JALE DEMİRDÖĞEN'E / BİZ SORDUK.
Bir değişiklik olsun dedik. Farklılık olsun diye ’Biz Sorduk’ isimli bir köşe açmaya karar verdim. : ) Biz sorduk Jale Demirdöğen cevapladı... Keyifli okumalar...
SORU) Öncelikle "Jale Demirdöğen" ismi ile özdeşleşen "Kyrie" yaşantınızda ne gibi anlamlar ifade ediyor, ikinci bir rumuz (mahlas) kullansaydınız ismi ne olurdu?
CEVAP) Okurlarım Mozart’ın sanatına ve kimliğine olan ilgimi bilir. "Kyrie" onun bir bestesinin adı ve kendime mahlas olarak seçmemin tek nedeni bu. Başka bir mahlas seçmek isteseydim yine müzikten yola çıkarak bulduğum bir isim olurdu.
SORU) Jale Demirdöğen ismi denince aklıma ilk gelen iki şey "kan ağacı" ve "deprem" adlı şiiri... Eğer bir okur olsaydınız "Jale Demirdöğen" deyince aklınıza gelen iki şey ne olurdu?
CEVAP) İnsanın kendi sanatına ve kimliğine dışarıdan bakması biraz zor ama bir Jale Demirdöğen okuru olsaydım aklıma gelecek ilk şey müzik olurdu, onun yaratılarının olmazsa olmazının müzik olduğunu bildiğim için belki de... Şimdiki romanında öyküsünün ardına bizim için hangi besteleri yerleştirdi acaba diye merak ederdim sanırım:)
SORU) Sorular enteresan yerlerden başladı : ) madem öyle "en enteresan" diyebildiğiniz bir şiiriniz var mı? Veya öyle gördüğünüz?
CEVAP) "Yol" adlı şiirimi bir meyhanenin tuvaletinde duvarda nereye gideceğini bilmeyen bir böceği izleyerek yazmıştım, şiir değilse de yazılış şekli enteresandı benim için. Korkmamıştım o böcekten :)
SORU) Günümüz Şairlerinden beğenerek takip ettiğiniz üç isim?
CEVAP) Emre Kalcı, Birhan Keskin, Dilek Akın.
SORU) İzmir’in havasından mı suyundan mı gerek son dönemlerde gerekse edebiyat tarihi boyunca güçlü şairler ve genç kalemler çıktı ve çıkıyor da sizce bunun sebebi nedir?
CEVAP) İzmirli, telaşı az, rahat ve sakindir. Çevreyi, doğayı, ruhu ve hayatı algılamadaki derinliği bu sebepten olabilir, telaştan muaf tutulmuş algı daha çabuk yakalar. Coğrafi olarak bu kentin suya üç beş adımda ulaşabiliyor olması da benim kişisel sebeplerimden biri. Bilimsel değil sezgisel fikrim budur bu konuda.
SORU) Şiire başlamak aynı zamanda bir dönüm noktasıdır. Şiir yazmanızdaki bu dönüm noktası nedir?
CEVAP) İnsan kendini hep daha iyi ifade edebilme yolları arar. Romandan önce şiir benim özgür ifade yöntemlerimden biriydi. Sonra buna roman ve kurgu aşkı eklendi. Yine de ilk sebep kelimeleri sevdiğimi fark edişimdir herhalde.
SORU) Sizce Şiir; amaç mı yoksa araç mı?
CEVAP) Amaç olmalı ki araca dönüşsün zaman içinde... Vaktiyle amaç olmamış bir şeyin araca dönüşmesi zor.
SORU) Şiirde İmge ve Metafor kavramları sizde ne gibi anlamlar ifade ediyor kısaca tanımlar mısınız?
CEVAP) Sözcük karşılıkları sözlüklerde mevcut, bunları herkes bilir ya da bulur. Bu iki kavramın yazan kişide nasıl bir kimliğe büründüğü mühim. Herkesin imge dünyası kendinden menkuldür. Kelimeye kendinden ne katacak, yani üslubuyla ne yükleyecek ona... İmza, bu iki kavramın işleniş biçimiyle doğar. Herkes kendine has olanı yaratmak zorunda bunlarla. Şiir gibi kişisel ve naif bir alanın prototip tariflere yüz vermediğini biliyorum.
SORU) "Kusursuz Veda" adlı kitabınızı çıkarttığınızda ne gibi tepkiler aldınız?
CEVAP) Valla hiç kötü bir tepki almadım ;) ilk romanımdı ve romancılığımda bugün geldiğim noktayla ilk nokta arasında kat ettiğim yolu göstermesi açısından benim için mühim bir yerde durur hala. Bugün olsa onu yine yazardım ama bir parça daha kısa cümle kurardım sanki. Yıllar içinde dilimin sadeleştiğini o romana göz atınca fark ediyorum hep. Teknik olarak böyleyken kusursuz veda konu ve işleniş olarak okurlarım tarafından hep taktir edilmiş bir ilk romandır. Yüzümü hep gülümsetmiştir.
SORU) Hayatımın şiiri diye nitelendirdiğiniz bir şiiriniz var mı?
CEVAP) Hayır, yaşamaya devam ettiğim sürece yazacağıma göre, öyle iddialı bir cümle kuramam. Kimbilir belki bir gün yazarım onu.
SORU) Kitaplarınızın ismi ve detaylar çok ilgi çekici bunun okur kitlenizi arttırdığını düşünüyor musunuz?
CEVAP) Detaylar tabii ki fark edildikçe okuru size bağlar ve kitlenizi artırır ama bir romanı büyük kılan asıl olgu yıllar sonra yeniden okunduğunda kendinden bir şey kaybetmemesi ve o günkü zamanın dışında hissedilmemesidir. İsimler detaylar sadece süs...
SORU) Şiir yazarken belirli bir ortam veya bir nesnenin tılsımına inananlardan mısınız? Neden?
CEVAP) O tip ritüellerim var, evet ama nedenini açıklamak oldukça zor. Woolf kitaplarını ayakta yazarmış mesela. Nedenini açıklayabildi mi bilmiyorum. Çok kişisel bir alan bu. Ben disiplini önemsediğim için çalışma masamda az ışık ve yüksek sesli klasik müzik eşliğinde rahat hissediyorum kendimi. Böyle bir ortam sunulmasaydı bir kamyonun kasasında devrile büküle giderken de yazabilirdim, o başka. Seçebildiğim sürece, kendi ortamımı yaratmaya çalışırım.
SORU) Bir hayranınız olsaydınız ilk başta hangi kitabınızı özümsemek isterdiniz? Neden?
CEVAP) En zor soru bu işte. Onları birbirinden ayırmak zor ama dünyaya çocukların gözünden baktığımızda yetişkin dünyasının kirinden de arınacağımızı düşünen biri olduğum için ’Kan Ağacı’nın’ ’Derman’ı’ ’Mutsuz Çocuklar’ın Tanrısı’nın Berat’ı’ ve ’Hayal’in Dua’sı’ sanki daha önce okunup algılansın istiyor gibiyim. Yetişkin dünyasında ne yaşanırsa yaşansın bütün o yaşantıların temelini çocukluklarımız atıyor çünkü. Onlarda yalan yok entrika yok duru ve saflar. Önce onları algılayalım. Önce içimizdeki çocuğa kulak verelim, sonradı nasılsa daha kolay sanki.
SORU) Şiirde tartışılmaz bir başarınız var. Adınızdan çokça söz ettirdiğiniz şiirleriniz bu gücü şarkı sözü için kullanmak içinizden geçti mi?
CEVAP )Kırk’ın üzerinde şarkı sözüm var bir kenarda duruyorlar, bir dönem çok eğilmiştim üzerine. Şimdilerde ilgim yok bu konuya. "Gece gölgenin rahatına bak", "burcu burcu taburcu" falan... Tanrım iyi ki Sezen var dedim diyorum diyeceğim. ;)
SORU) Şiirlerinizde en sevdiğiniz imge - metafor - aforizmalara birer örnek verebilir misiniz?
CEVAP) Hiçbir şiirim ezberimde yok. O yüzden buna cevap veremeyeceğim. Bir de açıkçası bir şiiri yazıp bitirdiğimde içinde ne var diye inanın dönüp bakmam. Bu, okurun bulup çıkaracağı bir şey.
SORU) "Kötü şiir yoktur." fikrine katılıyor musunuz ve sizce "İyi bir şiir nasıl olmalıdır?" Kısaca açıklar mısınız?
CEVAP)Nasıl kötü şiir olmaz?! Ortalık kötü şiir ve müteşair dolu. Benim şiirlerimin çoğu da kötü. İyi şiir kişiselden evrensele pencere açan şiirdir. Bir "je ne seis qui" durumudur, açıklanamaz olmalıdır. Hayat kısa kuşlar uçuyor mısralarına yüzlerce ayrı anlam yükleyebilme olanağıdır. Kolay değildir. İyi şiir öyle az ki...
SORU ) Edebiyat tarihimizde birçok önemli şair ve yazar var ve dünya edebiyatında da öyle. Edebiyatımızda hangi şair ve yazar ile tanışmak isterdiniz birer örnek ve dünya edebiyatında şuan yaşasaydı tanışmak istediğiniz şair ve yazara birer örnek verebilir misiniz? Kısaca açıklar mısınız?
CEVAP) John Fawles’tan bir şeyler öğrenmek Orhan Veli ile de birer kadeh rakı içmek isterdim ne yalan söyleyeyim. Yaşasaydı kapısının önünde yatacağım postmodernci Woolf olurdu ve ah tabii ki Ritsos... ay ışığı Sonatı nasıl yazılır nasıl yazıldı nasıl bir ruhtur o, bilmek anlamak isterdim.
SORU) Şiire veya yazarlığa yeni başlayanlar için bir öneriniz var mı?
CEVAP) "Ben oldum" diyorlar, en büyük handikap bu. Çok okusunlar, ego kurbanı olmasınlar, sokağa çıksınlar, dijital değil, analog hayatları kavrasınlar isterim. Bu dik bir yokuştur, basamaklarda dinlenmeden zirveyi görmeye çalışmasınlar derim onlara.
SORU) Şuana kadar kitaplardan hatırı sayılır bir gelir elde ettiniz mi? Bu gelirden bağış yaptınız mı? Veya bağış yaptığınız oldu mu?
CEVAP) Kitaplarımdan ciddi gelirler elde ettiğim zaman olacak bir şey bu. Keşke olsa da bağış yapabilsem. Henüz olmadı ama isterim çok.
SORU) Şiir başlığının sizce bir şiire ne denli etkisi var?
CEVAP) Bazı şiir isimlerinin şiirinin bile önüne geçtiği doğrudur ama bu, şık bir paketin, içinden çıkanın değerini yükseltemeyeceği gerçeğini değiştirmez. Her şey bir bütün olmalı. Sırf adını çok sevdiğim için özellikle dönüp dönüp okuduğum bir şiir yok açıkçası. O içerdeki lezzet kalır benim aklımda. Adı ne olursa olsun...
SORU) Hep şiirden konuştuk. : ) İzmir deyince Karşıyaka ile Göztepe rekabeti gelir futbolda. Siz burda hangi taraftasınız?
CEVAP) Göztepe tarafında oturuyorum fakat bu iki taraftan birini özümseme durumum yok. Karşıyakayı severim ama Göztepe tarafından vazgeçmemem tamamıyla bir alışkanlıkla ilgili. İzmir ikiye bölünemeyecek kadar değerli. Her an gidip karşıda oturabilir ve Karşıyakalıyım yerine İzmirliyim demeye devam edebilirim;)
Bir sonraki ’Biz Sorduk’ köşesinde buluşmak üzere hoşça kalın... : )
YORUMLAR
Xanthi
değerini bilene ne mutlu ki
Allah güzel gönlünü incitmesin ablacığım
Ne güzel bir fikir.
Harika bir yazı olmuş ve söyleşi aklımda güzel yerler edindi.
Kalemi yücelten bir has davranış. Şairin düşüncelerini okutman ve okumamız da o şâir için çok önemli tanimayanlara fırsat.
Ve değer verişin önem ve vakit ayırıp emek sarfedişin boşa çıkmasın inşallah.
Herkesin emeğinin karşılığını alması umudu ile.
Teşekkürler edebiyat ve şiirlere kattığın değerlere Fatih kardeşim.
Kutluyorum.
Şiir olsun inşallah yolun.
Xanthi
Değerli insanlar ile irtibat kurup bunları yazabilmek hiç kolay olmuyor.
O yüzden vakit ayırıp okumak lazım şahsımca.
Yazı bölümünde edebiyata ışık tutan paylasimlar artar umuyorum ki.
vakit ayırdığın için teşekkürler can.
Nar-ı Çiçek
Ki hiç kolay değil evet bu gibi söyleşileri sahiplerinden samimiyetleri ile okumak. Sanki yaziyi okuyunca canlı olarak sahit oldum bu sohbete.
O yüzden tesekkürler tekrar emegine. Ki günde görmeyi ve bircok şiirsevere ulaşmasını çok isterdim bu değerli yazının.