder yeterli
olmayacak şeyleri artık bilebiliyorum. çünkü aklımın ucundan geçen hiçbir şey ne de olsa olmuyor Palyâ. bunu, buna bağlıyorum. yaşaman gerekeni yaşıyorsun. ne de olsa ipler senin elinde-değil-. unutma; hayat hiçbir zaman senin zihnine göre hareket etmez. hayatın eder. zihnindeki hayâtı beyaz bir perdede yansıtır oynarsın her gece. zihnin seni kontrol etmeye çalışır ve çabala, buna izin verme. bu akan kanına iyi gelmeyecek. kadere göre veyahut aptal inanç sistemi olan tesadüflere göre yaşıyorsun. bunun tedâvisi yok. bu sel felâketinde payına düşeni kapmışsın. -bu saatten sonra da yapacak bir şey yok. ölüyorsun, kıdım kıdım.- tabii ki hayâl kırıklığı Palyâ, ne gerek var söylemene? aynı suda yüzüyoruz. aynı şekilde de boğuluruz bundan şüphem yok. şüphem şu insanoğlu Palyâ. çabalamayarak kazananlar, şansmış,-hassiktir!- şanslı doğanlar derler bir de. her neyse. ilimi ve bilimi biraz daha açmak ve biraz daha ilerletmek gerekiyor biliyor musun? hani bir söz vardır; bilmem kim demiş, "dünyadasın, bunun tedavisi yok." diye. ulan dünya zaten ayrı bir cehennem eyvallah da, bilimi geliştirip şu insanoğluna çâre bulmak lazım. ne tuhaf şeyleriz biz Palyâ. nasıl sınanıyoruz aklım inan almıyor biliyor musun?
damarlarımda akan şarabı gördün mü? yüzümün tam ortasında, ben görüyorum. sesin beynimi iğneliyor liğme liğme. bir şişenin en dibinde buluyorum kendimi. en ücrâ köşesinde, kimsenin varamadığı bir yerde nasıl oluyor da sesin kulağıma ilişiyor. o an sevişiyorum terbiyesizce. insanoğlu garip bir hayvan. iki ayaklı hokkabaz. ilimi bilimi bir kenara at şimdi. şimdilik. gezdiğim kaldırım taşlarında aradım lanet kokunu. bir o kadar seviyorken bir o kadar da kızıyorum sana. kendime yenilmekten bıktım usandım. nerede bu gökte doğup yükselen ay? her gece yatağımı boşa aydınlatıyor olamaz Palyâ. bir sebebi olmalı bunun. hangisi tehlikeli? uçurumun kenarında olmak mı? yatağımın kenarında oturup şarap yudumlamak mı? geceleri kuş çiziyorum gökyüzüne yalnızlıktan. hasret bir şey şu yokluğun. avuçiçin desen.. sen de; de sen. ben diyemiyorum. önce Tanrıdan izin almalıyım sana dokunabilmek için. sonra gökyüzüne çizdiğim kuşlara binip gideriz mutluluk ülkesine. ben aslında biliyorum orayı, kuşlar bahane. sen beni sevemedin, o yüzden kuşlara takıldı aklın. ben seni sevdim, o yüzden biliyorum o ülkeyi. o ülke kimi seversen onun şah damarındaki kokudadır Palyâ. sen beni sevemedin, bilmiyorsun. kuşları öldür bu gece. benim mutluluk ülkem yanımda. eğer sen de bir gün seversen ben senin için öldüreceğim o kuşları. şah damarımda bulursan o kokuyu, kanım sana şaraptır. kuşları düşünmeden katledebilirim. sen beni seversen. gökyüzünü göğsüne yerleştirebilirim. sen beni seversen. insanlığı yeniden yaratmaya hazırlanabilirim. sen beni seversen. yanlış olmaz bu gezegende. sen beni seversen. sen beni seversen Palyâ, dile gelir yer, gök. ejderhaların soyu tükenmez, dinazorlara binip gideriz mutluluk ülkesine.
sen beni seversen,
birlikte Tanrı’yı kıskandırabiliriz Palyâ.
Sen beni sev.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.