- 551 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
UÇARI YÜREK
Şimdi biz seviyorsak
yakarışlarla sarsılıyordur dünya
ateş ve yutkunuşu
yığarak kalbin billuruna
Şimdi biz seviyorsak
oynaşır buzağılar çayırlarda,
elleri terli doğar çocuklar analarından,
altında bir dağ gibi durulur gökyüzünün,
anlam bulur çılgınlıklar ve ağlayışlar
Şimdi biz seviyorsak
– ki gönlümüzde cömert bir baş dönmesi gezinir –
fısıldaşır camlardaki buğu,
aşkın gülümseyişi başkalaşır,
bulup çıkarır koynundan
yaradılışın kalkanını
İşte dal gibi endamı sevgimizin,
gırtlağımızda huysuzlanan acımtırak titreyiş,
işte gövdemizi fırlatarak girdiğimiz kavga,
adımlarımızdan boşalan korda sarsılan toprak
Şimdi biz seviyorsak
– ki grevlerden
döğüşerek kuşatılan halktan öğrendik bunu –
ayrılığın olduğu kadar kavuşmanın
güvenin ve
verimli gürültünün yazlarını taşırız dünyaya
Çünkü biz seviyorsak
çırılçıplak işçileri var demektir sevginin
Bu satırları ilkin’Hayatımız Üstüne Şiirler’de okudum.Küçük defterime yazmış, bir çok kez okumuşumdur.O’nun şiiriyle birlikteyken, kahpeliğin düşmanlığınkol gezdiği asfaltlarda, maviyi yaşadım...doğayı sevdim...çayın buruk tadını...papatyaları...inanıp ölmenin onurlu duygusunu....fırtınayı...yalçın kayalıkları...uçarı yüreği...ırmak boylarından turaç seslerini...
Yaşadığı çağa, ,akan suya karşı sorumluluğunu bilerek, duyarlı yüreğini sonsuz bir biçimde yaşama adamıştır O. Nihat Behram’ı salt şiirleriyle değil, belgesel anlatıları, röportaj çalışmaları, deneme yazılarıyla da tanıyoruz.
Burada şiir eleştirisi yapmayacağım, yalnızca son kitabı ’Irmak Boylarında Turaç Sesleri’ yi okuyunca, dizelerin benim deyüreğimi uçarı kılması nedeniyle bir kaç satır yazmak istedim, o kadar...Behram’ın yalçın kayalıklara sığmayan yüreği, halka devrime inanmış beyni, son dizelerinde yine duyarlığın sözcüklerini yazmış Behram’ın şiirlerinde korkunçbir gözlem yanı sıra tutarlı bir dünya görüşünün de olması, bence onu birçok ozandan ayıran bir özellik. Onda kimi ozanlarda görmediğim, bulamadığım şeyleri buldum...buluyorum. Yaptığı işle kişinin yaşamını bütünleştirmesi, yaşadığıyla da yaptığını...Karikatürde yaşadığını çizmek, çizdiğini yaşamak gibi bir şey bu....Kimi ozanlar tanıdım ve bu şiirleri yazan bu yürek mi diye hayretlere düştüm...kimilerini tanıdım, çalıştıkları öz Türkçeden yoksun bir kpnuşma içindeydiler.Laboratuvarda devrimci, özek yaşamlarında tutucu olan bilim adamları gibiydiler bir anlamda. Nihat Behram yazdığından farklı yaşamıyordu, çünkü yazdığını yaşıyordu.Konuşmalarında bile’ruhunu dolduran kıvılcımlar, çağıldaşan sevinçler, yaşamanın sevinci, yenilmez tutkularla silahlanan duyguları’yla birlikteolmak her zaman olası. Sevdiğine yazdıklarında bile vazgeçilmez, diretilen duygular okuyucuyu sarsalıyor, uzun söze be gerek var?
Onu siz de okuyun...bir kez daha okuyacaksınız,’aşk denince acılar’ın paylaşıldığı,’sokakları, süngülerle zırhlarla’çevrilmiş bir kentin en geniş caddelerinden irin dolu bir günü böğrünüzde taşıyıp geleceksiniz...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.